Skor önemli değil! Oyun hayal kırıklığı

Konyaspor, Fenerbahçe karşısında kimsenin gerçekçi olarak puan beklemediği bir maçtan, yine beklenen bir skorla ayrıldı. Doğrusu, sonuç kimseyi şaşırtmadı. Ancak mesele yalnızca skor değildi; asıl hayal kırıklığı, ortaya konan oyundu.

İlk yarı tamamen Fenerbahçe'nin kontrolünde geçti. Tempoyu belirleyen, oyunu yönlendiren ve sahayı domine eden taraf ev sahibiydi. Konyaspor ise bu 45 dakikada neredeyse oyunun hiçbir anına ortak olamadı. Fenerbahçe, oynadığı oyunun karşılığını fazlasıyla aldı ve devre arasına 3-0'lık net bir üstünlükle gitti.

İkinci yarıda ise Fenerbahçe'nin temposunu düşürmesiyle Konyaspor için bir miktar oyun alanı oluştu. Topa daha fazla sahip olan, oyunu rakip sahaya yıkmaya çalışan bir Konyaspor görüntüsü vardı. Ancak bu görüntü, ne yazık ki tabelaya yansıyacak bir üretkenlik getirmedi. Sonuç verici ataklar geliştirilemedi, golle sonuçlanacak net pozisyonlar üretilemedi. Maçın son dakikalarında yenilen bir golle skor 4-0'a geldi ve karşılaşma bu şekilde sona erdi.

Konyaspor adına söylenecek çok fazla bir şey yok. İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor: Madem bu takım oyuncu potansiyeli açısından bu noktadaydı, teknik direktör değişikliğinin anlamı neydi? Bugün veya yarın göreve gelecek herhangi bir teknik adam, bu kadroyla neyi ne kadar değiştirebilirdi?

Açık konuşmak gerekirse, bu oyuncu grubuyla kim gelirse gelsin, istikrarlı ve sonuç alan bir futbol ortaya koymak kolay görünmüyor. Recep Uçar döneminde de istenilen seviyede olmasa bile oyun kimliği olan bir takım vardı. Çağdaş Atan'ın tercih edilmesindeki temel düşünce, muhtemelen ara transfer dönemine kadar takımı tanıyıp buna göre hamleler yapmaktı. Ancak madem transfer yapılacaktı, takımı en iyi tanıyan isim olarak Recep Uçar'ın bu süreci daha sağlıklı yönetebileceği de insanın aklından geçmiyor değil.

Bugün artık "hoca değişikliği hatalı mıydı?” tartışmasını yapmanın da çok anlamı yok. Gelinen noktada sorun, bireysel tercihlerden çok daha derin ve yapısal bir hâl almış durumda.

Konyaspor için tehlike çanları ciddi şekilde çalmaya başladı. Eğer ara transfer döneminde takıma güçlü ve doğru takviyeler yapılmazsa, ikinci yarıda işlerin çok daha zor bir noktaya gitmesi kaçınılmaz görünüyor. Lig uzun ama sabırsızdır. Ve futbol, hataları affetmez.