AYASOFYA’DAN TÜM DÜNYAYA...
“Hayatın Masası”
GÖĞE BAKALIM
Konya raylarla geleceğe taşınacak
Stresten Nasıl Kurtuluruz?
Efsanelerin Yemişi
Göztepe’nin Hesaplarını Tunahan Bozdu
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Teknolojinin Bizden Aldıkları
MALAZGİRT ZAFERİNİ KUTLAMAYI HAK EDİYOR MUYUZ?
Laik hutbe verelim
Kripto para piyasaları bir oyun alanı değildir
İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
ASIRLIK ÇINAR ALTINDA AKŞEHİR
İç sahada alınan net galibiyet
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Günümüzde sosyal medya ve dijital platformlar sayesinde iletişim ve etkileşim şekillerimiz epey değişti. İlgi açlığı, onaylanma isteği, başkalarını kontrol etme arzusu hava atmak için işkembeden sallama ve şakşakçı besleyerek taraftar toplama çabası, neredeyse bulaşıcı bir hastalık gibi yayıldı. Peki, bu bitmek bilmeyen ilgi açlığı ve onaylanma ihtiyacı nereden geliyor? Neden bazı insanlar sürekli haklı olma ya da hava atma derdinde?
Elbette, ilgi görmek hepimizin doğasında var. Kim fark edilmek, sevilmek, onaylanmak istemez ki? Ama ne yazık ki bu duygu artık ipin ucunu kaçırdı. İnsanlar sürekli bir beğeni ve onay peşinde koşuyor. Sosyal medyada aldığı beğeni sayısıyla mutlu olan, gelen yorumlarla kendini değerli hisseden bir kalabalık var. Bu, insanın kendi değerini dışarıdaki onaya bağlamasına ve içsel bir tatminsizlik yaşamasına neden oluyor.
Bir de kontrol etme arzusu var, o da ayrı bir mesele. Kendi hayatında kontrolü kaybetmiş insanlar, başkalarının hayatlarını kontrol ederek kendilerini güçlü hissetmeye çalışıyor. Bu, aslında bir yanılsama, çünkü başkalarının hayatlarına müdahale ederek kendi hayatındaki eksiklikleri telafi edemezsin. Kendine bir taraftar kitlesi yaratarak güç kazanmaya çalışan, şakşakçıların desteği olmadan adım atamayan insanlar var. Ama bu ne yazık ki gerçek bir güç değil, sadece tehlikeli bir yanılsama. Gerçek anlamda değerli ve anlamlı bir hayat yaşamak, rakamlarla değil, içten ilişkilerle mümkün.
Sürekli haklı olmaya çalışan, hava atmak için laf kalabalığı yapan tipler de var. Kendilerini önemli göstermek için her türlü abartıya kaçıyorlar ama aslında komik duruma düşüyorlar. Bu da genellikle özsaygı eksikliğinden kaynaklanıyor. Bu tipler, etraflarındaki gerçekleri görmezden gelirken, içlerindeki boşluğu doldurduklarını sanıyorlar. İlgi ve onay aramak yerine, kendimiz olmayı, kimsenin sırtından geçinmeden, başı dik ilerlemeyi seçmek en doğrusu. Gerçek mutluluk, dışarıdan gelen onayda değil, içimizde bulduğumuz huzurdadır.
Hep söylerim: Vizyon, vizyon! Allah vizyonsuz insanlardan uzak etsin bizi.
Efsanelerin Yemişi
Sessiz Tanık / Saatli Cami
Kommagene’nin Kalbi PERRE
Mehir’le Kurulan Yüz Yuva
Konya’nın Yüreğine Ateş Düştü
Tarsus’ta Bir Nefeslik Yol Hikayesi
Perdeler Anılar Kapılar
GÖKLERDE BİR DESTAN: KONYA’DA ANADOLU KARTALI-2025
Dijital Çıplaklık
Taşkuyu’nun Sırrı