ŞARK KURNAZLARI

İnsanın dünyadaki görevi dönüşmektir (tekâmül). Her deneyimde bir üst bilince yükselmek gibi düşünün. Eğer seviye atlayamazsak, benzer olaylar kişiler ve durumlar hayatımıza gelmeye devam eder. Sürekli yerinde saymak gibi, kısırdöngüye gireriz...

Dönüşmediğimiz an, kendimizi aynı girdabın içinde debelenirken buluruz.

Sonra, "vay efendim yine mi aynı şey, yine mi bu tip insanlar, yine mi bununla uğraşacağım?” deyip dururuz.

Çünkü, ısrarla ve cehaletle aynı hataları yapan insanlar, o paradoksun içinden çıkamaz!

Hayatım boyunca hep böyle düşündüm. Hep bi sonraki seviyeye atlamak için çalıştım. Yaptığım her işte yerimde saymak bana acı verdi beni rahatsız etti. Ve insanlar okuldan daha çok şey öğretti. Gerçekten de iyi ya da kötü insanlar çok güzel bir okul. Her kişilikten başka bi dünya öğrendim. Yüksek lisansa, doktora yapmaya falan gerek yok. İnsan ilişkilerini iyi gözlemle; ölç, tart, biç, işte iletişim profesörü oldun! Kitaplarda yazmayan deneyimler, her gün baktığımız bir çift gözde; bunu her sabah selam verdiğimiz, mesai yaptığımız insanlardan alıyoruz.

Ahh be insan, ne çok şey öğretiyorsun bana...

Öğrenmediğim gün huzursuzum. Öğrenmediğim gün kendimi eksik hissediyorum.

Yıllardır iş hayatımda, insanlarla ilişkilerimde hep ödün veren taraf oldum. Varsın en güzeli olsun da ben çalışırım. Aman daha iyi olsun da sabahlarız n'olacak diye diye günleri bitirdim.

Hiç pişman olmadım, mutsuz da olmadım. Belki biraz uykusuz kalmış olabilirim, biraz da yorulmuş olabilirim. Ama pişman olmadım hiç. Kılıç kalkan kullanmayı öğrendim. Ve hala bu savaşta yeni şeyler öğreniyorum.

Her şeyi öğrendim de bi şu iş hayatında kaba davranmayı öğrenemedim. Her seferinde gerektiğini gördüm ama yapamadım. Şimdilerde en çok bozulan o oldu. Ayak uyduramasam da izliyor, farklı bir şeyler öğreniyorum. Karşılıklı ilişkilerin hiç seviyesi kalmadı ne iş hayatında ne özel ilişkilerde zarafet yok, nezaket yok! İş ilişkileri de özel arkadaşlıklar da bi mesajla bitiyor. Ha bi de sosyal medyadan engel attın mı bütün bağın kopuyor. Samimiyetsiz başlayan işler bi mesajla bitiyor…

Herkesin derdi aynı kalıpta: "işimin olduğuna bakarım!”

Kimin duygularını söndürebilirim? Kimi kullanabilirim?

Kimin üstünden para kazanırım? Kimi aptal yerine koyarım?

Alın teriyle fikir üreten insanların kıymetini, zihin emeğini bilen kimse kalmadı.

Aman Allah razı olsun, yok Allah rızası için... Dini duyguları kullanıp iş yaptırmayın. Emeğin hakkı verilmediyse bundan ne kul razı olur ne de Allah!

Pis işlerinize, menfaatlerinize Allah'ı karıştırmayın!

Kendini çok zeki zanneden aptalların içerisinde kaldık. Öyle bi hale geldik ki kendini zeki sanan aptalların yaptıklarını görmezden geliyoruz artık. Başka formül yok biliyor musunuz, "sensin” diyin ve gülüp geçin. Onlar kendi dünyalarında en zeki kalsınlar. Varsın sizi salak zannetsinler.

Ey şark kurnazları, bırakın milletin inançlarını kullanmayı. Önce siz ahlaklı olun!

Allah zaten en doğrusunu bilir ve zaten iyilerden razı olur!


Yazarın Diğer Yazıları