DOLAR
42,90
EURO
50,18
STERLİN
57,46
GRAM
6.041,73
ÇEYREK
9.927,57
YARIM ALTIN
19.757,72
CUMHURİYET ALTINI
39.390,61
Cemil PASLI
Cemil PASLI
cemilpasli@yenikonya.com.tr
21 Aralık 2025 Pazar günü yayınlandı

Meşruiyetin Olmazsa Olmaz 3’lüsü

 

 

Birey ve devletlerin mutluluk ve başarılarında "olmazsa olmaz 3'lü” şu ilkelerdir:

1.Adalet

2.Düşünce Özgürlüğü

3.Şura (danışma)

Bu üç ilke aynı zamanda bir Mümin/Müslüman'ın iman/akaidin zaruri bir yansıması olarak; hasenat (kişisel ibadetler) ile başladığı salihat (ikinci şahıslara dokunan, toplumsal ibadetler) ile tamamlanan "salih amel” yolculuğunda da sürekli riayet etmek zorunda kaldığı ilkelerdir.

Bu 3 ilke olmadan bireysel hayatımızda salih amelden söz edemeyeceğimiz gibi; kurumlarda ve devlette de başarı ve huzurdan bahsedemeyiz.

Adalet ve devlet yönetiminde tarihin en güzel örneklerini sergilemiş Hz. Ömer (r.a.) dönemine baktığımızda Adalet, düşünce özgürlüğü ve şura'nın mükemmel uygulamalarını görürüz.

Oğlu Abdullah bin Ömer'in devesi üzerinde hukuk konusunda ortaya koyduğu "Nüfuz Ticareti Haramdır” yaklaşımı hukuk literatürüne girmiş ve Almanya Hukuk Fakülteleri'nde ders olarak okutulmaktadır.

Cuma hutbesinde mehir ile ilgili yaptığı açıklamaya ayet okuyarak itiraz eden kadın karşısında bütün ashabın huzurunda, "kadın isabet etti, Ömer hata etti” diyecek kadar düşünce özgürlüğü taraftarıdır.

Yine başka bir Cuma hutbesinde;

"Dinleyiniz itaat ediniz” sözüne bir sahabe ayağa kalkar ve;

"Üzerindeki gömleğin hesabını vermedikçe dinlemiyoruz ve itaat etmiyoruz. Harp ganimetinden dağıtılan kumaştan sana göre daha küçük bir bedenim olduğu halde bana gömlek çıkmadığı halde sana nasıl gömlek çıktı?” der.

Bu sözün ne manaya geldiğini anlayan Hz. Ömer (r.a.) 7 Abdullah'tan birisi olan oğluna "kalk Abdullah cevap ver” der.

Abdullah bin Ömer (r.a.) durumu şu sözlerle izah eder:

"Harp ganimetinden aynı kumaştan bana düşen hissemi babama hediye ettim, iki hisseyi birleştirdi ve üzerindeki gömleği diktirdi” der.

Bunun üzerine sahabe;

"Şimdi dinliyoruz ve itaat ediyoruz” der.

Yine Hz. Ömer (r.a.) su-i kastla yaralanıp ölüm döşeğinde iken halife seçimini isimlerini bizzat vererek bir şuraya havale etmesi "olmazsa olmaz 3'lü” konusunda ne kadar hassas olduğunu göstermiştir.

"Olmazsa olmaz 3'lü” nün kişisel ve kurumsal huzur, başarı ve mutluluk için ne kadar gerekli olduğuna dair ciltler dolusu bilgiler sıralanabilir.

"Arife işaret yeter” kabilinden ve "yerimiz dar” olduğundan çağdaşımız bir mütefekkir ile konuyu bağlayalım.

1999 yılında "olmazsa olmaz 3'lü” nün hayata geçirilmediği "kapalı devre bir sistem”in bir ülkeyi nasıl, neden ve niçin geri bıraktığını Aliya İzzetbegoviç bakın ne kadar mükemmel izah; hatta ispat ediyor:

"Bu rejimler özgürlükleri baskı altında tutarak, sağlıklı uzlaşmaları engelleyerek, ideolojik ölçütler koyarak, bunlara karşı durabilecek yetenekli insanları toplumsal çalışmalardan alıkoyup ikinci plana iterler ve her şeyin vasat bir seviyeye indirgenmesini sağlarlar. Sonuç ise özgür ülkelere karşı kaybetmek şeklinde ortaya çıkar.”


Yazarın Diğer Yazıları