Meram İlçesi’ndeki Tarihi Mahalleler (4)

Meram İsmi

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde gezip gördüğü yerler arasında; bağ, bahçe, bostanlardan söz ederken, bağlık- bahçelik bu yerlere her defasında “Bağ-ı Meram” ifadesini kullanmaktadır. Hatta buraların Konya’nın Meram’ı gibi olduğunu ifade etmektedir.

Konya ili tarihi ile Meram’ın tarihçesi arasında bir paralellik vardır. Meram ilçesi; 26.06. 1987 günü TBMM’de kabul edilen Kanun gereği Konya il merkezinin Büyükşehir hüviyetine kavuşturulmasıyla kurulmuştur. Meram ilçesi, kuruluş çalışmalarını tamamlayarak 08 Ağustos 1988 tarihinden itibaren hizmete başlamıştır.

27 Haziran 1987 gün ve 19500 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 3399 sayılı kanunla ilçe hüviyetine kavuşan Meram ilçesi, 1112 km2’lik yüzölçümüyle Konya’nın önemli bir yerleşim merkezidir. Meram ilçesi konum itibariyle, Konya’nın güney ve güneybatısında yer alır. İlçenin kuzeyinde Selçuklu, güneyinde Çumra, Akören ve Bozkır, batısında Beyşehir ve Seydişehir, doğusunda Karatay ilçeleriyle çevrelenmiştir.

İlçenin kuzeyi ve batısı; dağ ve tepelerle çevrilidir. Güneyi açık, geniş bir ovalıktır. Sulama suyu Altınapa barajından sağlanır.

Asırlardan beri Konyalılar için hem bir mesire yeri, hem de bir sayfiye rolünü oynayan Meram’ın ismi üzerinde durmak gerekir. Meram ismi üzerinde şimdiye kadar çeşitli fikir ve mütalaalar ortaya atılmış ise de, bunların hiç birisi bugün için ne yazık ki bir kesinlik kazanmamıştır.

Sözlüklerde; “İstek, amaç, gaye, maksat” anlamına geldiğinden “Meram” kelimesi, Konya ilinin üç merkez ilçesinden biridir. Atasözleri arasında; “Meramın elinden bir şey kurtulmaz” olarak yer alırken, deyimlerde; “Meramını anlatmak, meram etmek” şeklinde geçmekte, bunlar da; “İsteğini, derdini anlatmak, üstüne düşmek, yapmak istemek” anlamlarına gelmektedir.

Meram; adını, “Meryem”den almıştır. Konya’nın, İkonyum’dan türediği ve İkon’un ise, Hz. İsa ve Meryem ile yakından ilgisi bulunduğu göz önüne getirilerek böyle bir sonuca varılmak istenmiştir.

Meram ismini; Meram Şah adlı tarihi şahsiyetten almaktadır. Bunun eski Selçuklu beyzadelerinden birisi olduğu hakkında söylentiler mevcuttur. Fakat bugün Meram’ın hiçbir köşesinde adını ve izini bu şekilde aksettiren ne yazılı bir kayıt, ne de ufak bir anıt ele geçmiş veya görülmüş değildir.

Meram; isminin, “Mir-i Âb” ile ilgisi olması ihtimali vardır. Sulama ve dağıtma işine nezaret edenler hakkında kullanılan bu tarihi terime, Selçuklu ve bilhassa Osmanlı kaynaklarında sık sık rastlanmaktadır. Bilindiği üzere “Su Beyliği” anlamına gelen “Mir-i Âblık”, mukataa suretiyle alınırdı.

Fakat bütün bu yakın alaka ve münasebetlerine rağmen, “MERAM” isminin “Mir-i Âb”tan bozularak meydana getirildiğine ve Konya’nın bu meşhur semtine unvan olarak verildiğine yine pek ihtimal verilemez.

Bu unvan; Konya ve çevresi halkına ait sosyal muhayyilenin doğurduğu anonim bir tabirden başka bir şey değildir. Bilindiği üzere, asırlardan beri eşraf ile servet sahiplerinin, beylerle bir takım ağaların toplu bir halde yazlarını rahat bir şekilde geçirmeleri, geniş halk kitlelerinin en büyük istek ve arzusunu körüklüyor ve onlar için de burada aynı şekilde yaşamak adeta bir gaye oluyordu. Bu sebepten, bu eski ve ünlü sayfiye ve mesire, asırlarca çoğunluğu teşkil eden orta halli ve fakir halk kitlesinin ağzında “MERAM” şeklinde tekrarlanmış ve gönüllerinde ise hep böyle bir maksat ve gaye şeklinde yaşayıp durmuştur.

Gedabat (Gedavet), Mukbil Pınarı, Tavusbaba, Kızlar kayası, Köyceğiz, Kasım Halife, Dere, Yaka ve Lale Bahçesi ile yüzyıllar boyunca geniş çapta bir şöhrete erişen Meram’ın çeşitli isimler taşıyan yöreleri de ayrıca incelenmeye değer. Bunlar arasında; Yorgancı, Selam, Çandır, Avgın, Âşıkan, Turut, Kürden, Çakıllar, Cirit, Çimenlik, Dibekbaşı.... yöreleri ilk hatıra gelenlerdir.

Şeyh Vefa Vakfiyesi’ne göre Âşıkan yöresini Selçuklu büyüklerinden Emir Âşıkan’a isnat etmek lazımdır. Burada Mevlevilik müntesiplerinden Ateş Bâz-ı Veli’nin ve Turut yöresindeki Dede Bağı’nda Cemel Ali dede’nin türbeleri, eski eserler arasında zikredilir. Turut yöresinin, Kanuni Sultan Süleyman devri insanlarından Şeyh Turut ile yakından ilgisi olduğu bilinmektedir.

Selçuklular devrinde Konya’nın Kâğıthanesi olan Meram, Karamanoğulları vaktinde ve bilhassa Osmanoğulları zamanında aynı şöhretini korumuştur.

Tarih boyunca şirin bahçeleri ve tatlı gedabadıyla cana can katan cennet Meram’ın Anadolu Selçuklularının olduğu günden beri adına çeşitli menkıbelerle bir takım şiir, destan, vesika, divan ve seyahatnamelerde zikredildiğini görürüz. ( KAZIM ÖZTÜRK/  KONYA, SEMT, MAHALLE, YER İSİMLERİ, ANLAMLARI VE TARİHÇELERİ, basılmamış eser.)


Yazarın Diğer Yazıları