KİTAP GÜNLERİNDE VAROLUŞ

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Pandemi süreci tedbirleri hafiflerken, uzun bir aradan sonra Konya Kitap Günleri tekrarlandı. Siz bu satırları okurken kitap fuarının bitmesine dört gün kalmış olacak. Öncelikle organizasyonda emeği geçen herkese kalbî teşekkürler. Öğrencilerini SKM'deki yazarlarla buluşturan okulları da tebrik etmek lazım. Bu sürece destek veren kitapseverlere; tüm kurumlara, medya organlarına ve belediyelerimize de...

 

Bir yazar olma sıfatını hak edip etmediğimi, kendimce hep düşünmüşümdür. Bunun cevabı biraz da "yazar” tanımının çıtasını nereye koyduğumuzla ilgili. Konya Kitap Günlerinde, bahsettiğim yazar olma çıtasının epey düştüğüne şahitlik ettim maalesef. Elbette her meslek grubunda olduğu gibi başarılılar ve yetersizler var. Ancak çuvaldız kendimize batırmak gerekirse, toplumun aynası yazarlar değil midir?

 

Her geçen gün aşmamız gereken seviye yükseliyor. Hızla değişen teknolojiler ve bilimin esaretinde makineleşen bir insanlık türüyor. Elbette "insan” ifadesinin anlam karşılığı da aynı hızla değişiyor. Süreç; toplumları ekonomik, kültürel, siyasi olarak asimile ediyor. Bu dönüşümün sancıları bireyleri etkiliyor. Yıllardır öngörülen dijital dünya gümbür gümbür geliyor. Branşım olmadığı için pek değinmeyeceğim; aslında 1900'lerden bugüne, insanlık tarihi, bilinen en ciddi fren patlamasını yaşıyor! Çile!

 

Kim kimin aklını avuçları arasına almış, oynuyor bilemedim. Okumak ve öğrenmek üzerine daha çok akıl aşındırmalıyız. Her şeyi bilmekten vaz geçmeliyiz. Verimsiz düşünmek ya da uygulamadığımız bilgilere sahip olmak: Faydasız. Oysa harika bir genetik mirasımız ve unutturulmuş ideallerimiz var. Hayalleri gerçekleştirecek zeki, yetenekli bir nesil de yetişiyor. Artık bize silkelenmek ve kendimize dönmek düşüyor...

 

Kendi rutin hayatını sürdürmek, kurgu topluma yeterli gelmiyor. Kaygı, korku veya neşe, huzur gibi duygularımız madde kaynaklı. Maddiyata odaklı zihinlerimiz, kiralık düşlerimiz. Sanki bir kara büyü ile büyülenmişiz. Bizler uyutulmuş kapitalistleriz, okumayız. Benliklerimizi sürü ve güdü üzerine bina ettiğimiz aşikâr. Kimse yekdiğerini dinlemiyor ve anlamıyor. Çoğunluk okumaktan zevk almıyor, yazanlar da benim gibi biçare serkeşteler. Yine de karamsar değilim, umudumuz stantları gezen gençler. Onlar okuyup sorgulayacak ve yazacaklar.

 

Gençler, kara bulutlardan verimli yağmurlar indirecek. Kalbî inancımız budur.

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları