HER GÜN BAYRAM

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Bizim kültürümüzdeki en önemli ögelerden birisi de "deliler” şüphesiz. Binlerce yıldır tüm fiziği, kimyası hatta coğrafyası değişmiş bir toplumuz. Bu nedenle son derece girift ve birbiriyle iç içe bir insan yumağıyız. Daha uçlarda duran, aykırı insanlar ise "deli” olarak tanımlanmış. Onlara dair öyküler uydurulmuş, adeta "nasıl deli olunur, nasıl deli kalınır?” kitabı yazılmış…

 

Deliler kadar halkı etkileyen diğer kurum ise "velilik” olsa gerektir. Allah'a yakîn sahibi olan ve ölümüne dek teslimiyete ermiş bu insanlar toplumumuzda çok kıymetlidir. Bu iki gruptakiler arasında öylesine inanılmaz aynılıklar var ki zaman içinde birbirlerine karışmışlar. Yine de onlara gösterilen saygı ve muhabbet azalmamıştır. Aykırı işleri sevilmelerini engellememiştir.

 

Aslında içten içe onlara özenirken onlar gibi olmak da istemeyiz. Bu terimler, toplumda genellikle düşük sosyal statüye sahip kişileri tanımlamak için kullanılır. Onlar toplum tarafından dışlanan ya da toplumu dışlayan bir kurumu temsil ederler. Fakir, çaresiz ve ehliyetsiz durumda gibi görülürler. Buna rağmen, bırakın yaşayanları ölmüşlerinden bile medet umulur, dua olunur.

 

Dünyada "var” olmanın anlamını aramak, belki kendinde bulmak yüce işlerdir. Para-pul, tarla-tapan, koyun-çoban filan derken unutulmuştur. Sorarım size kaç aşık kavuşmuştur? İşte bizim delilerimiz ve velilerimiz maksuda erenlerdendir. Biz ödenen bedeli bilmeyiz, nasıl gidilir o yola diye düşünmeyiz. Yine de onca geçim derdi içinde onları yürekten uzak etmeyiz…

 

"Mübarek bayram vakti bunlar da nereden çıktı?” demeyiniz. Sizlere işaret etmek istediğim farklı bir bağlantı var. Çünkü bizlere senede bir kez bayram, onlara ise her zaman!

 

Ayağa düşmüş hitaplardan birisi de "cânım” ifadesidir. Sevdiğimiz kişiyle olan bağımızı anlatmak için sahip olduğumuz en değerli şeyle özdeşleştiririz. Menfaatlerimiz çakışsa günün birinde, bütün seçeneklerde onu seçeriz. Şimdilerde yine böyle mi bilemiyorum. Birisine canım demek onun kalbi konumunu da tespit etmek demektir. Zire "cân” dediğin acayip bir servettir.

 

Bendeniz âcizane, böyle "cânım” dediğim nadide bir sevdiğimi Dost'a teslim etmiştim. Emanet sahibi gelince bize ne demek düşer? Bu bağlamdaki inancımız sabittir, O'ndan O'na doğru gidilir. Marifet, doğru yoldan sapmadan emaneti teslim edebilen baht sahibi kişilerden olmaktadır. İnsan denen nankörden cân çıkınca geriye ne kalırsa bize de o kaldı sonrasında.

 

Bayram arifesinden yapılan kabir ziyaretlerinin anlamı da budur. İlk elden bayram kutlamasını aramızdan ayrılanlarla yapmak ne güzeldir! Çoluk çocuk erkenden toplanıp mezarları doldurmak kısa bir zaman diliminde bile olsa mutlak sonumuzla yüzleşmek ne güzeldir! Geçmişle geleceği kucaklaştırmak, dualarda ölmeyen cânlarımızla buluşmak ne güzeldir!

 

"Mübarek bayram vakti bunlar da nereden çıktı?” demeyiniz. Bayram eden başka mahlukat var mı alemde ya Hu? Bayramı ihya etmek en çok da "insan” olmak demektir.

 

Bu sebeple bazılarına her gün bayramdır, bazılarına senede bir kez gelir!

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları