KURUMSAL EĞİTİM

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Sevgili dostlar, bu yazımızda bir zamanların efsane sloganı "eğitim şart…” üzerinden zihin fırtınası yapmak istedim. Uzun yıllardır, meslek hayatımla beraber, eğitim sürecine devam ediyorum. Halen ‘Usta Zeka Fikir Atölyesi' bünyesinde, hazırladığım modüller üzerinden sunumları paylaşıyorum. Vazgeçilmezlerim: öğrenmek ve bildiklerimi paylaşmak…

 

Gelişmiş ülkelerde, kurumsal eğitimler için yapılan anket sonuçları bizim için önemli veriler içeriyor. Katılımcılar, kurumsal eğitim yatırımlarının %47 oranında kendileri için daha motive edici olduğunu söylüyorlar. Eğitim alan kişilerin 83% gibi yüksek bir çoğunluğuysa; bilgi ihtiyacı açısından doğru iletişim sürecinin, buna dair tecrübe ve pratiklerin, sektörel rekabet üstünlüğünü korumanın anahtarı olduğunu düşünüyor. (OECD-2018)

 

Bu bağlamda ciddi bir soru var karşımızda. Ciddiyetine oranla pas geçtiğimiz, maalesef önemsemediğimiz bir soru: Eğitim neden bu kadar önemli?

 

Sürekli okurlarım hatırlayacaklar, yazılarımda sıklıkla "dijitalleşme” terimini kullanırım. Aslında dikkat çekmeye çalıştığım nokta, son on yılda korkunç bir hızla artan küresel dönüşüm. Bıkmadan hitap etmeye çalıştığım kitle ise, ekmeğinin peşinde olan orta sınıf diye adlandırılan insanlardan oluşuyor. Amiyane tabirle, bizler geldik geçiyoruz. Ya yeni nesiller ve sorumluluklarımız? Acaba kaç aile çocuklarını doğru mesleğe yönlendirebiliyor?

 

Ey ahali, gelecek geldi! İşte size birkaç yeni meslek adı: DAC (Doğrudan Karbon Yakalama), VA (Dikey Tarım), CI (Sanal Etkileyici)…

 

Kendi deneyimlerimde en sık karşılaştığım itiraz şöyle: "Biz otuz senelik firmayız, hiç eğitim almadan iyi yerlere gelmeyi başardık, neden eğitime para harcayalım ki?”

 

Eğer diyaloga açıklarsa bu insanlarla konuşuyorum. Acaba pazarın büyüklüğü ne kadar, siz ne oranda pay alıyorsunuz? Şirket başarısını nasıl tanımlıyorsunuz? Çalışan sadakatiniz ne seviyede, personelin birbirleri ve müşteriyle ilişkilerinden memnun musunuz? Faal olduğunuz sektöre dair ne kadar veriye sahipsiniz? Gelecekteki beş sene için hedefleriniz neler, vizyon planlama kriterlerinizi nasıl belirliyorsunuz? Cevapsız sorular, gereksiz sorular!

 

Kurumlar, kendi sektörlerinde birer birey gibiler. Böyle bakacak olursak, yukarıdaki sorular kişiselleştirilerek, aileler için de sorulabilir. Alanım olmadığı için, asıl eğitimin aile-çocuk boyutuna daha fazla girmeyeceğim. Ancak globalleşen (küresel tektiplik) dünyamızda, saf kölelerin de başarılı firmaları yükseltecek bireylerin de yine bizim evlatlarımız olacağını söylemeden geçemeyeceğim. Planlı çalışarak, eğitimli insanlarla her şey mümkün!

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları