ÖZÜ SÖZÜ BİR GÜVENİLİR ÖRNEK DAVA ADAMI OLMAK GEREKİR
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
YAŞANMIŞ İBRETLİK BİR OLAY: “İKİ KARDEŞ BİLMEDEN EVLENDİ.”
İncitici ve Kahredici Mağlubiyet
Çağdaş Atan’ın Konyaspor karnesi! 6 maç tek galibiyet
OECD, IMF, S&P,FİTCH, MOODY’S bir kere de yanıldık deyin be!
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
Dinle Neyden/Gönülden
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Hz.Şems-i Tebrizi,Hz. Mevlânâ sema ve Biz
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
TERAZİ
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Son yıllarda Türkiye'nin pek çok yerinde kimi zaman insan ölümüne, yaralanmasına veya psikolojilerinin bozulmasına travmaya sebep olan başıboş köpeklerin durumu henüz tam olarak çözülmüş değildir. Yöneticiler ne yazık ki palyatif çözümlerle durumu idare etmeye çalışmaktadırlar. Konya da bu problem henüz çözülmüş değildir. Neden konuya neşter vurulup nihai bir çözüm üretilememektedir. Düşündürücü…
Bu toplumsal konu yeni değil. Geçmişte de var olan dile getirilen bir konu olmuştur. Türk asıllı Mısırlı ünlü şair Ahmet Şevki, Osmanlı Devleti'nin son yıllarında İstanbul'a yaptığı ziyaretlerde gözlemlediği önü alınamayan bu sorunu "Kilâbu'l-Asitane/İstanbul'un Köpekleri” adlı şiirinde dile getirmiştir.
‘İstanbul, korkuların evi ve ziyaret edeni vesvese bırakmaz' dediler
Şaşılacak şey, orada köpekler güven içerisinde korkulardan emin, insanlarsa korku içinde.
‘Der Saadet (İstanbul)'te çok köpek gördüm sayısı, insanların sayısına eşit belki de daha ziyadedir.
Ordular nasıl taksim edilirse onlar da komutanlar ve erler olarak sokakta düzenli bir şekilde yürüyorlar.
Kimileri koç gibi semiz, kimileri de çekirge gibi zayıftır.
Onların en çok sevdikleri şey, kaldırımlarda uzanarak uyumak ve sokağın ortasında doğurmaktır.'
Kaynaklarda Osmanlı Döneminde kimi vakalar sonucu bazı özel tedbirlere başvurulmuş. Mesela İkinci Mahmud döneminde başıboş köpeklerin saldırısına uğrayan bir İngiliz vatandaşının ölmesi diplomatik krize sebep olmuş; tüm köpekler kayık ile uygun bir adaya nakledilmiştir. Bu çözüm Abdulaziz ve sonraki dönemlerde uygulanmaya devam edilmiş zaman zaman sokak köpekleri Sivriada gibi bazı ıssız adalara nakledilmiştir.
Günümüzde Türkiye'de milyonlarca sahipsiz köpek olduğu belirtilmekte ve ne yazık ki sayıları her gün artmaktadır. Bu konuyla ilgili kalıcı ve köklü bir çözüm üretilememektedir. Uzmanlar çözüm için birbirinden farklı kimi öneriler sunmaktadır. İnsanlardan uzak bir ortamda tutmak, gönüllülerin sahiplenip güvenli ortamda tutmaları, kısırlaştırma ve itlaf etmek. Özellikle sonuncusu yani hayatlarına son verme seçeneği insani değil.
Konya'daki tablo ülke genelindeki tablodan pek farklı değil. Geçmişten günümüze Belediyeler bu konuda kimi faaliyetler yapmışlar. Sivil Toplum Kuruluşlarıyla işbirliği halinde kimi hayvan barınakları yapılmış ve bu başıboş hayvanlar orada toplanmış. Mevcut kimi teşebbüsler var. Ancak bunlar sözlü ve yazılı basına yansıyan başıboş köpeklerin insanlara verdikleri zararları tümüyle yok edemiyor.
Devletin ve yerel yönetimlerin STK'larla iş birliği halinde bu konuyu masaya yatırıp daha köklü çözümler üretmesi gerekmektedir. Bulunduğu semtte bir çocuğumuzun sokakta yürürken parkta oynarken başıboş bir köpeğin saldırısına maruz kalması, hayatını kaybetmesi, yaralanması veya yaşadığı bu tablonun onun psikolojisine yapacağı tahribat kabul edilemez, mazur görülemez. Pek çok alanda gerçekten takdire şayan hizmetler yapan kurumlarımızın böylesi bir konuda zayıf ve etkisiz kalabileceği düşünülemez.
Yüce yaratıcının yarattığı bu varlık aleminin bireyleri olan insanlarla hayvanların birbirlerine zarar vermeden yaşayabileceği temennisiyle sözlerimi Ahmet Şevki'nin şiirine nazire olmak üzere üç dörtlükle sonlandırmak istiyorum.
KİLAB-I KONYA
Yolda giderken parklarda oynarken
Hayaller kurup neşeyle yürürken
Bir sesle irkilirsin durup dururken
Ansızın karşına çıkar kilab-i konya
Çırpınırsın tez elden kaçmak için
Semtin kilabı gelmiş senin için
Sana bu dünyayı dar etmek için
Birçok garipliklerle dolu dünya
Nafile yapılacak hiçbir şey yok
Heyhat geçmez sendeki bu büyük şok
Yegâne yapılacak dua pek çok
Akarken ağzından kilabın salya
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
HER ŞEY O’NU HATIRLATIYOR DEMİRDEKİ HİKMET
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
ASIRLIK ÇINAR ALTINDA AKŞEHİR
GAZZE KONUSUNDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI
TÜRKLERDEN ÇOK BATILILARIN İLGİ GÖSTERDİĞİ BİR MÜSLÜMAN TÜRK BİLGİNİ İBNİ SİNA
15 TEMMUZA NASIL GELDİK
İSLAM TOPLUMUNUN TEMEL AYRIŞMA NOKTALARINDA BİRLEŞTİRİCİ BİR ŞAHSİYET HASAN el-BENNÂ