ŞÜPHE
Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Konyaspor’da korkutan düşüş
Güzel insanlar güzel yerde ölürler! Güzel insandı, güzel yerde öldü
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Yerlerin ve göklerin yaratıcısı Yüce Allah, yoktan var ettiği insanlar, hayvanlar, bitkiler ve daha birçok varlıkta bizleri hayrete düşüren ve önemli bir kısmına henüz daha vakıf olamadığımız özellikler bahşetmiştir. Her biri hakkında sayfalarca yazılabilecek hususlar vardır. Hayvanlar arasında karıncalar ve arılar, çalışkanlıklarıyla ve kollektif hareketleriyle öne çıkmaktadır. Bu yazımızda karıncalar üzerinde durmak istiyorum.
Bir insanın veya bir toplumun çalışkanlığını belirtmek istediğimizde "Karınca gibi çalışıyor/lar.” ifadesini kullandığımız karıncalar, Antik Mısır'da, Yunan mitolojisinde ve daha pek çok eski uygarlıkta, çalışmanın, azmin ve iş birliğinin sembolü olmuşlardır.
Kur'an-ı Kerim'de karınca anlamında Neml suresi vardır. Hz. Süleymanın ordusunun geçtiği bir yerde bir karınca diğer karıncaları bir zarar görmemeleri adına güzergâh üzerinde bulunmamaları konusunda uyarır. Yine karıncalar Hz. İbrahim'i yakmakta olan ateşi söndürmek üzere su taşıdıkları ifade edilir.
Karıncalar büyük gruplar halinde (koloni) yaşarlar. Bu koloninin nüfusu, yüz binlere, milyarlara varabilir. Dünya üzerinde ateş karıncaları, marangoz karıncalar, firavun karıncaları, ordu karıncaları, dokuma karıncaları gibi 35 bin türe sahip karınca bulunduğu ifade edilmektedir. Aralarında insanı hayrete düşüren disiplinli bir iş bölümü vardır. Yuvanın ihtiyaçlarını dişilerden oluşan işçi karıncalar, koruma görevini asker karıncalar, yumurtlama görevini de kraliçe karıncalar üstlenmiştir. Erkekler sadece üreme döneminde ortaya çıkar ve kraliçe ile çiftleştikten sonra genellikle bir müddet sonra ölürler.
Karıncaların vücutları, baş, göğüs ve karın olmak üzere üç ana kısımdan oluşur. Baş kısmında antenler, çene ve gözler bulunur. Antenler, karıncaların çevresini algılamasında ve iletişim kurmasında kritik rol oynar. Çene yapıları, yiyecek toplamada, düşmana karşı savunmada ve yuva inşasında kullanılır. Göğüs kısmında altı adet bacak ve bazı türlerde kanat bulunur. Karın kısmı ise sindirim, üreme ve diğer hayati fonksiyonların gerçekleştiği bölgedir.
Birbirleriyle kimyasal salgılar veya bizim duymadığımız seslerle iletişim kurarlar. Karıncalar, iletişim kurmak için feromon adı verilen kimyasal sinyalleri kullanırlar. Feromonlar, belirli davranışları tetikleyen veya yönlendiren kimyasallardır. Örneğin, bir karınca yiyecek bulduğunda, dönüş yolunda feromon izleri bırakarak diğer karıncaları yiyecek kaynağına yönlendirir. Bu kimyasal iletişim sistemi, koloninin koordinasyonunu ve etkinliğini sağlar.
250 bin beyin hücresine sahip olan karıncalar tüm böcekler arasında en büyük beyne sahiptirler. Karıncaların ortalama ömürleri kırk beş ile altmış gün arasında iken kraliçe karıncalar on beş yıla kadar yaşayabilir. Ayrıca onların renkleri, mavi, turuncu, kırmızı, siyah, yeşil, kahverengi ve mor olabilir. Karıncalarda akciğer bulunmaz ve solunumu difüzyon yoluyla gerçekleştirirler. Onlar iki mideye sahiptirler, bunun birini kendi yedikleri besinler için diğerini ise besin depolamak için kullanırlar. Böylece depo ettikleri besinleri koloni ile paylaşırlar. Hem etçil ve hem otçul olan karıncalar oldukça fazla besin tüketirler.
Karıncalar eskiden sağlık alanında da kullanılmaktaymış. Şöyle ki, karıncaların insanda şeker hastalığı olup olmadığını tespit etmesi eski zamanlarda kullanılan bir yöntemmiş hatta şimdilerde bile bazı ilkel kabileler de kullanıyorlarmış. Şöyle ki, idrarlarını karınca yuvasına yakın bir yere bırakıyorlar eğer karınca idrarı yuvasına taşıyorsa o kişinin şeker hastası olduğunuzu söyleyebiliriz.
Bugün yaşayan tüm karıncaların, toplam ağırlığı, yaşayan tüm insanların ağırlığından daha fazladır. Karıncalar, kendi vücut ağırlıklarının 20 katını kaldırabilirler. 35 kg. Ağırlığında ve 10 yaşındaki bir çocuğun; bir karınca kadar güçlü olabilmesi için, 700 kg. kaldırması gerekir.
Bir karıncanın ortalama ömrü, 45 ila 60 gündür.
Karıncaların, akciğeri yoktur. Oksijen, vücutlarına tüm bedene yayılmış küçük deliklerden girer; karbondioksit de aynı deliklerden çıkar.
Tüm böcekler gibi, karıncaların da altı bacağı vardır.
Kraliçe karıncaların, doğduklarında kanatları vardır. Başka koloniler kurmak için uçup giderler; sonra kanatları düşer.
Kraliçe karınca, 15 yıla kadar yaşayabilir ve bir kez çiftleşmesi gerekir.
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
HER ŞEY O’NU HATIRLATIYOR DEMİRDEKİ HİKMET
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
ASIRLIK ÇINAR ALTINDA AKŞEHİR
GAZZE KONUSUNDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI
TÜRKLERDEN ÇOK BATILILARIN İLGİ GÖSTERDİĞİ BİR MÜSLÜMAN TÜRK BİLGİNİ İBNİ SİNA
15 TEMMUZA NASIL GELDİK
İSLAM TOPLUMUNUN TEMEL AYRIŞMA NOKTALARINDA BİRLEŞTİRİCİ BİR ŞAHSİYET HASAN el-BENNÂ
KAHİREDEN SEMERKANDA İLİM KÖPRÜSÜNDE BİR GÜZEL İNSAN İBN HACER el-ASKALANÎ
İSRAİL İRAN ÇATIŞMASINA DAİR BİRKAÇ SÖZ