KURALLARA UYMAMAK BAŞIMIZA GAİLE AÇIYOR!
TÜRK İSTİHBARATININ MİLLİLEŞMESİ
Mevlana, Hoca Efendi ve Diğerleri…
Skor 1-1, kazanan Rize!
CADILAR BAYRAMI’NIZ KUTLU OLSUN MU?
Derbiyi kimin kazanacağını yapay zekaya sorduk? Yapay zeka ‘FB’ dedi
ŞEMS ve MEVLÂNÂ’NIN KARŞILAŞMASI
Enflasyondaki Düşüş Mutfakları İkna Edemiyor
AİLE YILI BİTMEDEN AİLE BİTTİ
İddia ediyorum boş iddianame!
Allah Teâlâ İyiyi, Güzeli emreder, Emrettiği İyidir, Güzeldir.
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
DUYMAK İSTEMİYORUZ.
Net Pozisyonları Kaçırırsan Yenmeyecek Golü Yersenen
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Yüce dinimiz İslam'ın asırlar öncesinden yapılmasını emrettiği hususların tarihi süreç içerisinde bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar sonucunda bir bir teyit edildiğini görmek buruk bir sevince sebep oluyor. Burukluğun sebebi bazı kişilerin İslam'ın emrettiği kimi konuları akıl ve bilim dışı olduğunu söyleyerek reddetmelerini ve bundan dolayı günah kazanmalarını görmek. Sevincin sebebi ise yeri ve göğü tüm evreni yaratan yüce yaratıcının yapılmasını emir buyurduğu ve gerçek Müslümanların hulus-i kalple teslim olup pratikte uygulayageldikleri hususların ne kadar doğru olduğunun görülmesidir. Bunlardan biri Ramazan ayında tutulan orucun salt bir açlık olarak değerlendirilip hafife alınması ve gereksiz bir uygulama olarak görülmesidir. 2016 yılında bu konuyla ilgili yaptığı bir araştırma ile Nobel Tıp ve Fizyoloji Ödülü'nü alan Japon bilim adamı Hücre Biyologu Yoshinori Ohsumi, İslamiyet'in ne denli bilimsel kriterlere uygun bir din olduğunu adeta bütün dünyaya haykırmıştır. Ohsumi, bu araştırmasında hücrelerin yenilenmesi için yaşlı hücrelerin imha edilmesi gerektiğini, bunun da uzun bir süre aç kalınarak yani oruç tutularak mümkün olabileceğini belirtmiştir.
Ohsumi, OTOFAJİ (kendi kendini yeme) adını verdiği bu kurama göre vücudun uzun süreli bir açlıkta hücrelerin vücuttaki zararlı toksinleri yok ettiğini vücudun yenilenmesine vesile olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre 3 günlük oruçtan sonra vücut bağışıklık mekanizması yeni akyuvar oluşumunu sağlamaktadır. Hücreler insanlar gibi çöp niteliği atıklarını zararlı olanlarını özel torbalara doldurup depoluyorlar. En kirli olanlar yok edilip sindiriliyor bazıları da enerjiye dönüştürülüyor. Bunun dışında diğer iki önlem ise biri egzersiz yapmak diğeri de karbonhidrat alımını azaltmaktır.
Uzmanlar tarafından orucun alzheimer ve parkinson ile diyabet ve kalp hastalığına yakalanma riskini azalttığı, bağışıklığı güçlendirdiği, zihinsel fonksiyonları artırdığı, cildi canlandırdığı, sindirim sistemini dinlendirdiği belirtilmektedir.
Salt bir açlık ibadeti olmayan orucun insanın ruh sağlığına da çok önemli katkıları vardır. Ne yazık ki yüzde 40'tan fazlası açlık sınırında hayatını sürdürmeye çalışan bir dünyada yaşıyoruz. Sözlü ve yazılı basında bu insanların içler acısı durumunu görmekteyiz. İnsanın normal hayatındakinden biraz fazla bir açlığı yaşadığında kısmen de olsa bu aç insanların halini hatırlayabilmekte ve hem kendisinin haline şükretmesi hem de o insanlara yardım etmesi gerektiğini anlayabilmektedir. Tabi bu herkese de nasip olmuyor. Toplumsal sorumluluğunu yerine getirmesi kişiyi ruhsal olarak rahatlatır.
Oruç, temelde insanın yaratıcıya bağlılığını, kulluğunu, teslimiyetini ifadeye vesile olduğu gibi sağlıklı bir bünyeye sahip olmanın da aracısıdır.
Bu konuda Peygamberimizin söylediği şu söz ne güzel bir özet: ORUÇ TUTUNUZ Kİ SIHHAT BULASINIZ. Rabbim samimiyet ve mutlak teslimiyetle oruç ve diğer ibadetleri yapmayı hepimize nasip eylesin. Amin…
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
HER ŞEY O’NU HATIRLATIYOR DEMİRDEKİ HİKMET
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
ASIRLIK ÇINAR ALTINDA AKŞEHİR
GAZZE KONUSUNDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI
TÜRKLERDEN ÇOK BATILILARIN İLGİ GÖSTERDİĞİ BİR MÜSLÜMAN TÜRK BİLGİNİ İBNİ SİNA
15 TEMMUZA NASIL GELDİK
İSLAM TOPLUMUNUN TEMEL AYRIŞMA NOKTALARINDA BİRLEŞTİRİCİ BİR ŞAHSİYET HASAN el-BENNÂ