ÜMİDİMİZ VAR
" De ki; namazım, ibadetlerim, hayatım ve ölümüm; alemlerin Rabbi Allah içindir.”( Enam 162)
Emanette ki ; bence en önemli özellik, birincisi geçici olması, ikincisi de aslına uygun korunmasıdır.
Dünya üzerindeki insan hariç tüm yaratılmışlar ne için yaratıldılar ise ona uygun hareket ederler. Dağlar, denizler, rüzgar, bulutlar, nebatat ve hayvanat. İnsan ise ; kendine verilen tüm emanetlere hıyanet konusunda pek mahir.
Ruhu , bedeni, zamanı, maddi imkanları, nefesi, evladı ..
Yaratan; halifesi insanı, temiz ve helal bir birliktelik içinde büyüsün diye aileye emanet etmiştir. Fıtrat iyilik ve güzellik olduğu için o çerçevede terbiye edilmelidir. 10 yaşındaki bir çocuk okul arkadaşı olan başka bir çocuğu boğarak öldürüyorsa buna "akran zorbalığı” diye hafif bir tanım getirilemez. Bu, anne- babanın evladı olan emanete hıyanetidir.
Evlada ;”sen her şeyi yapabilirsin, her şeye hakkın var” cümlesini kuran,” hayırlı bir işin meydana gelmesinde, insanlara faydalı olma çabasında” diye sınırlandırmayan ebeveynler; maalesef kendini küçük bir tanrı(!!) gören nesil yetiştirmekte.
10 yaşındaki bir çocuk nasıl bile isteye bir başka evladın ölümüne sebep olur?.
Sonra ; yolda giderken” bize yan baktın, bana çarptın” diye başlayan, ilâhlığımın karşısında kimse duramaz(!) cinayetleri ..
Kaybedilen nice emanetler.
Büyümüşüz; üniversite kampüsünde mezuniyet gününde, % doksanı Müslüman olan ülkemizin evlatlarının olduğu bir yerde bizi Yaratanın yine bize gönderdiği kitabından bir ayeti günün anlamına binaen pankartla paylaşmışız.
İnanç hürriyetinin en anlaşılır olması gereken platformunda; susturulmaya çalışılmışız.
Neden?.
Ancak benim istediğimi söyleyebilirsin şımarıklığı, yaratanı unutup ben(!) ilâhlığı ..
Fıtratı bozan her fikre "özgürlük” derken, fıtratı savunana getirilen kısıtlama , zorbalık emanete hainliktir.
Gözlerinizi, bir bahçeden geçerken orada dikili olan güllere, lalelere ya da buğdaya kaydırın . Her güzel mahsulün içinde muhakkak doğallığını bozan yabani otlar görürsünüz. Onlar ne kadar tırpanlansa da yine birkaç tane olur.
İşte bu olaylar da o yabani otlar kıvamında.
Ben asla ümit kesmem fıtrattan. Konya'da bir çift ; depremde annesini ve babasını kaybeden üçüzlere koruyucu aile olmuş . Tüm sevgi ve şefkatliyle .
Bir başka vilayetimizde tarlasından çıkan ilk ürünleri; salatalık, kabak ve patlıcanları halka hayır için bedava dağıtan pazarcımız .
Yine tarlasındaki tüm karpuzları hayrına dağıtan bir başka gönlü derya çiftçimiz .
Ayaklarımızın kaydığı çok yer olsa da fıtrattan ümidimiz hep baki….
Yazarın Diğer Yazıları