Her tazelenme bir başlangıçtır, her adım hedefe biraz daha yaklaşmadır. AK Parti 21 Mayıs'ta olağanüstü kongresini yaparak yeni bir başlangıç yaptı, yeni bir adım daha attı. Bu her bir adımın adına "reform” dedi. İlk defa bir Cumhurbaşkanı iktidar partisinin genel başkanı oldu, yönetim (yürütme) yetkisi tek elde toplandı. Bundan böyle çarklar daha hızlı dönecek, bürokrasi kendine çeki düzen verecek, yerel yöneticiler (belediye başkanları) Cumhurbaşkanını örnek alacak, onun gözüne bakacak. Artık Devlet de Belediye Başkanlığı gibi bir sistemle yönetilecek. Onay-yasama makamıyla icra-yürütme makamı birbirinden ayrılacak, birbirinin ayağına basmayacak. İlk adım 16 Nisanda, ikinci adım 21 Mayısta atıldı.
Evet, Ak Parti 2002'in 3 Kasım'ında iktidara geldiğinden beri bir hedefe kilitlendi. O hedef; ekonomik yönden batı ülkeleri ile aramızdaki açılan iki yüz yıllık mesafeyi kapatmak ve hatta onları geçmek. Kültürel açıdan da, modernleşme, batılılaşma karşısında yozlaşan sığlaşan, örselenen, darbe alan kültürel değerlerimizi, sağlam aile yapımızı, tek millet olma bilincimizi tekrar kazanmak ve yaşatmak. Daha doğrusu maddi ve manevi kalkınmayı, çifte atılımı birlikte gerçekleştirmek.
Evet, maddi ve manevi atılımın her ikisinde de kısmen başarılı olundu. Eğitimin önündeki yasaklar kalktı. Özellikle ekonomik kalkınmada geri kalmışlık çemberini kırdık, önce gelişmiş ilk yirmi ülkenin içine girdik, 2023 hedefinde ilk on ülkenin arasında yer almak var. Bu yıllarda orta gelir tuzağını aşabilirsek, kişi başına düşen on bin dolar milli gelir yerine yirmi beş bin dolarları konuşmaya başlayacağız.
Bir devlet ve millet için salt maddi zenginlik, ekonomik ve askeri güç yetmez. Nitekim Batıda yetmedi. Batı, maddi cephede çok ileri gittiği halde aile kurumu büyük yara aldı, nüfus artışı eksilere düştü, kiliseleri boşaldı. Biz de aynı akibete doğru hızla sürüklenmeye başladık. Batı taklitçiliği (körü körüne taklitçilik) neticesinde milli ve manevi değerlerimiz erozyona uğradı, ailede boşanmalar arttı, masalar ve kasalar bilgisiz, liyakatsiz, saygısız ve sevgisiz insanların eline geçti. İşte böyle bir uçuruma doğru giderken AK Parti gibi demokrat, muhafazakar, değerlerine bağlı bir parti iktidara geldi ve onun liderini bu millet çok sevdi. Henüz manevi kalkınmada istenilen seviyeye ulaşılamadı, eğitimde müfredata konulan din ve siyer dersleri, Kur'an dersleri henüz meyvesini vermedi.
Evet, yer altındaki şehitlerimizin himmetiyle, yer üstündeki iyilerimizin duasıyla Allah bu millete bir şans tanıdı, Tayyip Erdoğan gibi dini bütün, milletinin değerlerine bağlı, tarihiyle barışık, şuur sahibi bir lideri bu millete nasip etti. Dünyanın lider kıtlığı yaşadığı bir dönemde Tayyip Erdoğan yıldız gibi parladı, ateş çemberinin ortasında kalan bu ülkeyi hem ateşten uzak tuttu, hem de ekonomik yönden büyük bir atılım gerçekleştirdi. Çevredeki mazlum ve mağdur ülkelere örnek ve ümit oldu. Tabi ki bütün bu hamlelerini, yanında duran ekiple, arkasında duran milletle birlikte gerçekleştirdi. Sayın Tayyip Erdoğan bütün gücünü milletten aldı, millet oylarıyla beraber dualarını da esirgemedi.
AK Parti, on beş yıl sonra yoruldu derken, yeni bir solukla tekrar yola koyuldu. İlk günkü liderinin peşinde "yorulmak, durmak yok, yola devam” kararı alındı. AK Parti on beş yıl boyunca sadece oy verenlerini, müntesiplerini kazandırmadı, seksen milyonu kazandırdı, gelir ve refah düzeyini üçe katladı. Partili- partisiz tüccar kazandı, işçi kazandı, işadamı kazandı, çiftçi kazdı. Şehirler dönüşüme girdi, modern evler yapıldı, arabalar yenilendi, yollar yenilendi, hastaneler yenilendi, adliyeler yenilendi, hasılı tüm Türkiye'nin çehresi de çevresi de değişti.
Sayın Erdoğan'ın da dediği gibi yerel idarelere bundan böyle çok görev düşüyor. Partiye ve şehrine yük olan yerel idareciler devri kapanacak, partisini de, şehrini de kazandıran, atılım yaptıran yerel idareciler dönemi başlayacak. Ak Partiye kazandıran da kaybettiren de yerel idareciler. Halkın içinde, halka dokunan, hizmetleriyle göz dolduran, gönül yapan yerel idareciler her zaman kazandırmıştır. Kibir abideleri, halka tepeden bakanlar, koltuk sevdalıları, hain tabiatlılar da kaybettirmiştir. Tayyip Erdoğan'ın ayıklayacakları da bunlardır.
