Orucun Bize Kazandırdıkları

Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu cehennemden azat olan Ramazan ayımızın son evresine girmiş bulunuyoruz. Sayılı günler çabuk geçer derler. Bir aylık bu bereketli zaman diliminin ne zaman geçtiğini anlayamadık bile. Rabbimiz kullarına rahmetinin eseri olarak senenin tamamında oruç tutmamızı istemedi, her yıl o gün önce olmak üzere, bir aylık bir zaman diliminde bir nefis terbiyesi, sabır ve irade eğitimine tabi tuttu. İşte senede bir aylık nefis, irade ve sabır eğitimine oruç diyoruz. Sahibimiz, yaratanımız Allah'tır, O'nun mülkünde ve O'nun nimetleriyle yaşıyoruz. Bizim nasıl eğitileceğimizi, nasıl tekamül edeceğimizi, nasıl mükemmel ve sağlıklı bir hayat süreceğimizi en iyi O bilir. Bunun için de O'nun reçetesine muhtacız, O'nun koyduğu kurallara uymak zorundayız. Rabbimizin koyduğu kurallar, emir ve yasaklar da hep fıtratımıza uygundur, bizim dünya ve ahiret mutluluğumuzu amaçlamaktadır. Bizim bir ay boyunca gündüz vakitlerinde aç kalmamızı istemesi bize azap etmek ve ceza vermek için değil, bizi ruh ve beden yönüyle eğitmek, sağlığa kavuşturmak, bizi sınamak ve ahiretteki derecemizi yükseltmek içindir. Evet, oruç bir ceza değildir. Sadece bize insanlığımızı hatırlatmak, etrafımızdaki fakir- fukaranın halini öğretmek, sağlığımıza sağlık katmak ve bize güçlü bir sabır ve irade kazandırmak için farz kılınmıştır oruç.

Evet, "Oruç” kavramı Farsça'dan dilimize geçmiştir, Arapça aslı savm ve sıyamdır. Aynı şekilde "namaz” ve "peygamber” gibi kavramlar da Farsça'dan dilimize geçmiştir. Oruç, bütün ilahi-semavi dinlerde hatta Budizm gibi putperest dinlerde bile perhiz amaçlı vardır. Her ümmet oruç ibadetine muhatap olmuş, oruçla sınanmış, takvasını artırmıştır. Orucu perhizden ayıran niyettir. İnsan, imsaktan iftar saatine kadar ibadet niyetiyle, Rabbimizin emri olduğu için aç ve susuz kalırsa, cinsel temastan uzak durursa onun adı oruç olur. Bir aylık oruç ibadetimizin bize kazandırdıklarını şu şekilde sıralayabiliriz:

Oruç perhiz değildir ama perhiz gibi bize sağlık kazandırdı. Birçok insan sağlığı elverişli olmadığı için oruç tutamadı ama, birçok insan da vücudunda gelişen birçok hastalığı oruç tutmak suretiyle engelledi. Bu arada bir taşla iki kuş vurmuş olduk. Hem sağlık kazandık, hem de Allah'mızın bir emrini yerine getirmenin hazzını yaşadık, birçok mubahları terk ederek ibadet sevabı aldık, Rabbimizin rızasını kazandık.

Oruç şükretmeyi öğretti bize. Yoksulların, açların halini anladık. Yediğimiz halde farkında olmadığımız nimetlerin kıymetini bildik, o nimetlerin sahibine teşekkür ettik. İnsan nimetin kıymetini ancak yokluğunda fark eder, o nimetleri bulamayanlarla empati kurar. İşte oruç bize bu empatiyi de öğretti.

Oruç bize sabrı öğretti. Çok canının istedği bir nimeti gördüğü ve bulduğu halde Yaratanın hatırı için onu yememek, terketmek, ertelemek büyük bir irade ve sabır ister. İşte bu sabırı ve iradeyi kazandık, ileride gelebilecek zorluklara açlıklara katlanmayı öğrendik.

Oruç bize yardımlaşma ve dayanışma şuuru verdi, etrafımızla ilgilenme ve kendimizden aşağılara bakma erdemi kazandırdı. Biz bu erdemi verdiğimiz zekat, sadaka ve fitreyle kazandık.

Oruç birçoğumuzu Kur'anla tanıştırdı. Kimimiz sadece okuyanları dinledi, kimimiz öğrenmeye yöneldi, kimimiz de hatimler yaptı, tefsirlere baktı. Hasılı Kur'anımıza daha yakın olduk, onun feyiz ve bereketinden faydalandık, imanımızı artırdık.

Oruç, birlikte yaşamayı, toplumun kurallarına uymayı, başkalarına saygı duymayı ve utanmayı öğretti. Oruç tutmayanlar bile etrafta oruç tutanlara saygı duyarak açıktan sigara içmedi, onların karşısında yeyip içmedi, gizli yemeyi tercih etti.

Evet, oruç güzel bir öğretmendi, eğitmendi, rehberdi, görevini hakkıyla yaptı gidiyor. Bir yıl boyuna kazandığımız bu güzellikleri yaşayacağız, ölmezsek seneye bir daha bu eğitimi alacağız. Birileri bu fırsatı kaçırdı, kıymetini bilemedi, birileri de bu eğitici ayı en iyi şekilde karşıladı ve ağırladı. Rabbim ibadetlerimizi kabul etsin, bayramın bereketine ve saadetine ulaştırsın.