Hazine’nin Böreği

Sizce Türkiye’nin en zengini kim?
Hemen aklımıza gelenlerden hiç biri değil. Türkiye’nin en zengini Hazine.  
315.000 km2 (Orman, mera, maden, kıyı, su koruma havzası, tarım alanı, alt yapı, hizmet tesisleri v.s ) ve 174. 000 km.2 (3.088.852 adet tapulu taşınmaz) olmak üzere 489.000 km 2’si yani Ülkemizin toplam gayrimenkul varlığının yüzde % 60'ı Devletin.
Bu arazilerin ve ülkenin % 22'si yani 172.000 km 2 arazi atıl durumda.
Suriye 185.180 km 2. Hollanda 41.526 km 2 Suriye kadar toprağımız boş. Hollanda’nın dört katından fazla bir toprak atıl duruyor.  Çok korkunç değil mi?
Biz Ülkemizin bir çakıl taşını bile kimseye vermeyiz. Ama boş tutarız.
Avrupa ve Amerika’da ortalama % 20 devlet, % 80 özel mülkiyet arazisi var. Devlet-özel mülkiyet arazi oranı ile gelişmişlik ve kişi başına düşen milli gelir ters orantılı.
Gelişmiş ülkeler atıl devlet arazilerini özel teşebbüslere açarak ekonomiye kazandırmışlar. Ekonomilerini güçlendirmişler. Milli gelirleri 30 bin doları aştı. Yaşam seviyelerini yükseltmişler. Biz neden böyle önemli bir kaynağı kullanmayalım?
Ülkemizde hazine arazilerinin % 22’si  özel mülkiyete açılabilir. Araştırmalara göre bu kaynak ekonomiye katılırsa kişi başına milli gelirimiz 30 bin doları aşabilir.
Hazine arazileri satışı eleştiriliyor. Bu eleştiriler haklı değil. Çünkü arazilerin boş tutulması ne devlete, ne vatandaşa ne de ekonomiye fayda sağlar. Hazine arazilerini değerlendirmek istediğinde vatandaşı yetkisiz kullanıcı (fuzuli şagil) der ve ceza keser.
Devlete sen değerlendir dersiniz. Değerlendirmez. Devlet yetkilileri hazine arazilerine çöreklenir. Veya çöreklenmek isteyenlere çanak tutar. Böylece en kıymetli hazine arazileri talan edilir. Yazık. Bu araziler Milletin. Bunlarda hepimizin payı var.
Şahıslar araziyi devletten daha iyi sahiplenir. Daha iyi korur ve gözetir. İşyeri fabrika, konut, ticarethane olarak değerlendirir. Yağmalanmasına izin vermez. Gecekondu yaptırmaz. Yakın takibinde olacağı için talan ettirmez. İmar- ihya ederek ekonomiye girdi sağlar. Devletin de bu arazileri koruması ve takibi için yaptığı masraf ortadan kalkar.
81 ilin coğrafi durum ve iklim özelliklerine göre hangi sektörlerde(madencilik, taş ocakçılığı, gıda üretimi, et ve süt besiciliği, entegre hayvancılık, dericilik, tarım makineleri, orman ürünleri, mobilya imalatı, otel, yurt, hastane ve huzur evi hizmetleri, soğuk hava deposu, eğitim hizmetleri, v.b) ihtiyaç olduğu belirlenerek yatırım ve yatırımcılar özendirilirse atıl araziler ekonomik gelişme ve büyümenin motoru olabilir.
Atıl arazileri milletin hizmetine sunmak konusunda atılacak adımların şehitlerimizin vatanı kurtarma gayretinden farklı olmadığını düşünüyorum.        
Toprakları toprak yapan gösterdiğin çabandır. Toprak, eğer uğrunda alın terleten varsa vatandır.  


Yazarın Diğer Yazıları