RUM’UN AKINCI’SI

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa AKINCI İngiliz The Guardian gazetesine verdiği demeçte "Adil federal çözüm içeren bir anlaşmaya tez zamanda ulaşılmazsa, adadaki Türk ve Rum toplumlarının bölünmüşlüğü kalıcı hale gelir, Türkiye'ye bağlanmak korkunç" demiş. Hem de sömürgeci İngiliz gazetesine. İnanamadım!

Hem de hiç gündemde yokken. İdlib'deki şehitlerimizin kanı kurumadan.

Zannettim ki; bu açıklamayı Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiadis yapmış.

Baktım ki doğru. Araştırdım.

Akıncı Güney Kıbrıs'ta doğmuş. ODTÜ mimarlık mezunu. Damadı Rum. Kızı 2015 yılında bir Rum moda dergisine çıplak pozlarla kapak olmuş. Eşi "Kıbrıslı Rumlarla daha duygusal ilişkileri” olduğunu söylüyor.

"Dünya Habitat Ödülü” , "Ağa Han mimarlık ödülü” ve "Medal of Honour Ödülü” almış.

Uluslararası masonluk çevrelerinin mutemet adamı. Batı devşirmesi. Yani Rum'un Akıncı'sı

Türkiye; KKTC'nin TPAO'ya Kıbrıs'ın kuzey ve doğusundaki bölgelerde verdiği arama ruhsatı üzerine Doğu Akdeniz'de petrol ve gaz aramaya başladı ya!

Türkiye'nin önünü tıkamanın en kestirme yolu içimizden bir hainle olur.

Bu adamın ihaneti yeni de değil. Barış Pınarı harekâtında da tepki çeken açıklamalarda bulunmuştu.

Akıncı tek başına bunu söylemeye cesaret edemez. Arkasında AB, İngiltere, Rusya ve Fransa var.

Akıncı ”Türkiye'nin ekmeğini yedikçe onun dediğini yapmak zorunda kalıyoruz. Bize yardım edin ki; sizin yanınızda yer alalım” demek istiyor Batılı ülkelere. Yani bizi satıyor, ve Batı'ya uşak olmak istiyor.

Akıncı'ya sesleniyorum: "Ey Hain! Oturduğun koltuğu kime borçlusun? Kıbrıs Barış Harekâtı olmasaydı şimdi Rumların kölesi değil miydin? Hizmet ettiğin efendilerinin, seni çıkarları için kullandıklarını, bir çokları gibi, seni de kullanıp bir kenara atacaklarını bilecek kadar tarih de mi okumadın?

Türkiye; "Akdeniz'de münhasır bölge ilan eder petrol ararsa”, "Libya ile anlaşarak deniz sınırlarını genişletirse”, "güneyimizde oluşturulmak istenen PKK/PYD/YPG terör devletini engellerse”, "oyuna uyan değil, oyun kuran bağımsız bir dış politika izlerse” elbette "Emperyalist Batı” önümüzü kesmek isteyecektir.

Tarihte olduğu gibi içimizdeki Akıncı veya benzeri hainleri de kullanacaklardır.

Gerçi içimizdeki hainler sadece Akıncı'dan ibaret de değildir.

Vatanımıza, devletimize ve ordumuza düşmanca davranan, düşmanlarımızın söylemlerinden zerrece farkı olmayan, PKK terörüne ve uzantılarına destek veren o kadar çok hain var ki…

26 Nisan 2020'deki KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimi Akıncı'nın düşürülmesi için altın bir fırsattır.

Türkiye; tüm adayların Akıncı'ya karşı birleşmesini Türkiye ile beraber hareket edecek bir Cumhurbaşkanı seçilmesini, KKTC Meclisi'nin "Türkiye'ye iltihak” kararı almasını sağlamalıdır.

Kuzey Kıbrıs, Türkiye'nin 82. ili olmalıdır.

Tepkiler mi?...

Kıbrıs Barış Harekatı'nda olduğu gibi bir müddet ürerler, sonra kabullenirler.

KKTC'nin elimizden gitmesi demek, Doğu Akdeniz hâkimiyetinin, oradaki ekonomik çıkarlarımızın elimizden gitmesi ve Türkiye'nin düşmanlarımız tarafından denizden kuşatılması demektir.

Elimizi çabuk tutmazsak, hırsızı içeriden olduğu için kilit tutmayan KKTC elimizden gidebilir.

Unutulmamalıdır ki; erken kalkan yol alır…


Yazarın Diğer Yazıları