KONFOR ALANI HAPSİ

Esmalardan yansıyan en güzel "Selâm” üzerimize olsun.

 

Hepinize merhaba dostlar. Kelimenin anlamını bilerek kullananlar ne kadar azalmış olursa olsun, hala çok sayıda "iyi insan” var dünyada. Eskilerin tabiriyle "yüzü suyu hürmetine” işlerin yolunda gittiği, dua ehli insanlar var. Sıcak yataklarından, güzel ailelerinden ve en önemlisi çıkarlarından başkaları için vazgeçebilenler var. Bu insanların ortak özelliklerinden birisi de "konfor sınırları” ve rahatlıklarının kölesi olmamalarıdır.

 

Peki, bu alanı nasıl tanımlarız? Konfor alanı, insanın farkında bile olmadan, yaşamını içinde sürdürmeye devam ettiği bir fanustur. Şartları ne olursa olsun, alışkanlıklarının bağımlısı olanlar için bu vazgeçilmezdir. Konfor sınırlarımız, değişime karşı direnç göstermemize neden olur. Bir zaman sonra hayatımıza klişeler, sabit (fikirler) ilkeler ve monotonluk hâkim olur. Yenilikler bizi rahatsız eder. Alışkanlıklarımızdan uzaklaşmak bizi korkutur. Belki kontrol hep bizdedir ve güvende hissederiz. Fakat gelişime kapalı ve yargılayıcı oluruz. Bu alandan azıcık uzaklaşmaya yeltensek karşımıza "korkular” dikilir ve bizi engeller.

 

Bizi en çok korkutan şey fikirlerimizin ya da inanışlarımızın doğru olmadığıyla yüzleşmektir. Bunu yaşarsak kendimize güvenimizi kaybedebiliriz. İşte bahsettiğimiz Konfor Alanı'ndan azıcık uzaklaşsak ilk karşılaşacağımız tehdit budur. Bu nedenle çeşitli bahanelerle ve panikle, kendimizi güvende hissettiğimiz fanusumuza, yeniden dönmek ihtiyacı hissederiz. Yani yeniliklerden korkarız ve refleks olarak kaçarız. Çoğu kez öylece de ölürüz...

 

Konfor alanımızı genişletmek bize yeni bir olasılıklar (imkânlar) alanı sunacaktır. Eğer cesaretimizi toplarsak ve sahip olduğumuz içsel değerleri aktif hale getirirsek gelişime de açılabiliriz. İlk başta özellikle mental (zihinsel) olarak zorlansak da yeni deneyimler ve açılımlar kazanmamız kesindir. İnsanlar türlü sorunlarla ve zorluklarla mücadele ederek törpülenirler. Başarıyı tadarak da ilerlerler. Ve bu ancak dış dünyada gerçekleşebilir.

 

Fanusundan uzakta da hayatta kalmayı başarabilen insanların ufukları genişler. Kendilerine daha farklı hedefler edinirler. Bunlar için yeterli olacak donanımı, sosyal çevreyi ve özgüveni kazanırlar. Artık dış dünya o kadar da korkunç gelmeyecektir. Başarılı insan ara sıra fanusunu özlese bile yepyeni hayallere doğru ilerleyebilecek güce ve kaynaklara ulaşmış demektir.

 

Kendi konfor alanımızdan çıkmak, kendimizi yenilemek çok önemlidir. Ardından kendi korkularımızla yüzleşip, kendimizle barışmak gelir. Böylece hedeflerimize ilerleriz.

 

Bütün sanatçıların, bilim insanlarının ve sporcuların peşinden koştukları hayalleri (hedefleri) vardır. Belki toplam nüfusun %2'si bu alana geçebilir. İnsanlar hapis oldukları ama rahat ve güvende hissettikleri fanuslarından ne kadar uzağa ilerleyebilirlerse, "düşler” alanına o denli yaklaşırlar. Başarmak için, bedelleri ödemek; planlı, disiplinli ve öğreticileri takip ederek, yılmadan denemek yeterlidir. Kim olduğumuz kadar, kim olmak istediğimiz de önemlidir!

 

Hayra karşı geliniz.


Yazarın Diğer Yazıları