Bitcoin Dijital Altın Olabilir mi?
Deprem bölgesi Murat Kurum diyor, daha da başka bir şey söylemiyor
HOŞ EYLE
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
Kötü Koku Kimden Geliyor?
Lütuf ve İmtihan Vesilesi İrade
İlk Kelimemiz Son Sözümüzdür Türkçe
TRUMP-ŞARA GÖRÜŞMESİ VE DELİ SORULAR.
Mülakat sistemi değişiyor mu?
İLÂH, RAB, İBADET VE DİN KAVRAMLARI
Mücadelesizlik ve Umursamazlık Varsa
Konyaspor’da Değişen Yok
DÜNYAYI YÖNETEN KÜRESEL ÇETELER
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Her insanın kati suretle muhafaza ettiği bir yanı var.
Bu; dini olabilir, ailesi olabilir, ahlakı olabilir, ticareti olabilir vs…
Muhafaza edilen bu unsurlara ne kadar sahip çıkılırsa istikamet de o kadar sağlam oluyor. Dinimize sahip çıktıkça ahiret mükâfatı daha da artıyor. Ailemize sahip çıktığımızda saadetimiz ve mutluluğumuz sürekli oluyor. Ahlakımızı muhafaza ettiğimizde daha çok seviliyoruz, daha çok iç huzura eriyoruz. Ticaret ahlakımıza dikkat ettikçe rızkımız bereketleniyor, helal kazanç mutluluğu yaşıyoruz.
Peki tüm bunları her şey güllük gülistanlıkken mi başarıyoruz, yoksa zor zamanlarımızda mı ?!
Kanaatimce bu hususlarda zor zamanlarımızda veya baskı altındayken daha çok muhafaza ediyoruz şartları. Şöyle ki:
Dinimizi yaşamada baskı görüyorduk; daha çok kenetlendik, daha çok muhafazakardık !
Ticaretimiz sekteye uğradı; kendimizi daha çok sorguladık ve muhasebemizi daha sağlam tuttuk.
Edep, ahlak, örf ve anane kavramlarında diktelere maruz kaldık; sırlarımızı, kalelerimizi, duruşumuzu bozmadık, sağlamlaştırdık.
Ama ne zaman bu hususlarda rahata erdik, rehavete kapıldık.
Dine baskılar ortadan kalktı, dini eğitimlerin önü açıldı, vakıflara ve derneklere kötü muamele bitti lakin hizmetlerin, irşat faaliyetlerinin artması gerekirken hepsi çağın gerisinde kaldı.
Son dönemde yaşanan lokal ekonomi sıkıntılarının haricinde refaha erdik, lakin paramıza haram karıştırdık, ticaret ahlakımızı yok ettik. Üçkağıt yapan, vergi kaçıran, aldatan daha makbul oldu maalesef.
Aile, örf, edep ve benzeri konularda mahalle baskıları bitti, lakin biz bu hususlarda da kaybettik. En sağlam kalemiz ailemizdi ama surda delik açıldı.
Edep bir taç idi Nur-i Hüdâ'dan ama ayaklar altına attık, teneke muamelesi ettik o taca.
Örf, adet, anane hasletlerimizde geçmişin izlerini silip Batı(l)'nın safsatlarını kazıdık.
Hasıl-ı kelam, rahat ettik ama muhafaza edemedik !
Peki her şeyi kaybettik mi ? Hayır !
Bizde ümitsizliğe yer yoktur ! Zararın neresinden dönersek kârdır inşâAllah.
Çözüm de çok basit. Rahmetli Erbakan Hocamızın mükemmel iki düsturunda saklı çözüm: AHLAK ve MANEVİYAT.
Bu iki haslete sosyal, iktisadi ve içtimai alanlarda yeniden sımsıkı sarılırsak, zarardan döner, kâra geçeriz ümidi ve niyazındayım.
Rabbimiz dinimizi, ailemizi, necip milletimizi muhafaza etsin, muhafaza eden kullarından eylesin. (Amin)
HUZUR KENDİ İÇİMİZDE
VATAN AŞKI
MİLLETİN KANALI
KUL HAKKI
GÜLÜNCE HAYAT GÜZEL
EMROLUNDUĞUMUZ GİBİ !
Büyük Sermaye
YÂ BASÎR !
BİR NEBZE NASİHAT
KAPILMA DÜNYANIN CAZİBESİNE !