ÇARE SİZSİNİZ

 Trafik kazası hikayesiyle acildeyiz.  İnsan kendisi ya da can bildikleri ambulansın içindeyken yolların uzadığına, zamanın kat sayılarla çarpıtıldığına şahit oluyor.

   Ambulans üniversite hastanesine girince normal bir hastanenin acilinde %1 ya da 2 ihtimal olan vakaları görmek de sıradanlaşıyor.  Biz tomografiler,  kan tahlilleri derken yan tarafımıza elini ot makinesine kaptırmış ve parmakları kopmuş bir teyzeyi getiriyorlar.  Her yer kan ; teyze de müthiş bir tevekkül,  sakince bekleyiş.  Doktor geliyor;  parmaklar dikim için hemen ameliyata gönderilecek. Bizden önce yataktan kalkan delikanlının ayağını boydan boya cam kırığı kesmiş,  yerler kan içinde, bir diğeri inşaattan düşmüş;  kol ameliyata alınıyor…

    Tomografi den gelirken görüyorum;  kan bağışı merkezinin önü kuyruk , kan alımı ve verim işlemleri..

    Algıda seçicilik diye bir ruhsal kavram var; kişinin içinde bulunduğu duruma göre önceden dikkatini çekmeyen bir bilginin ilgi alanına girmesi, farkındalığının artması gibi..

   Acilde bulunduğum 3-4 saat içinde öyle bir duyguya kapıldım ki;  sanki bulunduğum şehirde herkesin kana ihtiyacı var. Sadece o 3-4 saat içinde, tek bir hastanede kaç kişinin acil ameliyata alınması, kan takviyesi alması gerekti. Daha önce birkaç kez verici olmaya form doldurmuş ama verememiştim.” İlk işim şartları sağlayıp kan bağışı yapmak olmalı” net kararı ile acilden ayrıldım.

    Bir küçük araştırma ile öğrendim ki;  Türkiye nüfusunun sadece % biri kan bağışında bulunmakta.

    Her insanın bedeninde ortalama 5- 6 lt kan bulunmakta ve bu kanın yaklaşık %50- 60 ‘ı plazma denilen sıvıdan , kalanı ise hücrelerden oluşmakta.

   Her yıl kan bulamadığı için sıkıntıya giren, ölen yüzlerce, binlerce  hasta oluyor ve maalesef insan ancak kendi başına geldiği zaman önemini anladığı şeyi öncelikler listesine alabiliyor.

    Bazen doktor bir ilaç yazar;  reçeteninizle eczaneye gidersiniz , bu ilaç yok ama muadili var denilir . İçeriği benzer bir ilaç tedavide aynı cevabı verir diye tavsiye edilir.

    Kan öyle bir şey ki;  hiçbir muadili yok.  Otlardan,  sentetiklerden, çeşitli sıvıları, kimyasalları karıştırarak elde edebileceğimiz bir ilaç değil.

    Kanın tek kaynağı insan. Kan bağışçısı olmak sadece karşı tarafta alıcı olana değil , verici olarak bağışçıya da pek çok fayda sağlamakta.

- Kan verme işlemi sırasında kan yapan organlar uyarıldığı için vücudumuz daha çok kan üretir .

-Kan hücreleri yenilenir.

- Baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi pek çok hastalığınıza şifa olur.

- Ruhsal olarak kendimizi iyi hissettirir ve birine en faydalı şekilde ulaşmak ruhumuza iyi gelir.

- Kan bağışında bulunan herkese "kan sigorta kartı” verildiğinden, acil durumlarda önceliklidirler.

- Güvenli kan olduğundan kan yoluyla hastalık bulaşması da az olur.

    En güzeli;  ihtiyacımız olmadan ihtiyacı karşılayabilmek,  çaresiz kalmadan çare olabilmek.

    Kan için muadiliniiz yok; tek çare sizsiniz…

 


Yazarın Diğer Yazıları