DEPREMLER KARŞISINDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI?
BU ŞEHRE VEFA BORCUM VAR
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Yaptığınız işi severek yapmanız ; özellikle de birebir insana hizmet temalı bir işte iseniz, sadece muhatabınıza değil; kendinize olan kabulünüzün , saygınızın, samimiyetinizin bir gereği diye düşünüyorum.
Kıyafet mağazasında, reyondaki trikoları müşterinin gezdiği bir saatte düzelten hanımefendiye; o bölüme girişi kendince engellediği için” Acaba düzeltme yaptığınız yerde triko pantolon var mı?” diye soruyorum. Öyle soğuk, asık ve asla tasvip edilemez bir iticilikte” ben reyon görevlisi değilim, bulun ona sorun” şeklinde bir cevap veriyor.
Böyle insanları görünce "acaba zincir vurularak zorla mı çalıştırılıyor” diye düşünmeden edemiyorum. "Görevim neyse yapayım da maaşımı alayım” anlayışı gözlerimizi ve burnumuzu kapatarak bir gülzardan geçmek gibidir. Hiçbir güzelliğe dikkat etmeden öylesine bir yaşayış…Oysa yüzümüzdeki sıcacık bir gülümseme ve samimi bir ilgi karşımızdakilerden çok bize hayatı kolaylaştıracaktır.
Çoğunca bir insanın iş yapışından ruhunun güzelliklerini , doluluğunu anlayabilirsiniz. Park bahçelerinde çalışan hanımların, beylerin bazıları” bu çiçek buraya dikilecek” görev bilinciyle fideyi toprağa koyuyor, üstünü örtüyor, tamam… Ama bazı görevliler var ki; çiçeği evdeki saksısına eker gibi özenle, ellerinin hareketlerine yansıyan bir sevgiyle toprakla buluşturuyor. İkisi de aynı işi yaptığı halde birincisi eliyle, ikincisi ruhuyla hizmet ediyor.
Bulunduğu yeri iş diye görmeyen insanlara hayranlığım o yüzden hep olacak.
İstanbul'da atandığı cami yerleşim yerlerinin biraz uzağında olan imamın önünü kesen birkaç genç para istiyorlar. İlk seferinde cebindeki parayı veriyor , ertesi gün tekrar .Bu
sefer” yanımda para yok, gelin sizinle anlaşma yapalım. Ben sizin karnınızı çorba yapıp doyurayım” diyerek camiye çağırıyor. Gençlerle güzel bir iletişim kuran imam; çorba ile başladığı bu yolculukta onları madde kullanımından uzaklaştırıp, dertleri ile ilgileniyor. Ailesinden uzak olanların barışmalarını, irtibatlarını sağlayıp etrafında yardımı ile üst- baş, ayakkabı ihtiyaçlarını giderip, bir iş bulmalarinda yardımcı oluyor ..
Güzelleşen gençler, madde eğiliminde olan diğer arkadaşlarına ulaşıp; çıkış yolunun bu olmadığını, hayata tutunmak için temiz bir gayreti tercih etmeleri gerektiğini anlatıyor ve bir iyilik hareketi genişleyip, insan kazanım seferberliğine dönüşüyor. Camii tam da İslamdaki yerini; dertlerin konuşulup, çözüm üretildiği, insanların birbirinden haberdar olduğu gerçek şeklini buluyor.
Hayranım işine ruhunu katan aşk ile hizmet eden her yüreğe…
PAMUK
SÂBIGUN
FOSİL DÜŞÜNCE
DESTİMÂL
VERMEK
AH! YETSİN..
YAŞA ONU
İNCE SES
LANETLİ TABLO
ALARM!!!!