“BAŞIMIZA GELENLER YAPIP ETTİKLERİNİZ YÜZÜNDENDİR”

Kulakları sağır eden bir ses, ayakları yerden kesen şiddetli bir sarsıntı…

Sonrası can-hıraş çığlıklar… Toz, toprak…

Her gün sığındığımız, aile efradımızla sevinçlerimizi, mutluluklarınızı yaşadığımız, birlikte ağlayıp, birlikte güldüğümüz, tüm sırlarımızı sakladığımız o sıcacık yuva şimdi bir enkaz yığını.

Özenerek yıkayıp astığımız beyaz tüller şimdi toz içinde. İtina ile yetiştirdiğimiz sardunyaların, hanımellerinin, menekşelerin her biri bir yere savrulmuş.

Üzerine titrediğimiz, halılar, sehpalar, etajerler, koltuk ve yemek takımları perişan halde.

Akşamın soğuğuyla titreyerek kapısını açtığımız, sıcacık havası yüzümüze vururken sevindiğimiz, burnunuzda yemek kokuları ve kulaklarımızda sevinç nidaları ile sokulduğumuz yuvamız, o sadık dostumuz, bizi terk etmiş. Biz de ondan hızlıca kaçıyoruz.

Kimsenin kimseye faydasının olmadığı, herkesin can derdine düştüğü kıyamet günü sanki…

En sıcak, en güvenilir sığınağımızdan bizi kaçıran ne?

En sadık dostumuz, üç kuruş daha fazla kazanmak uğruna çaldığımız demir, çimento nedeniyle kendisine yaptığımız ihanetin intikamını alıyor veya bizi cezalandırıyor olmasın?

Yüce Rabbimiz; "Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir.; kaldı ki Allah (C.C) birçoğunu da bağışlar." Buyuruyor. (Şura Suresi 30.ayet)

"Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden ibarettir.” (Enam Suresi 32 ayet) uyarısını unutarak bu geçici dünya hayatına gereğinden çok önem verdik.

"Biz göğü, yeri ve aralarında olan varlıkları oyuncak olsun diye yaratmadık.” (Enbiya, Suresi 16. ayet) ayetinin bize verdiği mesajı ihmal ettik.

Birbirimizi sevmeyi unutarak ayrılığa düştük.

Fakire, düşküne yardım etmeyi unuttuk. Kul hakkını önemsemedik. Helal haram demeden hırs ve tamahla mal biriktirdik. Ne oldu?

Sadece yirmi beş saniyede her yer harabeye döndü. Her şey alt üst oluverdi.

Kul hakkını düşünenler, haram yoldan kazanç elde edemezler.

Demirden çimentodan çalamazlar. Masum insanların yaptıkları dayanıksız binanın altında can vereceklerini, bu durumda Allah'a hesap vermelerinin mümkün olmadığını bilirler.

Deprem insanları öldürmez. İnsanları öldüren bu sorumluluk duygusuyla yetiştirmediğimiz nesillerin inşaat dahil her alandaki ihmal ve suiistimalleridir.

O halde; en temel ihtiyacımız, her alanda Kur'an ekseninde sorumluluk duygusuna sahip nesiller yetiştirmektir.

Yüreğimiz yanıyor. Depremde ölenlere Allah'tan (CC) rahmet, yaralılara acil şifalar temenni ve niyaz ediyorum.

Milletimize geçmiş olsun. Allah (CC) bir daha böyle bir felaket göstermesin…


Yazarın Diğer Yazıları