BU ŞEHRE VEFA BORCUM VAR
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Gündelik politikanın ve yaklaşan seçimlerin toz-dumanından uzak, demokrasi ve seçim aldatmacasına derin bir açıdan bakarak değerlendirmek istedim.
Batılı bir medeniyet tarihçisi”...Osmanlı medeniyetini incelemek için iki yıl kaldım. İki adi olay gördüm. Müslümanlarla diğer milletleri, nezaket, yardımlaşma, adil ve şefkatli olma gibi özelliklerinden ayırırdım...” diyor.
90 yıldır(27 yılı tek partili,63 yılı çok partili sistem olmak üzere) demokrasi ile yönetiliyoruz. Sonuç?
Millet, kültür ve inancının şekillendirdiği insan tipinden uzaklaştı. Zenginliğimiz, imkanlarımız arttı, ama insani duygularımız azaldı. Hoşgörünün yerini ötekileştirme aldı. Ahlak ve erdem yaldızlı laflar olarak kaldı. Boşanmalar sıradanlaştı. Esrarkeşler, balliciler çoğaldı. Gördüğümüz cinayeti engellemek yerine, şahit yazarlar diye perde kapatır hale geldik. On milyon insan kaderini, toto, loto gibi şans oyunlarına bağlamış durumda. Gelecekte toplumu yönetecek üniversite öğrencilerinin bir kısmı ücra kampüs köşelerinde sarmaş-dolaş. Bu görüntüler ilim öğrenenlerin ağırlığıyla bağdaşmayacak kadar çirkin. Eşini acımasızca sokak ortasında öldüren, kurbanını testere ile kesip, kargoya veren insanlar türedi. Kapkaççılık, beyaz kadın ve zehir ticareti, gasp ve hırsızlık sıradanlaştı.
Seçim ve demokrasi amaç değil, insanın mutluluğu için araçtır. İnsanı mutlu etmeyen her şey laf-ı güzaftır. Şapkamızı önümüze koyup nerede yanlış yaptığımızı düşünmek zorundayız. Çıplak fotoğrafı “cesur poz” diye yayınlayanlar, gayri ahlaki ilişkileri konu edinen diziler “basın hürriyeti”’ne sığınıyor. Bu yayınlar milletin tarihi misyonuyla şekillendirdiği inanç ve değerlerini yıkmayı, topluma Batı kültür ve ahlakını yerleştirme planının parçalarıdır. Millet’in neden bu hale geldiği sorusunun cevabı buradadır.
Millet’in tarih boyu şekillendirdiği kültür ve inanç yapısı bozuluyorsa, insanımızı mutlu edemiyorsak; erdem ve ahlaki duyguların yerini menfaat almışsa, sadece seçim ve demokrasi var diye övünmenin anlamı var mı?
Kaldı ki; Türkiye'deki seçim ve demokrasi global aktörler ve dünya siyasetinden ayrı düşünülemez.
Anayasayı -şu ana kadar- millet yapmadı. Anayasa ve kırmızı kaplı kitabı kendini devletin asli sahipleri (beyaz) sayan seçkinci batılı aydınlar yaptı. Onlara göre, üstten baktıkları, cahil ikinci sınıf (zenci) halk elbette Anayasa yapamaz (!). Millet, İhtilalcilerin uygun gördükleri gibi yönetildi/yönetilir.
Onlar seçimde; Millete “devlet nasıl yönetilsin?” diye sormadılar/sormazlar. “Kuralları belirledik. Buna göre kim yönetsin?” diye sorarlar. Yani parlemento seçtirilerek halk tatmin edilir. Zavallı halk “beni seçtiklerim yönetiyor” zannıyla avunur. Batı tipi demokrasinin milli irade aldatmacasıyla halkı, halka rağmen yönetmek demek ve meclisin devlet organlarından sadece birisi olduğunu bilmez. Hatta “ben seçtim, suç bende” diye kendini suçlar.
Hatta bu aydınlar diktikleri elbise halka dar gelince “Elbise mükemmel. O halde şişman olan Millet’tir. Elbiseyi genişletmek değil, Millet’in sırtını yontmak gerekir.” mantığıyla hareket ederler.
Yaptıkları anayasa ile “devlet buna göre yönetilecek” diye dayattılar/dayatırlar. Yani rayı ihtilalciler döşedi/döşer. Seçimle Millet’e, “bu rayda sarı tren mi, yeşil tren mi, kırmızı tren mi gitsin?” diye sordular /sorarlar.
O rayda gittikten sonra vagonun rengi fark eder mi? Fark etmiyor zaten!...
Ünlü medeniyet tarihçisi Arnold Toynbee; “Milyonlar deniz kıyısına götürülür. Çok azı yüzme bilen halka işte deniz, istediğiniz kadar yüzün denir. Ancak bu hürriyetten yüzme bilen elitler faydalanır. Halk onları seyreder. Yüzme bilmeyenlere yüzme hürriyeti verme aldatmacasıdır. “ diye tanımlar Batı demokrasisini.
İşte size seçim… İşte size demokrasi…
Yüzenleri hep beraber seyredelim… İyi seyirler…
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
İKLİM KANUNU…?!
SİYASET GERİLİM DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.
ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
MASADAKİ ATIŞTIRMALIK ÇEREZ: UKRAYNA
DOLDURUŞA GELEN, UKRAYNA GİBİ OLUR.
ZELENSKİ, KOMEDİDEN DRAMAYA TERFİ ETTİ.
GÜCÜN AYARTICI CAZİBESİ
ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.