AİLE YILI BİTMEDEN AİLE BİTTİ
İddia ediyorum boş iddianame!
Ekonomik Büyüme Dar Gelirli Vatandaşları Neden Rahatlatamıyor?
Allah Teâlâ İyiyi, Güzeli emreder, Emrettiği İyidir, Güzeldir.
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
Derbiyi kimin kazanacağını yapay zekaya sorduk? Yapay zeka ‘FB’ dedi
DUYMAK İSTEMİYORUZ.
SIRATIN ÜSTÜNDEYİZ
Okyanus mu, Kuyu mu?
Net Pozisyonları Kaçırırsan Yenmeyecek Golü Yersenen
Bence yorumun tamamını okumasanız da olur. Başlık her şeyi anlatıyor. KALECİ FARKI
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
O Geliyor Konya’nın Kalbine Düşen Bir Nefes
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
ŞAPKA İNKILABINDAN NE HABER?
DÜNYAYI YÖNETEN KÜRESEL ÇETELER
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Gündelik politikanın ve yaklaşan seçimlerin toz-dumanından uzak, demokrasi ve seçim aldatmacasına derin bir açıdan bakarak değerlendirmek istedim.
Batılı bir medeniyet tarihçisi”...Osmanlı medeniyetini incelemek için iki yıl kaldım. İki adi olay gördüm. Müslümanlarla diğer milletleri, nezaket, yardımlaşma, adil ve şefkatli olma gibi özelliklerinden ayırırdım...” diyor.
90 yıldır(27 yılı tek partili,63 yılı çok partili sistem olmak üzere) demokrasi ile yönetiliyoruz. Sonuç?
Millet, kültür ve inancının şekillendirdiği insan tipinden uzaklaştı. Zenginliğimiz, imkanlarımız arttı, ama insani duygularımız azaldı. Hoşgörünün yerini ötekileştirme aldı. Ahlak ve erdem yaldızlı laflar olarak kaldı. Boşanmalar sıradanlaştı. Esrarkeşler, balliciler çoğaldı. Gördüğümüz cinayeti engellemek yerine, şahit yazarlar diye perde kapatır hale geldik. On milyon insan kaderini, toto, loto gibi şans oyunlarına bağlamış durumda. Gelecekte toplumu yönetecek üniversite öğrencilerinin bir kısmı ücra kampüs köşelerinde sarmaş-dolaş. Bu görüntüler ilim öğrenenlerin ağırlığıyla bağdaşmayacak kadar çirkin. Eşini acımasızca sokak ortasında öldüren, kurbanını testere ile kesip, kargoya veren insanlar türedi. Kapkaççılık, beyaz kadın ve zehir ticareti, gasp ve hırsızlık sıradanlaştı.
Seçim ve demokrasi amaç değil, insanın mutluluğu için araçtır. İnsanı mutlu etmeyen her şey laf-ı güzaftır. Şapkamızı önümüze koyup nerede yanlış yaptığımızı düşünmek zorundayız. Çıplak fotoğrafı “cesur poz” diye yayınlayanlar, gayri ahlaki ilişkileri konu edinen diziler “basın hürriyeti”’ne sığınıyor. Bu yayınlar milletin tarihi misyonuyla şekillendirdiği inanç ve değerlerini yıkmayı, topluma Batı kültür ve ahlakını yerleştirme planının parçalarıdır. Millet’in neden bu hale geldiği sorusunun cevabı buradadır.
Millet’in tarih boyu şekillendirdiği kültür ve inanç yapısı bozuluyorsa, insanımızı mutlu edemiyorsak; erdem ve ahlaki duyguların yerini menfaat almışsa, sadece seçim ve demokrasi var diye övünmenin anlamı var mı?
Kaldı ki; Türkiye'deki seçim ve demokrasi global aktörler ve dünya siyasetinden ayrı düşünülemez.
Anayasayı -şu ana kadar- millet yapmadı. Anayasa ve kırmızı kaplı kitabı kendini devletin asli sahipleri (beyaz) sayan seçkinci batılı aydınlar yaptı. Onlara göre, üstten baktıkları, cahil ikinci sınıf (zenci) halk elbette Anayasa yapamaz (!). Millet, İhtilalcilerin uygun gördükleri gibi yönetildi/yönetilir.
Onlar seçimde; Millete “devlet nasıl yönetilsin?” diye sormadılar/sormazlar. “Kuralları belirledik. Buna göre kim yönetsin?” diye sorarlar. Yani parlemento seçtirilerek halk tatmin edilir. Zavallı halk “beni seçtiklerim yönetiyor” zannıyla avunur. Batı tipi demokrasinin milli irade aldatmacasıyla halkı, halka rağmen yönetmek demek ve meclisin devlet organlarından sadece birisi olduğunu bilmez. Hatta “ben seçtim, suç bende” diye kendini suçlar.
Hatta bu aydınlar diktikleri elbise halka dar gelince “Elbise mükemmel. O halde şişman olan Millet’tir. Elbiseyi genişletmek değil, Millet’in sırtını yontmak gerekir.” mantığıyla hareket ederler.
Yaptıkları anayasa ile “devlet buna göre yönetilecek” diye dayattılar/dayatırlar. Yani rayı ihtilalciler döşedi/döşer. Seçimle Millet’e, “bu rayda sarı tren mi, yeşil tren mi, kırmızı tren mi gitsin?” diye sordular /sorarlar.
O rayda gittikten sonra vagonun rengi fark eder mi? Fark etmiyor zaten!...
Ünlü medeniyet tarihçisi Arnold Toynbee; “Milyonlar deniz kıyısına götürülür. Çok azı yüzme bilen halka işte deniz, istediğiniz kadar yüzün denir. Ancak bu hürriyetten yüzme bilen elitler faydalanır. Halk onları seyreder. Yüzme bilmeyenlere yüzme hürriyeti verme aldatmacasıdır. “ diye tanımlar Batı demokrasisini.
İşte size seçim… İşte size demokrasi…
Yüzenleri hep beraber seyredelim… İyi seyirler…
AİLE YILI BİTMEDEN AİLE BİTTİ
SUDAN’DA NELER OLUYOR?
“EĞLENCE İÇİN“ SİVİL ÖLDÜRMEK VE BATI’NIN DNA’SI
TRUMP-ŞARA GÖRÜŞMESİ VE DELİ SORULAR.
YASAL KUMAR (!), YASA DIŞI KUMAR.
KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
KIBRIS SEÇİM SONUCU VE KIBRIS TÜRK DEVLETİ
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
AZERBAYCAN GEZİSİ İZLENİMLERİ
ER YA DA GEÇ, MAZLUM KAZANIR, ZALİM KAYBEDER