Batı’nın Acı Sonu Yakındır

 

 

 

 

Tüm dünya ve Türkiye basını günlerdir Fransa’da yaşanan terör olayına kilitlendi.

Bu arada başta İslam ülkelerinde olmak üzere yüzlerce insan öldürüldü. Tek satır haber yapılmadı.

Fransa, Cezayir’de soykırım yaptı. 40.000 Müslüman’ı katletti. Birkaç yıl önce de BM kararı olmadan Cezayir’e uçakla saldırdı. Mali’ye kara harekatı düzenledi. Binlerce masum Müslüman’ı öldürdü. Dünyadan ses yok.

Türkiye PKK terörüne 40.000 kurban verdi. Fransa PKK’ya kol kanat gerdi. Irak’ta 2.000.000 insanı Suriye’de 300.000 Müslüman’ı katleden ittifakta Fransa da yer aldı. Dünyadan yine ses yok.

Ama, Fransa’da 12 kişi öldürülünce -Türkiye dahil- dünya liderleri cenaze törenine koşuyor.

Fransa’da öldürülenler insan da İslam ülkelerinde öldürülenler insan değil mi?

 Aslında dünya büyük bir köy, ülkeler bu köyün mahalleleri, milletler de mahalle sakinleridir.

Elbette Fransa’da yaşanan terör olayını lanetle kınıyoruz. Batı’nın komşu mahallede çıkardığı yangın kendisine de sıçrar. Sıçradı. Sıçramaya da devam edecektir. Komşunun evini yakan, evi yanınca feryat etmesin.  

Coğrafi keşiflerden günümüze ilim ve teknolojiyi sömürü aracı olarak kullanan, saltanat ve zenginliğini aç, sefil, fakir, çaresiz milyonların kanı ve gözyaşı üzerine bina eden Batı’dır.

Sanayi devrimi ile doğan enerji ihtiyacını karşılamak, medeniyetini dünyaya egemen kılmak için savaş çıkaran, kendinden olmayana hayat hakkı tanımayan, çıkarı, hazzı, sömürüyü önceleyen seküler Batıdır.

Ürettiğini satmak, kasasını doldurmak için hala savaş çıkaran, ülkelerin yıkılmasını, insanlığın mahvını, umursamayan, insanlığa kan, gözyaşı ve mutsuzluk getiren Batı’nın terörden şikayet etmeye hakkı yoktur.

Bakınız! Resmi rakamlara göre Batı’nın çıkardığı 20. ve 21 yy’daki savaşlarda 161 milyon insan öldü.

(1. Dünya Savaşı’nda 15 milyon, 1918-1922  Rus iç savaşında 13 milyon, 1909-1916 Meksika iç savaşında 1 milyon, 1936-1939 İspanya iç savaşında 600 bin, 1914 öncesi çeşitli sömürge müdahalelerinde 1,5 milyon, 2.Dünya Savaşı’nda  75 milyon, 1945’ten 2014’e kadar çatışma ve savaşlarda yaklaşık 50 milyon kişi) 500 milyon da sakat kaldı. Savaşın tozu dumanı içinde sağlıklı kayıt tutulamadığı düşünülürse ölenler 200 milyon, sakat kalanlar 625 milyon civarındadır. 

Türkiye nüfusunun üç katından fazla insanın ölümünden bahsediyoruz. Tüyler ürpertici… 

Batı’nın dünya egemenliğini pekiştirmek için yeni, kirli ve tehlikeli oyunu “İslamofobi” dir. Kurup yönettikleri El Kaide, IŞİD gibi örgütler ve suni senaryolarla dünyada terör yapan yine kendileridir.

“...Birisini öldüren, bütün insanları öldürmüş gibidir ve kim, birisini kurtarır, diriltirse bütün insanları diriltmiş gibidir.” Ayetine rağmen İslam ile terörü yan yana getirmek nafile bir çabadır. 

İslamın metodu terör değil, tebliğdir. “…Ey Muhammed! Artık sana düşen sadece açık bir tebliğden ibarettir.” Nahl 82 “…Biz seni onlara bekçi yapmadık. Sen onlardan sorumlu bir vekil de değilsin.” Enam 107

İslam, güzelce anlatma ve ikna etme metodunu Hak ve hakikatin özü kadar önemli görür.

İslam, “Dinde zorlama yoktur “,“Sizin dininiz size, benim dinim banadır.” ayetleri ile şiddeti, kendisi gibi düşünmeyene hayat hakkı tanımamayı, dini zorla kabul ettirmeyi ve inanmayanı öldürmeyi  yasaklar.

İslamiyet, hak ve hakikate dayanan, tüm insanlığı kapsayan, kucaklayan bir medeniyet tasavvurudur.

Kaos içindeki dünyamızın bu medeniyet tasarrufuna her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır.

Seküler Batı egemenliğinin dünyayı kaosa sürüklediğini gören kendi aydınlarına kulak vermesi, insan odaklı yeni bir medeniyet tasavvuru üretmesi gerekir.

Aksi halde, tüm zulüm düzenlerinin uğradığı acı son yakın bir gelecekte Batı’yı da beklemektedir.

 

 


Yazarın Diğer Yazıları