AİLE YILI BİTMEDEN AİLE BİTTİ
İddia ediyorum boş iddianame!
Ekonomik Büyüme Dar Gelirli Vatandaşları Neden Rahatlatamıyor?
Allah Teâlâ İyiyi, Güzeli emreder, Emrettiği İyidir, Güzeldir.
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
Derbiyi kimin kazanacağını yapay zekaya sorduk? Yapay zeka ‘FB’ dedi
DUYMAK İSTEMİYORUZ.
SIRATIN ÜSTÜNDEYİZ
Okyanus mu, Kuyu mu?
Net Pozisyonları Kaçırırsan Yenmeyecek Golü Yersenen
Bence yorumun tamamını okumasanız da olur. Başlık her şeyi anlatıyor. KALECİ FARKI
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
O Geliyor Konya’nın Kalbine Düşen Bir Nefes
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
ŞAPKA İNKILABINDAN NE HABER?
DÜNYAYI YÖNETEN KÜRESEL ÇETELER
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Ermenistan`ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni 1923 yılında Taşnak Partisi’nin Bükreş`te düzenlediği konferansta SSCB ve Avrupa delegasyonu huzurunda 128 sayfalık rapor sundu. Türk Hava Kurumu tarafından Rusça`dan Türkçe`ye tercüme edilerek kitap haline getirilen bu rapor, soykırım iddialarını kesin bir dille yalanlıyor ve bütün Ermeni tezlerini çürütüyor. Kaçaznuni’nin bu kitaptaki çok çarpıcı ifadelerini özetleyerek aşağıya alıyorum:
“1914 sonbaharında, Türkiye henüz savaşa katılmamıştı. Devrimci Taşnaksutyun Partisi Ermeni gönüllü birlikleri oluşturulmasına öncülük etti. Türkiye`ye karşı saldırılar başlatıldı. İtilaf devletleri yanında yer alarak ayaklandık. Türkiye`den "denizden denize Ermenistan" talep ettik. Ordularınızı gönderin ve hâkimiyetimizi sağlayın diye İtilaf devletlerine resmî çağrılar yaptık. Öldük ve öldürdük. Artık, Türklere ne gibi bir güven telkin edebiliriz ki?
Kandırıldık, gerçekleri göremedik. Rusya`ya bağlandık. Olayların sebebi biziz. Türklerin millî mücadelesi haklıydı. Barışı reddedip silahlanmamız büyük hataydı. Sevr Antlaşması gözümüzü kör etmişti. İsyanımızın temelinde İtilaf devletlerinin vaat ettiği büyük Ermenistan hayali vardı. Bunun hayalden öte olmadığı gerçeğini göremedik.
Biz Ermeniler kayıtsız şartsız Rusya`ya yöneldik. Herhangi bir gerekçe yokken zafer havasına kapıldık. Çar hükümetinin vaad ettiği Bağımsız Ermenistan hayaline kapıldık. Aklımız dumanlandı ve gerçekleri anlayamadık.
1915 yaz ve sonbaharında Türkiye Ermenileri zorunlu bir tehcire tâbi tuttu. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı. Pişmanlık duymalar için bir neden yoktur. Bu yöntem en kesin ve uygun olanıydı. Kızgınlık ve korku içinde bulunan biz Ermeniler, Rus Hükümetini ve onun kalleşçe politikaları suçlu ilan ettik. Siyasal açıdan dengesiz insanlara özgü bir şaşkınlık içinde, bir uçtan diğerine savrulduk. Rus Hükümeti`ne karşı dünkü inancımız ne denli körü körüne ve temelsizse, bugünkü suçlamalarımız da o denli körü körüne ve temelsizdi. Siyasal parti (Taşnaksutyun) olarak biz, meselemizin Rusları ilgilendirmediğini, onların gerektiğinde cesetlerimizi çiğneyerek geçip gidebileceklerini unuttuk.
1.dünya savaşını kaybeden Türkler, direnerek iki yıl içerisinde tekrar kendilerine geldiler. Türkiye`de millî bilinç ve kendisini savunma içgüdüsü uyanmıştı. Onlar istiklâllerini temin edebilmek için Sevr Antlaşması`na askerî güçle karşı koymak zorundaydılar. Çok geçmeden sınırlarımıza askerî operasyonlar başladığında, Türkler barış teklif ettiler. Onların barış teklifini geri çevirerek silahlanmamız büyük bir hataydı.
Felaketimizin sebeplerini dışımızda aramak acıklıdır. Bu bizim hastalıklı millî psikolojimizin karakteristik özelliğidir ve Taşnaksutyun Partisi de bundan kaçamamıştır. Fransızlar, İngilizler, Bolşevikler, Amerikalılar, Gürcüler, bütün dünya bizi kolayca aldattı, atlattı ve ihanet etti. Bizler safça savaşın Ermeniler için yapıldığına inandırılmıştık."
Osmanlı arşivlerinde bu anlatımı doğrulayan on binlerce belge var.
Bu belgeler hiç olmasa da Ermenistan`ın ilk Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin ifadeleri soykırım yalan olduğunu, gerçekte Ermenilerin İtilaf devletleri ve Ruslarla işbirliği yapıp Osmanlı Devleti’ne ihanet ettiklerini, Müslüman halkı katlettiklerini ispata yeter de artar bile.
Haklılığımız tarihi belgelerle tescilli olduğu halde Türkiye’nin “halkların acılarını anlıyor ve paylaşıyoruz” demesi “tevil yollu ikrar/dolaylı kabul ” anlamı taşır. Bu tutum, soykırımı yalanı ile bizi köşeye sıkıştırmak isteyen Hristiyan aleminin ekmeğine yağ sürer, haklığımızı gölgeler.
Haklılığımızı dünya kamuoyuna anlatmak için sayısız yollar denenebilir.
Benim çok basit bir önerim var. Devlet, Ermeni Başbakanı’nın itiraflarını içeren bu kitabı dünya basın-yayın organlarına, Papa’ya, AB meclisi üyelerine, Rusya’ya v.d ilgili ülkelere ve onların sivil toplum kuruluşlarına göndermeli, gerçekleri yüzlerine çarpmalıdır. Bunu devlet yapmazsa biz yapalım. Ayrıca sosyal medyada paylaşalım.
Hiç değilse, İbrahim yakılacağında su taşıyarak “tarafım belli olsun” diyen karınca bari olalım…
AİLE YILI BİTMEDEN AİLE BİTTİ
SUDAN’DA NELER OLUYOR?
“EĞLENCE İÇİN“ SİVİL ÖLDÜRMEK VE BATI’NIN DNA’SI
TRUMP-ŞARA GÖRÜŞMESİ VE DELİ SORULAR.
YASAL KUMAR (!), YASA DIŞI KUMAR.
KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
KIBRIS SEÇİM SONUCU VE KIBRIS TÜRK DEVLETİ
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
AZERBAYCAN GEZİSİ İZLENİMLERİ
ER YA DA GEÇ, MAZLUM KAZANIR, ZALİM KAYBEDER