Fırat’ın Batısı-Doğusu

Bir “Fırat’ın batısı-doğusu” söylemidir gidiyor.

“Fırat'ın batısı kırmızı çizgimizdir.”, “ PYD Fırat'ın doğusuna çekilmelidir” falan.

Bu ne demek?

Bunun mefhumu muhalifinden “PYD Fırat'ın doğusunda kalırsa ses çıkarmayız” anlamı çıkmıyor mu?

Türkiye, PYD’nin Fırat’ın doğusunda devlet kurmasına razı mı oldu? Bunu taahhüt mü etti?

“Fırat’ın doğusu-batısı” terimlerinin ısrarla kullanılması ister istemez Yahudilerin Rab Yehova’nın (!) “Nil’den Fırat’a kadar olan toprakları Yahidilere vatan olarak vaat ettiği” inanışını (!) çağrıştırıyor mu?

Fırat’ın doğusu Rab Yehova’nın vaad ettiği toprakların içinde de batısı dışında mı kalıyor?

Türkiye kamuoyu anlaşılmaz bir biçimde PYD'nin Fırat'ın doğusundaki varlığını sorgulamıyor, sanki kanıksamış görünüyor.

CIA Başkanı John Brennan’ın, “Suriye ve Irak'ın bölünebileceği” söylemi ve bu söylemin zamanlaması hiç masum ve tesadüf değil.

CIA, Suriye, Irak ve dünya kamuoyunu hazırlama, Suriye ve Irak'taki ırk ve mezhep ayrılıklarını körükleme, ayrılıkçıları cesaretlendirme ve bölünmeyi engellemek isteyen Türkiye’yi savaşa çekme amacı taşıyor.

Resmi ağızlar ve uzmanlar “Türkiye, PYD'nin güneyimizi çevrelemesini ve denize ulaşmasını istemediği için Fırat'ın batısını kırmızı çizgi olarak kabul ettiğini” beyan ve ifade ediyorlar.

İyi de Fırat'ın batısındaki sınırımız yüz, PYD kontrolündeki doğu sınırımız sekiz yüz kilometre.

Yani yüz kilometre için mi operasyon yapıyoruz?

Allah korusun -bir dönüm de olsa- Marksist-Leninist-Şövenist PYD devlet kurarsa, bunun denize ulaşması veya ulaşmaması, Fırat’ın doğu veya batısında olması, bağımsız veya özerk olması arasında fark yoktur.

Bu; PKK’nın devletleşmesi, Türkiye’ye sınır komşusu olması, İsrail’in bölge çıkarlarının gerçekleşmesi demektir.

Irak ve Suriye savaşlarının bu ülkeleri bölerek İsrail’in güvenliğini sağlamak ve yayılmacılığının önünü açmak için çıkarıldığı artık tartışmaya yer bırakmayacak kadar açıktır, belgelidir.

ABD önceleri PKK'yı gizli, PYD'yi de dolaylı desteklerken 15 temmuzdan sonra artık her şey gün yüzüne çıkınca açıktan desteklemeye ve YPG'yi silahlandırmayı dillendirmeye başladı.

Bu tutum değişikliği, Türkiye'ye karşı "Fırat Kalkanı operasyonu ile Suriye'de kalıcı olmaya kalkarsan PYD'yı silahlandırarak başına yeni bir bela daha açarım." tehdidi olarak okunabilir.

15 Temmuz darbe girişimi Orta-Doğu’da ve Suriye’de yaşanan tehlikeli gelişmeler hele PYD’yi devletleştirmeye çalışmaları bölmek istedikleri ülkeler listesinde sırasının Türkiye’ye geldiğini gösteriyor.

Bizi yeterince tanımıyorlardı. Bunun öyle kolay olmadığını ve olmayacağını 15 temmuzda anladılar.

"Büyük şeytan" emellerinden asla vazgeçmez, geçmeyecek. Sessizlik yeni planlar peşinde olduklarının işaretidir.

Ama onların bir hesabı varsa, elbet Allah’ın da bir hesabı var.

Zor günlerden geçiyoruz.

Allah’ım, Düşmanlarımızı zelil eyle. Zalimleri kahreyle. Birlik ve beraberlik ve kardeşlik duygularımızı güçlendir. Mazlumları koru, zalimleri kahreyle.

Allah (CC) yar ve yardımcımız olsun.


Yazarın Diğer Yazıları