Hızla Çağdaşlaşıyoruz (!)

Çağdaş bir toplum olma yolunda hızla ilerliyoruz. (!)

Artık bizim de Avrupa ve Amerika’daki gibi uyuşturucu kullanan gençlerimiz var.

Uyuşturucu ile mücadele eden kurumlara ve yasal düzenlemelere rağmen! 

Batı toplumlarındaki gibi artık bizim de varoşlarımız  ve köprü altı çocuklarımız var.

Çocukları korumak için onca mevzuata, ıslah ve koruma evlerine rağmen!

Artık bizim de Dünya, Avrupa güzeli ve ünlü dergilere kapak olan genç kızlarımız var. İşte çağdaşlık. Bravo!

Başörtüsünü “inanç özgürlüğü ve insan hakkı” kabul etmeyen, ama “eşcinsel evliliğini ” savunan insan hakları havarileri (!) bile yetiştirdik. Batı eşcinsellere evlenme hakkı tanırken biz tanımazsak nasıl çağdaş olacağız?

Hızla çağdaşlaşıyoruz. (!)

“Oğlu annesini kesti,” , “çöpte kadın cesedi bulundu,” , “cinnet geçirdi, eşini, çocuklarını öldürdü, sonra intihar etti” gibi Amerika’daki okul cinayetlerini aratmayacak canavarlıklar yaygınlaştı.

Avrupa ve Amerika’yı örnek alıyoruz ya! Olacak tabi. Çağdaşlaşıyoruz. (!)

Yabancı turistler rahat etsin diye milletin vergileriyle teşvikler ve krediler vererek yıldızlı oteller yaptık. Zinayı suç olmaktan çıkardık. Yerli  turistler de “buğday ambarına düşen fareler” gibi oldu.

Seksen küsur yıldır “ çağdaşlaşmak ve rejimi yerleştirmek için” çok kan döktük.

Tabi dökülecek efendim! Çağdaşlaşmak emek ve fedakarlık ister. Kolay mı?

Komşusunun öldüğünü kokuşunca anlayan, fakirin bir aylık kazancını  içkiye harcarken vicdanı sızlamayan, bankaların içini boşaltan, yolsuzlukta batılıları geride bırakan “Batı tipi” çağdaş milyonlar yetiştirdik her yaşta.

Kolay  olmadı tabi. Mithat Paşa’dan beri çalışıyoruz. Helal olsun bize!

Belki dünya çapında ilim adamları yetiştiremedik, icatlar yapamadık, Nobel ödülleri kazanamadık…

Ama olsun… Hazine arazilerini talan ettik. Kıyılarımızı betonlaştırdık. Kaynaklarımızı yandaşlarına peşkeş çekti siyasi iktidarlarımız. Bankaları yabancılara sattık. Daha ne yapacaktık? Yetmez mi?

Öyle çağdaş bir devlet ve öyle çağdaş bir toplum oluşturduk ki; aman nazar değmesin!

“İslam dinini ve onun kurallarını hayatımızdan çıkarırsak  olacağı bu” mu dediniz?

Aman efendim, sakın batılı dostlarımız duymasınlar. Sonra gücenirler.

Danışmadan adım atamadığımız, yardımlarını esirgemeyen ABD’nin çok kıymetli dostluğu ve yıllardır kapısında beklesek de AB’nin verdiği ev ödevleri sayesinde yaşıyor, şöyle gül gibi geçinip gidiyoruz.

Sonra çağdaşlaşmak için harcanan bu kadar emek boşa mı gitsin?

Çok kıymetli, ileri görüşlü aydınlarımız ve meclis kürsüsünden “Türklerle Kürtler eşit olabilir mi? ” diye inciler döktüren profesör vekillerimiz varken; cahil kafanızla “toplumun nereye gittiğini ” düşünmek size mi düştü?

Böyle derin işlere karışmayın! “Eğin başınızı , görün işinizi”…

Şunun şurasında az kaldı. AB’ye girer, Hristiyan kulübüne de üye olursak çağdaşlaştık demektir.

Çıktık açık alınla bir defa. AB batmak üzereymiş. Olsun. Batıyorlarsa da bir bildikleri vardır adamların.

Dönülmez akşamın ufkundayız. Vakit çok geç.

Ey Millet!...Bu son faslıdır nasıl geçersen geç diyecek misin?

Hunlar , Çinlilere özenerek yok oldular. Çağdaşlık masalıyla “tek dişi kalmış canavar”a yem olacak mısın?

Yoksa şahlanarak “atalarının İslam’la yoğurarak kurduğu gerçek medeniyetin ışıklarıyla” tüm insanlığı aydınlatacak mısın?...                 


Yazarın Diğer Yazıları