BU ŞEHRE VEFA BORCUM VAR
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
İNSANA YATIRIM YAPMAK
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
"İklim Kanunu” nedir, ne değildir?, kimse bilmiyor.
Ama, kamuoyunda yeterince tartışılmadan kanunun ilk dört maddesi TBMM'den geçti bile.
İklim Kanunu'nun görünürdeki amacı "küresel ısınmayı önlemek.”
Ancak bazı araştırmacılar, yazarlar ve bilim adamları "küresel ısınmayı önleme” gibi son derece masum bir sloganla girişilen bu faaliyetin küresel güçlerin bir oyunu olduğunun altını ısrarla çiziyorlar.
Atmosferdeki karbondioksit seviyesi 800.000 yıldır 300 ppm'nin (milyonda 1 birimlik maddesi) altında seyretmiş.
Karbondioksit seviyesi tarihte ilk defa 150-200 yıllık bir sürede 420 ppm''lere ulaşmış.
Atmosferdeki karbondioksit seviyesi sanayi devrimiyle petrolün, kömürün ve gazın kullanımıyla atmosferdeki karbondioksit artmış.
Yani; atmosferdeki karbondioksit seviyesinin artmasının suçluları sanayileşmiş, sanayilerinde petrol, kömür ve gaz kullanan ve bunların ticaretini ellerinde bulunduran Batılı ülkeler.
Mesela; Microsoft'un kurucusu Bill Gates hem "iklim değişikliğinde hükümet politikaları olmazsa inanılmaz bir felaketi önleyemeyiz.” diyor, hem de dünyanın en büyük fosil yakıt şirketlerine sahip.
Öte yandan "ineklerin metan gazı emisyonlarını artırdığı için, et tüketimini durdurma ve yapay ete geçme” çağrısı yapıyor.
İşin içinde Batılı ülkeler, uluslararası vakıflar, Bill Gates gibileri varsa ben orada "bir bit yeniği” ararım arkadaş.
Önce şu sorulara mantıklı cevaplar vermek gerekir:
Gazze'de katledilen 50.000 insan için kılını kıpırdatmayanlar, iklim konusunda ne kadar samimi olabilirler?
İklim Kanunu'nu bize ve gelişmekte olan ülkelere dayatarak, "biz petrol, kömür ve gaz gibi fosil yakıtları yüzyıllardır kullanarak sanayileştik. Artık siz bu kaynakları bulma, zenginleşme ve bizimle rekabet etme yanlışlığına düşmeyin” demek mi istiyorlar?
Gelişmiş ülkelerin nükleer bomba denemeleri, sanayi duman ve atıkları, kullandıkları milyarlarca aracın yaydığı egzoz gazları değil de, dünya var olduğundan beri var olan ve insanın en temel besinlerini karşılayan Allah'ın lütfu zavallı ineklerin gazları mı atmosferdeki karbondioksit seviyesini artırıyor?
Yapay et yaparak dünya insanlığını sömürmeyi sürdürmek, protein ile beslenmeyen aptal nesiller oluşturarak dünyayı kolayca yönetmek mi istiyorlar?
Ürettiğimiz veya tükettiğimiz üzerinden fazla "karbon ayak izi” bıraktığımız gerekçesiyle bizi yeni vergiler veya kısıtlamalar mı bekliyor?
Kanunun TBMM tarafından kabul ediliyor olması, doğru olduğu anlamına gelmez.
Toplumu ve aileyi dinamitleyen "İstanbul Sözleşmesi”ni de TBMM kabul etmedi mi?
Bu millet, pandemi tuzağıyla aşı olmaya zorlanıp sonradan aşının ani ölümlere, kalp krizlerine yol açtığı belgelenmedi mi?
Kamuoyunda iyice tartışılmadan "İklim Kanunu” kabul edilmemelidir.
Kabul edildikten sonra -öncekiler gibi- "yanılmışız” demeyelim…
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
SİYASET GERİLİM DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.
ŞARA-MAZLUM ABDİ ANLAŞMASI VE AKLA TAKILAN SORULAR
MASADAKİ ATIŞTIRMALIK ÇEREZ: UKRAYNA
DOLDURUŞA GELEN, UKRAYNA GİBİ OLUR.
ZELENSKİ, KOMEDİDEN DRAMAYA TERFİ ETTİ.
GÜCÜN AYARTICI CAZİBESİ
ORTA-DOĞU’DA KARTLAR YENİDEN DAĞITILIYOR.
MUSİBETLER BİZİM ESERİMİZDİR