DİRENİŞ POSTUNA BÜRÜNEN İHANET
“Anadolu Mayası” Sütü Yoğurda Dönüştürmüştür.
VİCDAN YELKEN AÇTI
Amerika’nın FETÖ’sü: İsrail
Aile Yılı ayrılık yılı olmasın
İSLAM KÜLTÜR VE EDEBİYATINDA SEYAHATLER ÜZERİNE KISA BİR SEYAHAT 3
Yüksek enflasyon gelir dağılımını allak bullak etti
MADLEEN GEMİSİ
MADLEEN; KENDİSİ KÜÇÜK OLSA DA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK BİR GEMİ
ÇINAR VE PINAR
YAŞLANIYOR MUYUZ? YOKSA ZAMAN MI BİTİYOR?
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Bir akrabama akşam ziyaretine gittim. Orada asayişte çalışan polis memuru bir hanımefendi ile tanıştım.
Bir polis ile bir hukukçunun neler konuşacağını az çok tahmin edersiniz.
İşlenen suçlar, toplumun geldiği içler acısı durum ve saire...
Derken söz dönüp dolaşıp İstanbul Sözleşmesine geldi.
Polis memuru hanımefendi gözleri dolu dolu anlatmaya başladı:
"Bir akşam görevdeyken genç bir kız geldi. Yırtık pantolonundan bacaklarının bir kısmı görünüyordu. Çeşitli yerlerinde döğmeler vardı. Küpelere, pirsinglere, hızmaları dazlak hippi modeli saçlar eşlik ediyordu.”
Genç kız "Memure hanım, babamın ve ağabeyimin evden uzaklaştırılmasını istiyorum” dedi.
"Nedenini sordum.”
Genç kız: Babam ve ağabeyim sevgilim olmasına, erkek arkadaşlarla gezmeme, gece dışarı çıkmama, içki içmeme karışıyorlar. Gece geç vakitlerde eve gelmeme razı olmuyorlar. Ben reşit ve özgür bir insanım. Bana karışamazlar. Bunun için babamın ve ağabeyimin evden uzaklaştırılmasını istiyorum” dedi.
"Bu isteğinde haklı olmadığını düşündüğüm ve kötü niyetli bulduğum için bu nedenlerle babasına ve ağabeyine evden uzaklaştırma kararı veremeyeceğimizi” söyledim.
Birden sertleşti. "Bana karışamazlar. Bu bana uygulanan manevi bir şiddettir. Benim beyanım yeterli. Siz İstanbul Sözleşmesini bilmiyorsunuz herhalde. Evden uzaklaştırma vermek zorundasınız” dedi.
Yanlış bir şey yapmamak için Nöbetçi Savcıyı aradım. Durumu ve kızın kötü niyetli olduğunu anlattım.
Savcı Bey, "Kız doğru söylüyor. Yapacak bir şey yok. İstemesek de müracaatçının babasına ve ağabeyine evden uzaklaştırma vermek zorundayız” dedi.
"Görevimi yapmak zorunda kaldım. Ama hala içim kan ağlıyor.”
"Tanımadığım o iki insandan özür dilerim. İnşaAllah bana haklarını helal ederler.”
"Buna alet olmamak için istifa etmeyi düşündüm. Bataklığı kurutmadıktan sonra bir şey değişmeyecekti. İstifa etmekten vazgeçtim.”
"Lütfen bu olayı yazın. Yazın ki; İstanbul Sözleşmesine imza atanlar, hala bu sözleşmeyi yürürlükten kaldırmayanlar nasıl bir vebal altında olduklarını anlasınlar.”
Polis memuresi hanımefendiye söz verdim ve yazdım.
İktidara sesleniyorum. Bu sözleşme her gün binlerce masum insanın sorgusuz, sualsiz ve delilsiz mağdur olmasına yol açıyor.
Bu vebali taşıyabilecek misiniz?
Ahirette hesabınızın ne kadar çetin olduğunun farkında mısınız?...
MADLEEN GEMİSİ
RUSYA’NIN “PEARL HARBOR”U
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ’NİN YÜZ KARASI: 27 MAYIS
İÇİMİZDEKİ ZEHİRLİ MANTARLAR
PKK NEDEN SİLAH BIRAKTI?
GÜVENLE YAŞANABİLİR BİR ÜLKE OLMAK
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
İKLİM KANUNU…?!
SİYASET GERİLİM DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.