Kılıçdaroğlu’nun Rüyası

Yer CHP genel merkezi. Genel Başkanın özel telefonu çalar. Arayan Obama’dır.

Kılıçdaroğlu heyecanla ayağa kalkar. Gayri ihtiyari esas duruşa geçer.

- Kılıçdaroğlu “ Buyrun Sayın Başkanım”

- Obama “ Aslında sana kızgınım. Taksim gezi parkı olaylarıyla eline geçen fırsatı değerlendiremedin.

- Kılıçdaroğlu “Ama başkanım…”

- Obama “ Tamam tamam. Beceriksizliğin yaptığın gaflardan, girdiğin seçimleri kaybetmenden belli”

Neyse! Biliyorsun, Tahrir Meydanı’na topladığım milyonlarla Mübarek’i devirdim. Dün de Mursi’yi devirdim. ”

- Kılıçdaroğlu “ Mursi’yi devirmenize ziyadesiyle sevindim. Merakımı bağışlayın. Bu kadar taban tabana zıt amaçlar için milyonları nasıl toplayabiliyorsunuz?”

- Obama “ Irak  işgali, Saddam devirme  yöntemlerinin  modası geçti. Şimdi demokrasi, eşitlik diye sokağa döktüğümüz halklar, iktidarları deviriyor. Bunlar yeni moda darbe. Yani çayın taşıyla çayın kuşunu vuruyoruz.”

- Kılıçdaroğlu “Ne ka akıllısınız Sayın Başkanım. Ama, dünyaya demokrasi getireceğiz demiyor muydunuz?

- Obama “ Sayın Kılıçdaroğlu, ülkeler demokrasi ile idare edilmiş, edilmemiş bana ne! Demokrasi getirme işin bahanesi. Çıkarlarımız  için  gerekirse seçilmişleri, gerekirse darbecileri destekleriz. Boşver şimdi bunları. Sana bir müjdem var. Mursi’den sonra sıra Erdoğan’da. Onu da devirip, seni başbakan yapacağım”

- Kılıçdaroğlu “Sayın Başkanım, kulaklarıma inanamıyorum. Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum”

- Obama “ Hayrıma başbakan yapacağımı düşünmüyorsun herhalde. Tabi ricalarım olacak. Tamam mı?”

- Kılıçdaroğlu “ Tabi Sayın Başkanım. Ricalarınızı emir telakki edeceğim. Kaç seçimdir yeniliyoruz. Seçimle iktidara gelmekten ümidimi kesmiştim artık. İmdadıma yetiştiniz.

- Obama “Bahar yapalım dedik. Orta-Doğu’da ve Türkiye’de dindarlar çoğaldı. Sen başörtü yasaklamayı, ikna odaları kurmayı, kur’an kursları kapatmayı, dindarlarla mücadele etmeyi iyi bilirsin. Sana güveniyorum.”

- Kılıçdaroğlu “ Hiç merak buyurmayın Sayın  Başkanım! Bu konularda yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır. Beni başbakan yapın. Gerekirse kur’an okuyanları jandarma ile toplatırım. Hatta Dersim’e devletin elini tunç gibi indiririm. Hemşerim demem. Katliam bile yaptırırım.  Zira; biz CHP olarak bu konularda hayli tecrübeliyiz.

- Obama “ Aferin… Çizgiden çıkma. Yoksa tanıdığım firmalara kaset yaptırır, seni de meşhur (!) ederim.”

-Kılıçdaroğlu “ Sayın Başkanım, Mursi’yi nasıl devirdiniz?

-Obama, “ Telefonla fırçaladım. Mursi, beni halk seçti. Tarihi sorumluluğum var diye diklendi. Sisi’ye bitir şunun işini dedim. O da sağ olsun deviriverdi.”

-Kılıçdaroğlu “Başkanım bağışlayın bu Sisi de kim? Beyoğlu sosyetesinden mi? ”

- Obama “Mısır Genel Kurmay Başkanı olduğunu bilmiyor musun? Bu cahillikle nasıl başbakan olacaksın?”

-Kılıçdaroğlu “ Ha ! Anladım. Aferin şu Sisi’ye. Nerede o Evren’ler, Çevik Bir’ler, Karadayı’lar, Başbuğ’lar?... Mamafih, bizde böyle komutanlar kalmadı azizim. Şimdikiler sivilleşti.”

-Sekreter “Sayın Genel  Başkanım uyanın. Ziyaretçileriniz bekliyor.”

Kılıçdaroğlu uyku mahmurluğuyla gerçekle rüyayı ayırmak için boş gözlerle sekretere bakar. Rüya gördüğünü anlar. Suratı asılır. “ Galiba biz iktidarı rüyamızda göreceğiz” diye mırıldanır.

Rüyanın etkisini üzerinden atamamış olacak ki; ziyaretçilerle görüşürken, anlamsızca tebessüm eder.

Yalnız kalınca ufka dalar. Hüzün ve sevinçle karışık bir tebessümle ağzından şu sözler dökülüverir:

 “İtiraf etmeliyim. Rüyası bile güzeldi…”                                                       

 


Yazarın Diğer Yazıları