Kılıçdaroğlu Sarardı

                            Malum. Seçim haritalarında AKP'nin kazandığı iller sarı ile gösterilince Türkiye haritası sarardı.

                            Seçim sonuçları alındıktan sonra Kılıçdaroğlu’nu ara ki bulasın.  Kayıplara karıştı genel müdür. Hiç ortalıkta görünmeyince  “topladığı nallarla, nalbanta çırak mı girdi?” diye meraklandım.

                            Sordum, soruşturdum. Meğer, adamcağız seçim haritalarını izlerken sarılık olmuş.

Sarıgül de seçilemeyince sarılık belirtileri iyice yükselmiş, ateşlenmiş, yatak döşek yatıyormuş.

Ateşi 45.6’ya çıkmış, şekeri 28’e düşmüş. “Sarardım ben sarardım, uzun için sarardım. Baş yastıkta göz yolda, günlerimi sayarım” diye türkü söylemeye ve sayıklamaya başlamış:

“Kesinlikle, AKP’ye oy veren seçmenlerin çoğu, dünyanın sarı öküzün boynuzunda olduğunu iddia eden gericiler, yobazlar, bidon kafalılar, göbeğini kaşıyan cahiller, hasolar, memolardır .

Ah Evren Paşa ah. Anayasa yapan profesörün sözüne bakarak oy kullanmak için ortaokul mezunu olmak, içki içmek, hacca gidip Araplara para yedirmemek şartlarını getirseydin, çobanla mankenin oyunu eşit tutmasaydın, Demireli dinleyip başörtülüleri  Arabistan’a sürseydin bunlar başımıza gelmezdi.

Böyle olmayacak. Paşalara darbe yaptırıp,  anayasayı ve seçim kanununu değiştirtmek şart.” 

Durumunun vahametini gören korumalarından biri yardım etmek ister.

“Çekin bu adamı başımdan, sarışın olmayan bir koruma yok mu? Beni bugün sarı harita hastalandırdı, yarın Sarıgül de gül benzimi sarartacak… ” diye bağırır.

                             Danışmanları, Genel Başkanlarının haritanın sararmasından sarılık olduğunu anlarlar, ama Sarıgül’ün neden hastalandıracağını anlayamazlar.                                                            

Kılıçdaroğlu, “İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini kaybeden CHP Genel Başkanı oluyor da ondan. Pensilvanya’yı arayın. Kasetimi ortaya çıkarmamalarını rica edin.

                             Bu uzun adam girdiği sekiz seçimi de kazandı. Yani sekiz sıfır mağlubuz. Yeni CHP dedik. Seçmene yutturamadık. Ağustos 2014’te Cumhurbaşkanlığı 2015’te de genel seçimler var...  Bu gidişle durum on sıfır olacak. Kaybede kaybede başımız döndü.”

Kılıçdaroğlu’nun danışmanlarından biri atılır: “ Başkanım, aklıma çok parlak bir fikir geldi. CHP’yi gerçekten yenileyelim.”                                                                                                       

Kılıçdaroğlu “ Nasıl olacak o iş? ”

 “Pensilvanya’daki  hoca  Cemaatçi Hoca Partisi kursun. İşte sana yeni CHP.  Cemaatçi Hoca Partisi mensupları rakiplerine beddua, laiklere de iyi dua ediyorlar. Peygamber de bizi destekler (!) hatta bize oy bile verir (!) belki.  Böylece Sarıgül’den de kurtulmuş  oluruz.  Fena mı?”                         

 Ama laiklik ilkesine aykırı davranmış olmaz mıyız?”

                        “Başkanım, Cemaat gizli destek olunca laikliğe aykırı olmadıysa parti kurunca hiç aykırı olmaz. Altı oka bir de Cemaatçilik ekler, yedi ok yaparız. Yedilere, kırklara, erenlere evliyalara karışırız. Çaktırmadan gericilerin, yobazların, bidon kafalıların oylarını da alırız.”

Kılıçdaroğlu, “Afferim ulen iyi fikir” diye tebrik eder danışmanını.

Ardından “ Sarı kurdelem sarı, sandığa saldım cemaati, seçim kurbanın olam, tez gönder iktidarı” diye bir türkü tutturur.

Danışmanları hastaneyi ararlar:

                           “Alo hastane mi? Acil ambulans gönderir misiniz…?”


Yazarın Diğer Yazıları