Kur’anı Okumak, Anlamak ve Uygulamak

     Allah  (CC) insanı yarattı. Ona elçileriyle kullanma kılavuzu / vahy / prospektüs  gönderdi. İnsanoğlu zamanla vahy çizgisinden ayrıldı. Sahte tanrılar/putlar edindi. Allah insanı elçilerle  yeniden doğru yola / vahye davet etti. İnsanlık tarihi böylece sürdü. Son Peygamber Hz. Muhammed (SAV) vasıtasıyla  azmış/      sapmış Arap toplumunu  ve tüm insanlığı Kur’an ile doğru yola / vahye davet etti.
     Allah  yirmi üç ayette “Ey insanlar” seksen sekiz ayette “Ey iman edenler” diye hitap ediyor. Bu hitap tüm insanlar ve Müslümanlar için büyük bir şereftir. Zira ; yüce yaratıcı kuluna “yaratılanların en şereflisi” İsra 70 ve “halife” olarak (Bakara 30) hitap ediyor, yani bizi muhatap alıyor. Allah insanın parmak izi, diş yapısı,  DNA  v.b özellikleri  başka bir insanla aynı yaratmaması  çok anlamlı. Sanki  Allah “kulum sen benim için özelsin” diyor.    
     Peki biz ne yapıyoruz? Allah “Ey iman edenler” derken “buyur Allah’ım” diyor muyuz? Yani Kur’an okuyor muyuz? Çoğumuz “Kur’an okuyorum, ama   

     Arapçasını” diyecektir. Ala. Sevaptır da. “Peki anlıyor muyuz? ”
     Yüzlerce meal ve tefsir kitabı varken, internet ve bilgisayar ortamında Kur’an ve sünnete dair her türlü bilgiye ulaşma imkanına rağmen “ cahilim, anlayamam” mazereti Allah’a sunulabilir mi?
     Allah “ayetlerimizi apaçık indirdik” demiyor mu? (Yusuf 1, Bakara 99, Yunus 15, Meryem 73 , Hicr 1, Hac 16-72, Nur 1, Neml 1, Kasas 2, Ankebut 49, Yasin 69, Duhan 2, Ahkaf 7, Hadid 9, Talak 11)
     Anlamamızı istemese ve anlayamayacak olsak neden böyle desin? Çobanın da alimin de anlayabilmesi Kur’an’ın ilahi ve mucizevi yönlerindendir. Kula kulluğu öğütleyen anlayışlar, insanı  köleleştirmek, dini tekellerine almak için “Sen cahilsin, Kur’an’ı anlamak için on sekiz ilim bilmek gerekir “ derler. Samimi ama saf Müslümanlar da onların öğretilerini, hatta rüya ve tevatürlerini din zannederler.
     Güzel sesli bir hafız “faizin haram” lığını anlatan ayeti okur.  Ama faizde paramız vardır. Akraba ve komşuya yardım ayetini dinleriz. Ama komşu ve akrabaya yardım etmeyiz. v.s.
     Okumaktan maksat anlamaktır. Kur’anı öğüttür. Onu  anlamadan okumakla  gerekli öğüdü ve mesajı alabilir miyiz? Kur’an’ı anlayamazsınız diyenler, onun yol göstericiliğini saf dışı etme kurnazlığı içindedirler.
     Anlamak da yeterli değil. Anladığımızı, uygulamak-amel etmek- Kur’an’ın asıl gayesidir. ( Bu konudaki yüzlerce ayetten bazıları Bakara 25, 62, A.İmran 57 Nisa, 57, 122, Maide 9, 69 Araf 42 )
     Allah bize Mahkeme-i Kübra’da “Ey kulum, seni yarattım, ömür, akıl ve türlü nimet verdim. Peygamber (sav) ve  Kur’an  gönderdim.  Kur’anı okudun mu?  

     Anladın mı? Uyguladın mı? “diye sorunca ne cevap vereceğiz?
     Üzülerek belirtelim ki; toplumun önemli bir çoğunluğu Kur’an ve sünneti  okumaya, anlamaya çalışmak yerine; duyum , gelenek, hurafe, bid’at, rüya ve tevatürlerden  harmanlanan  bir din anlayışı benimsiyor.
     Dizi ve maçları seyretmeye, şunun veya bunun öğretilerini okumaya harcadığımız zamanın onda birini Kur’an okumaya ayırıp,  öğüdünü ve mesajını anlamaya çalışsaydık hepimiz alim olurduk.            

     Kur’an ve sünnet ayrılmaz bir bütündür. Allah, “ Muhakkak ki O; en yüksek ahlak üzerine yaratılmış, Allah tarafından insanlığa örnek olması için özel olarak yetiştirilmiştir. ”(Kalem 4) ve “Kim resule itaat ederse muhakkak ki Allah’a itaat etmiş olur.” (Nisa 80) demektedir. Hz.Aişe (RA) “ Onun hayatı yaşayan Kur’andır. “ diyor
     “Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a/Kur'an'a)sımsıkı tutunun (hayatınızı ona göre düzenleyin),(İslam' la çelişen davranışlarınızla gruplara ayrılarak) birbirinizden kopmayın! ….” Ali İmran 103  
     Kur’an ve sünneti okumak, anlamak ve uygulamak bize hem dünya hem de ahiret mutluluğu getirir.
     Kur’an  ve sünneti hayatın merkezine koyan ve  İki cihanda mutlu olan kullar olmak temennisiyle…


Yazarın Diğer Yazıları