“KUŞA BAK, KUŞA BAK” DEMOKRASİSİ

Bilirsiniz. Çocuk sünnet edilirken, “ kuşa bak , kuşa bak” denir, oraya bakarken iş bitirilirdi.

Sünnette yeni teknikler geliştirildi. Ama siyasette “kuşa bak, kuşa bak” taktiği değişmedi.

Rahmetli  Özal, sıkıştığında ilgiyi başka yöne çekmek için bir mesele ortaya atar, gündem değişir,  günlerce onu tartışırdık. “Ziya Özel zakkumdan  kanser ilacı buldu” diye bomba bir haber yaptırdı. Öğrendik ki; bunun çekimleri üç yıl önce yapılmış. Ama gündem değişti. Bu olaya kilitlendik. Rahmetli  bizi uyutup, neler yaptı kim bilir?                

Son on beş gündür, kamuoyu, gazeteciler, halk ve siyaset “ öğrenci evleri “ meselesine kilitlendi.

Sayın Başbakan usta siyasetçi.  Tabii, gündem  oluşturmak veya değiştirmek konusunda maharetli.

Hep bu tuzağa düşeriz. “Ana muhalefet genel müdürü” bile “ kuşa bak , kuşa bak” deyince kanıyor.

Bu tuzağa düşeriz, çünkü söyleyen siyasetçi,  yayan  güçlü medya ve iletişim araçları.

Bizde de uygulanan Batılı demokrasinin genlerinin ve yapısının olmazsa olmazıdır bu aldatmaca.

İktidarı ele geçirmek veya iktidarı düşürmek için sıkça “suni / yalan gündem oluşturma” yoluna da başvurulur.

Bizde en güzel senaryo ödülü 28 Şubat’çılara ait. Kötü rolde Ali Kalkancı, Müslüm Gündüz, mağdur esas kız rolünde Fadime Şahin  oynatıldı. İslam, irtica gibi gösterilerek iktidarın düşürülmesi amaçlandı. 28 Şubat’çıların, - irticacı tanımlarına cuk diye oturan görüntüleriyle kimsenin bilmediği- Aczimendi Tarikatı meşhur edildi. Fadime Şahin’in telekız, şeyh Ali Kalkancı’nın işsiz ve alkolik olduğu gizli tanık ifadelerinde yer aldı.

ABD, Irak savaşında petrole bulanmış karabatak kuşu görüntüsü ile dezenformasyon -kasten yanlış haberle gerilim yaratma, tahrikçilik- yaptı. Meğer, Meksika açıklarında petrol sızdıran bir gemi karabatağı o hale getirmiş.

Irak’ta  “kuşa bak, kuşa bak demokrasi getireceğiz” diye, en kutsal “hayat hakkını” hiçe sayarak iki milyon insan öldürdüler. “Para, petrol ve iktidar” devşirerek, “mezhep çatışması sarmalında üçe bölünmüş bir Irak” bıraktılar.

Demokrasi, “şık ambalajlı bir aldatmaca”,bul karayı, al parayı üç kağıtçılığı” dır. Bizi aptal yerine koyuyorlar.

Batılı demokrasi; hakim güçlerin her türlü ilmi veriyi kullanarak, ama menfaatleri için hiçbir etik ve ahlaki değer tanımadan dünyayı ve insanı yönetmesidir. Demokrasinin ekonomik rengi Liberalizm, hayatı tüketmeye odaklayarak hayatı anlamsızlaştırıyor.  İnsanı  “tüketen hayvan'a” dönüştürerek insanı hayvanlaştırıyor.

William McNeill  Liberal Avrupa tarihi, “özgürlükler değil, 'sömürü, menfaat ve imtiyazlar tarihi” dir diyor.

Yani Batı’nın ''sömürü, menfaat ve imtiyaz” elde etme hedefi reel, “özgürlük vaadi” hayali ve kandırıcıdır.

ABD, Siyonizmin / mason üstadlarının, onların emrindeki hakim güç ve sermayenin büyük taşerondur.

Bunlar, dünyadaki lider ve iktidarların -ABD dahil- açıklarını ve zaaflarını bilgi bankasında toplamaktadırlar.

Amaçlarına hizmet etmeyen / çizgiden çıkan her lideri / iktidarı bu bilgilerle düşürüverirler.

Abdülaziz’in iki bileğinin kesilerek intihar süsü verilmesini, Watergate skandalıyla Nixon’un istifasını, Kennedy suikastini, Şah Rıza Pehlevi’nin devrilişini, 27 Mayıs ve 12 Eylül İhtilallerini, diğer dünya olaylarını böyle okumak gerekir.

Medeniyetimiz tarih yapmaktan uzaklaştırılıp,  tarihin figüranı olalı beri  “ güfte ve  beste yapan, çalan başkası…”  ama bize çeşitli sahnelerde “ kapıldım gidiyorum bahtımın rüzgarına ” şarkısını söyletiyorlar.

Biz kuşa bakarken, Mısır’ın durumu ne oldu? Halkın İhtilalcilere direnişini sürüyor mu? Suriye’de neler yaşanıyor? PYD’nin  geçici özerk yönetim ilanı Büyük Kürdistan kurma hazırlığı mı? Erdoğan-Barzani görüşmesi neye işaret ediyor? BDP niye HDP’ye katılıyor? Çözüm süreci nereye gidiyor? gibi hayati konular gündemden düştü.

Düşünce peteklerinizi Batı demokrasisi, kurumları ve kavramları oluşturuyorsa, günlük haberlerle düşünür,  bir yılan deliğinden her zaman sokulur ve kullanılan olursunuz. Kıyma makinesine girersiniz kıyma olmak kaçınılmazdır.

Ama müslüman kıyma makinesine girmemeli, aynı yılan deliğinden iki defa sokulmamalıdır…


Yazarın Diğer Yazıları