NE AMERİKA MAYMUNU, NE RUS AYISI!

Rusya, Ukrayna sınırına yaklaşık yüz bin asker yığdı. Dünya'nın gözü, kulağı Ukrayna'da.

Herkesin merak ettiği soru şu: "Ukrayna krizi nereye evrilir?”

Tarafların olaya bakış açıları farklı. Ufukta bir uzlaşma da görünmüyor.

Putin, ABD'nin Bulgaristan-Romanya-Ukrayna-Gürcistan vasıtayla Rusya'yı güneyden çevreleme politikası yürüttüğünü savunuyor.

Rusya'nın "Ukrayna'yı NATO'ya almaktan vazgeçin” şeklinde özetlenebilecek "güvenlik garantisi anlaşması” teklifi NATO ve ABD tarafından kabul edilmeyince sıcak çatışma ihtimali arttı.

Sadece Putin böyle düşünmüyor. Almanya'nın birleşmesi görüşmelerinde SSCB Lideri Gorbaçov, Batılı liderlere "Belarus ve Ukrayna bizim için hayatidir. Buralara yaklaşmayın” dememiş miydi?

Rusya "askeri güç tehdidi”ni kullanıyor. Yani "Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'u dinlemezseniz, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile uğraşmak zorunda kalırsınız” demek istiyor.

Ukrayna sınırına yaklaşık yüz bin asker yığan Rusya'yı ikna etmek, İngiliz devlet adamı Winston Churchill'in tabiriyle "Başınız kaplanın ağzındayken onu ikna etmek” kadar zordur.

ABD, "Ukrayna'yı işgal edersen uygulayacağımız yaptırımlarla yüksek maliyetlere katlanırsın” diyerek Rusya'yı caydırmaya çalışıyor.

Rusya'nın Gürcistan'a müdahalesi ve Kırım'ı ilhakı karşısında iflas eden bu cılız yaptırım politikalarına pek kulak astığı söylenemez.

Rus gazına bağımlı Avrupa, sesini yükseltemiyor, "Rusya gazı keser mi?” diye "tir tir titriyor.”

Avrupa'nın gaza bağımlığının elini kolunu bağlıyor olması, Mavi Akım, TANAP ve diğer doğalgaz hatlarımızın, Karadeniz ve Doğu Akdeniz'deki doğalgaz arama çalışmalarımızın sadece ekonomik değil, siyasi bakımdan da Türkiye'ye büyük avantajlar sağladığını, sağlayacağını gösteriyor.

Bordan enerji üreten, nükleer enerjiye sahip, dünyanın enerji ihtiyacının 45 katını karşılayacak Karadeniz'deki hidrojen sülfürü enerjiye dönüştüren bir Türkiye'ye herkes saygı duyar ve ikide bir efelenemez.

Mevcut tüm olumsuzluklara rağmen, Rusya'nın Ukrayna'ya saldıracağını düşünmüyorum.

Batı da, Rusya da, gerilimi tırmandırarak güç gösterisi yapmak, müttefiklerini "benimle misin, değil misin?” testinden geçirmek, müttefiklerinin askeri ve ekonomik bağımlılıklarını artırmak istiyor.

Çıkacak bir savaş tüm dünyayı, bölge ülkelerini, bu arada Türkiye'yi derinden etkileyecektir.

Bir taraftan NATO üyeliği, diğer taraftan Rusya ve Ukrayna ile olan ilişkileri, Türkiye'yi "aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık” ikileminde bırakıyor.

Türkiye'nin, kendisine darbe yapan, PKK terörü ile uydu bir devlet kurdurmak isteyen NATO'nun ve ABD'nin yanında konumlanması, "Batı İttifakı”nın politikalarını desteklemesi hata olur.

Türkiye; bunların müttefikliğine güvenerek Rusya-Ukrayna gerilimine taraf olmamalıdır.

Tansiyonu düşürmeye çalışmalı, denge politikası izlemeli ve arabuluculuk rolü üstlenmelidir.

Ne ABD maymununa, ne Rus ayısına, ne de bunların dayısına güvenilmez.

Bize bizden başka dost, birlik ve beraberliğimizden başka güvenebileceğimiz güç yoktur.


Yazarın Diğer Yazıları