HÂLLERDEN HÜKÜMLERE BİR YANILGIYI ANLATMAK
AKLIMA TAKILAN DELİ SORULAR
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
Sancımız GAZZE…
Görmemek için kör olmak lazım
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Dünya siyaset arenası tam bir satranç tahtasıdır. Dünya siyaseti ise satranç.
Tüm dünyada özellikle Orta-Doğu'da bir satranç oynanmaktadır.
İkinci Dünya Savaşı galiplerinin dizayn ettiği dünya sistemi, oyunun kurallarına uysun, ya da uymasın satrancın taşlarını istediği gibi yerleştirmektedir.
Uluslararası politika belirleyicilerin Orta-Doğu'da uyguladığı dört temel ilke vardır.
Birincisi ülkelerin başına halkın çoğunluğunun inancına aykırı yöneticiler getirmek.
Sünni Müslüman çoğunluğa sahip Suriye'nin başına Nusayri Esed ailesini getirmek gibi.
İkincisi, sınırları doğal ve demografik yönden probleme gebe olacak biçimde belirlemek.
Çok dinli, Lübnan'ın siyasi sistemi gibi. (Lübnan'da Cumhurbaşkanı Marunî Hristiyan, Başbakan Sünni Müslüman ve Meclis Başkanı Şii Müslüman olmak zorundadır.)
Üçüncüsü, azınlıkları çoğunluğa karşı örgütlemek ve desteklemek.
İslam Coğrafyasındaki Sünni çoğunluğa karşı Şii yayılmacılığını destelemek gibi.
Dördüncüsü, hep bir düşman üreterek müdahale etmek ve yön vermek için fırsat kollamak.
İran'ı, EL-Kaide'yi, DEAŞ'ı kendileri kurdurup, sonra da düşman olarak göstererek müdahale için bahane oluşturmak gibi.
İslam Ülkeleri bunun farkında olsalar da olmasalar da, isteler de istemeseler de dizayn edilen bu sistemin kuralları ile hareket etmek zorunda kalıyorlar.
İkinci Dünya Savaşı galiplerinin dizayn ettiği dünya sistemini bugünden yarına değiştirmenin mümkün olmadığı izahtan varestedir.
İslam Dünyası'nın kurtuluş reçetesi öncelikle bu oyunun farkında olmaktan geçer.
Sonra sabırla, akılla, birlik ve beraberlik ekseninde ilerleyerek siyasi, askeri, sosyal, ekonomik, dini, teknolojik vb. her alanda işbirliği geliştirilmelidir.
Galiplerin dizayn ettiği dünya sisteminin zayıf noktaları kaşınarak dünyada kamuoyu oluşturulmalıdır.
Mazlum ve sömürge geçmişi olan ülkelerle insani ve eşit şartlarda kazan-kazan politikasıyla ilişkiler geliştirilmelidir.
Bunlar yapılabilirse savaşlar, aynı zamanda İslam Dünyası için yeni fırsatlar doğurur.
Savaşlar ve sonrasında kartlar yeniden karılır. Satranç tahtası yeniden şekillenir. İslam Dünyası için yeni hamle fırsatları doğar.
İsrail'in Gazze'de yaptığı soykırım nedeniyle dünya kamuoyunda oluşan tepkiler İslam ülkeleri tarafından iyi değerlendirilmelidir.
Hatta bu tepkiler organize edilmeli, her türlü imkânlarla dünya kamuoyunun gündemine daha etkili biçimde taşınmalıdır.
Gayret bizden, Tevfik Allah'tandır…
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
“EĞİTİM REFORMU” TEKLİFİMDİR.
AMAN BALIKLAR ÜRKMESİN, AMA…
MALAZGİRT ZAFERİNİ KUTLAMAYI HAK EDİYOR MUYUZ?
FİLLER TEPİŞTİ, ÇİMLER EZİLDİ.
EMEĞİ TÜRKİYE ÇEKTİ, YEMEĞİ ABD YEDİ.
“MİLLİ İSTİHBARAT AKADEMİSİ RAPORU” ÜZERİNE…
CİĞERLERİMİZ YANIYOR
“BİRLİKTE RAHMET, AYRILIKTA AZAP VARDIR”
TERÖRSÜZ TÜRKİYE: “PEYNİR BÜYÜK YOL KISA?!”