Şehitlere Tekbir Gerek! ‘Tİ’ ye Ne Gerek?

Bu sütunlarda 07 Ekim 2013 tarihli “Çelenk, saygı duruşu, ti sesi, neyin nesi?” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Çok okundu. Olumlu da olumsuz da tepki verenler oldu.

Oldum olası “suya sabuna dokunurum”. “Laf olsun, torba dolsun” kabilinden yazmayı sevmem.

Suya sabuna dokunmadan toplumun “fabrika ayarlarına” bulaşan kirler temizlenebilir mi?

Buna birileri “sivri dilli olmak” diyebilir. Ben yanlışa tepkisiz kalmayı “dilsiz şeytanlık” sayarım.

Akit Gazetesi Yazarı Emin PAZARCI 14 Nisan 2016 tarihli “şehit bizim, marş kimin?” yazısında şehitlerimizin cenaze törenlerinde Chopin’in “Ölüm Marşı” çalınmasının bu milletin inançlarına uymadığını, şehitlerimizin manevi şahsiyetlerini zedelediğini dile getirdi. Aynen katılıyorum. 

Sayın PAZARCI bu garabetlerin bitmesi için “Siz de var mısınız?” diyerek bir kampanya başlattı.

Bu kampanyaya katkıda bulunmak, ben de varım demek için yazıyorum.

Çorbada tuzumuz bulunsun. Cihadın mübarek ve muzaffer olsun Sayın PAZARCI

“Şehitlik” İslami bir kavram ve Peygamberlikten sonra en yüce makamdır. Şehitlerimiz için cenaze namazı kılmak, dua ve kuran tilavet etmek, sonra da  Chopin’in “Ölüm Marşı” ile askeri tören düzenlemek,

Millet’in bağımsızlık destanı olan İstiklal Marşı’ndan önce D. Butterfield’in Amerikan iç savaşı acıları için bestelediği “Ti Sesi” ağıtı çalmak,

Dinen-tıbben bizi duyması, hissetmesi, fayda ve zarar vermesi mümkün olmayan ölülere, heykellere çelenk ve çiçek koymak, mum yakmak, onların manevi huzurunda (!) saygı duruşunda bulunmak, ölüm yıldönümü törenleri düzenlemek Hıristiyan adetleridir.

Müslüman bir ülkede bu garip ve anlamsız Hıristiyan adetlerini uygulamak tam anlamıyla Müslüman mahallesinde salyangoz satmak değil de nedir?

Dinimizde, örf, adet ve geleneklerimizde -ziyaret dışında- kabri ve ölüyü ululamak dinimize de aykırı iken milletin rahatsız olduğu bu garip uygulamaları kim veya kimler soktu bu topluma?

Halk, cenaze marşı çalan askeri bandoyu susturdu. Özal’ın cenazesini tekbirlerle uğurladı. Birçok defa silah arkadaşları ve halk da defalarca aynı tepkiyi koyarak şehitlerimizi tekbirlerle uğurladılar.

Şehitlerimizi Itri’nin bestelediği “tekbir” ile uğurlamak toplumun inancına, kültürüne ,canlarını verdikleri değerler ve şehitliğin anlamına daha uygun düşmez mi?

Bazıları “laikliğe, devrimlere ve Cumhuriyetin kazanımlarına aykırı” kabilinden tepki göstereceklerdir.

Hıristiyan adetlerini laikliğe aykırı bulmuyor, ama Müslümanlığa uygun olanları laikliğe aykırı buluyor sunuz öyle mi? Sizin fabrika ayarlarınız bozulmuş. Acilen özünüze dönün.

Demokrasi ve milli irade, Milletin kendi kendini yönetmesi ise, onun inancına, kültürüne, tarihine ve milli değerlerine aykırı uygulamaların kaldırılması, Milli Egemenliğin tam olarak tecelli etmesine hizmet etmez mi? 

 Milletin değerlerine aykırı, Milli İrade’ye saygısızlık olan bu Batılı uygulamaların kaldırılmasını istemek milletin, şehit yakınlarının ve gazilerimizin en tabii hakkıdır.

Bu garip uygulamaların kaldırılması için Cumhurbaşkanlığı’na başvuran Türkiye Gaziler Vakfı’nı ve onların değerli yöneticilerini tebrik ediyor, çabalarını destekliyoruz.

Artık, söz sahibi Millet’tir. Millet, dinine ve öz kültürüne sarılarak mutlu olacak ve kalkınacaktır…


Yazarın Diğer Yazıları