DİRENİŞ POSTUNA BÜRÜNEN İHANET
“Anadolu Mayası” Sütü Yoğurda Dönüştürmüştür.
VİCDAN YELKEN AÇTI
Amerika’nın FETÖ’sü: İsrail
Aile Yılı ayrılık yılı olmasın
İSLAM KÜLTÜR VE EDEBİYATINDA SEYAHATLER ÜZERİNE KISA BİR SEYAHAT 3
Yüksek enflasyon gelir dağılımını allak bullak etti
MADLEEN GEMİSİ
MADLEEN; KENDİSİ KÜÇÜK OLSA DA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK BİR GEMİ
ÇINAR VE PINAR
YAŞLANIYOR MUYUZ? YOKSA ZAMAN MI BİTİYOR?
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Son dönemde Yunanistan iyice şımardı. Şımarmaktan da öte saldırganlaştı.
Yunanistan bu cesareti doğal olarak arkasındaki ABD'den ve Batı dünyasından alıyor.
Hatırlayalım. Atina Aleksis Çipras döneminde iflasın eşiğine gelmiş, AB ve IMF Yunanistan'a 260 milyar Euro borç vererek Yunanistan'ı iflastan kurtarmıştı.
AB ve IMF Yunanistan'a bu borcu elbette babasının hayrına vermedi.
Önce Çipras'tan desteklerini çektiler. Sonra İstediği politikaları uygulama konusunda güvenceler aldıkları kukla Mitsotakis'e iktidar yolunu açtılar.
Bu çevreleme ve destek, ABD'nin Yunanistan'ı Türkiye'ye tercih ettiği anlamına gelmez.
Washington açısından Atina ve Ankara, birbirine tercih edilecek değil, birbirine karşı kullanılacak, çatıştırılacak kozlardır. Mitsotakis de bu rolünü oynuyor.
ABD, her iki ülke üzerindeki çıkarlarını sürdürmek, kontrolünde tutmak, elini güçlendirmek ve iki ülkeye de kendisine muhtaç olduklarını hissettirmek için Ankara-Atina arasında sürekli gerginlik olsun ister.
Kendi silahlarını üreten bir Türkiye ile sıcak bir savaşa cesaret edeceklerini sanmıyorum.
Belki son çare.
Arkasında ABD'nin olduğu açık olan Ege'deki Yunan tehdidini şöyle okumak gerekir:
- KKTC'nin tanınması konusunda Türkiye'nin attığı adımı frenleme atağıdır.
-Suriye'ye yapacağı muhtemel harekât için Türkiye'ye "iyi düşün” mesajıdır.
-Yardım ettiği ve kurdurmaya çalıştığı terör devletinin önünü açmak, Türkiye'nin dikkatini dağıtmak, gücünü bölmek amacına matuftur.
-Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon zenginliğini paylaşmada Türkiye'nin payını azaltma ve masada elini zayıflatma hamlesidir.
-Libya ile Türkiye arasında yapılan "denizcilik ve münhasır ekonomik bölge anlaşması”nı akamete uğratma, Türkye'nin "Mavi Vatan” stratejisini çökertme teşebbüsüdür.
-Türkiye'nin Afrika açılımını, İslam ve Türk Dünyası ile geliştirmeye çalıştığı ilişkileri önleme, Türkiye'nin bölgesel aktör olma çabalarını baltalama politikasıdır.
-15 Temmuz darbe girişimi ile alamadığı sonuçları elde etme gayretidir.
-Ege adaları ve 12 mil konusunda Türkiye'ye geri adım attırma baskısıdır.
İmam-ı Şafi'ye sormuşlar; "Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?” Demiş ki: "Düşman okunu takip ediniz, o sizi doğruya götürür."
Türkiye düşmanının önlemeye çalıştığı her konuda olumlu adımlar atıyor.
Artık emir alan değil, bağımsız politikalarını üreten bir Türkiye var. Sorun da bu zaten.
Demek ki; Türkiye doğru yolda.
"Geçme namert köprüsünden su aparsa seni,
Yatma çakal yatağında aslanlar yese seni”
Allah yar ve yardımcımız olsun…
KONYA – 05 Ekim 2022
MADLEEN GEMİSİ
RUSYA’NIN “PEARL HARBOR”U
TÜRK DEMOKRASİ TARİHİ’NİN YÜZ KARASI: 27 MAYIS
İÇİMİZDEKİ ZEHİRLİ MANTARLAR
PKK NEDEN SİLAH BIRAKTI?
GÜVENLE YAŞANABİLİR BİR ÜLKE OLMAK
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
TÜRKİ CUMHURİYETLERİN JEOPOLİTİK KÖRLÜĞÜ
İKLİM KANUNU…?!
SİYASET GERİLİM DEĞİL, ÇÖZÜM ÜRETMELİDİR.