TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Hz.Şems-i Tebrizi,Hz. Mevlânâ sema ve Biz
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
Milletin Sinirini Bozmayın!
SURİYE ZAFERİ’NİN 1. YILI VE DOHA ZİRVESİ
KAZA VE KADER İNANCINI DOĞRU ANLAMALIYIZ
Dolardan Kaçan Yatırımcıları Altının Cazibesi Baştan Çıkardı
TERAZİ
Çözüm Üreten Çağdaş Atan Aranıyor
Mevlana, Hoca Efendi ve Diğerleri…
Skor 1-1, kazanan Rize!
CADILAR BAYRAMI’NIZ KUTLU OLSUN MU?
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Hayat bisiklet sürmek gibidir.
Pedal çevirdiğiniz sürede hayattasınız.
Pedal çevirdiğiniz sürede yaşıyor, ilerliyor, üretiyorsunuz.
Pedal çevirdiğiniz sürede mutluluk hormonları endorfin ve seratonin salgılanıyor;
Yani pedal çevirdiğiniz sürece mutlu ve umutlu oluyorsunuz.
Pedal çevirirken asla tekere bakmayın düşersiniz.
Daima ileriye , önünüze bakın ,hedeflerinize doğru pedal çevirin.
Pedal çevirdikçe mutlu olacak , mutlu oldukça pedal çevireceksiniz.
Pedal çevirdikçe güçlenecek , güçlendikçe daha hızlı ve aşkla pedal çevirmeye devam edeceksiniz.
Semazenlerin neden başı dönmez dostlar.
Başlarını dünyanın yörüngesiyle aynı derecede eğerler ve dönerler.
Yani dünyayla bütünleşerek hareket ettikleri için başlarını dönmez, aşkla dönerler.
İmtihan için bulunduğumuz dünyada her saniyenin kıymeti büyük.
Sincan’da bulunan bir saat kulesindeki söz çok güzel bir hatırlatma yapıyor hepimize;
Vakit daralıyor…
Bize verilen ömür sermayesinin her anını aşkla, şevkle olumlu anlamda değerlendirmek lazım.
Ömrü hac ve umre tadında ve anlayışında yaşamak gerekiyor.
Hayırlısından farklı meşguliyetlerle doldurmak lazım hayatımızın tümünü.
Bir işte yorulunca başka bir işle dinlenmek için.(İnşirah,)
Zira insana çalıştığından,gayret ettiğinden başkası yok.(İnsan)
Kimsenin kimseye fayda vermediği hesap gününde,
Bütün sermayemiz kendi elimizle yapıp ettiklerimiz.
Gözlerimiz ileride, ayağımız pedalde aşk ve şevkle basalım pedallere.
Ve nefse diyelim ki,
Sırattan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden.
Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.
Birleşmek üzredir şafakla gurûp
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden.
Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden.
Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı, altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden.
Şüphe “başlangıç”tır, karar “nihayet”
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden. (Merhum Abdurrahim Karakoç)
Ha koca oğlan,
Ey beni geliştirmek, yetiştirmek,pişirmek ve olgunlaştırmak için görevli teknik direktör !
Biraz daha gayret,Biraz daha sabır…
Ektik, ektik, yetişecek,
Çoğu gitti, azı kaldı.
Bütün yollar bitişecek,
Çoğu gitti, azı kaldı.
Bir gün anlaşılır şiir;
Çoğu gitti, azı kaldı.
Ekmek gibi azizleşir,
Çoğu gitti, azı kaldı... (Merhum N.Fazıl Kısakürek)
Mevlana, Hoca Efendi ve Diğerleri…
Okyanus mu, Kuyu mu?
Acı mı, Tatlı mı?
Kötü Koku Kimden Geliyor?
Evde Oturan ERKEN Ölür!
Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
Dinin Geleceği
Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Doğa’dan Allah’a…
Hiçbir Başarının Bedeli “Şerefimiz” Olmamalı!