TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Hz.Şems-i Tebrizi,Hz. Mevlânâ sema ve Biz
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
Milletin Sinirini Bozmayın!
SURİYE ZAFERİ’NİN 1. YILI VE DOHA ZİRVESİ
KAZA VE KADER İNANCINI DOĞRU ANLAMALIYIZ
Dolardan Kaçan Yatırımcıları Altının Cazibesi Baştan Çıkardı
TERAZİ
Çözüm Üreten Çağdaş Atan Aranıyor
Mevlana, Hoca Efendi ve Diğerleri…
Skor 1-1, kazanan Rize!
CADILAR BAYRAMI’NIZ KUTLU OLSUN MU?
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Selçuk Üniversitesinde yaşanan olay,cinayet bizleri derinden üzdü.
Yakıştıramadık,bir yere koyamadık,işin içinden çıkmakta çok zorlandık.
Bu 3 kişi nasıl böyle işlerin için girmişlerdi.
Üç şey insan için çok ama çok zordur.
1.Affedebilmek
2.Sır tutmak
3.Boş (serbest) zamanı değerlendirmek.
Bugün insanlığın en büyük problemi sürekli daha rahat bir hayat arayışı peşinde koşmaktır.
Dolayısıyla hep daha rahat bir iş, daha rahat bir araba ve daha rahat bir ev, mobilya, koltuk, v.s.
Oysa insan fıtraten müteheyyiç olduğundan rahatı say(çalışma) ve cidaldedir.
Meylür-rahat, sürekli rahata meyletmek, daha rahat bir hayat peşinde koşmak Bediüzzaman Said Nursi’nin tespitiyle celladı sehhardır yani kendine bağlayan,büyüleyen cellat.
Oysa bu amaç dünyanın yaratılışına aykırıdır.
Peygamberimiz ‘Dünyayı, çöl sıcağında yolculuk yapan bir yolcunun bir ağaç gölgesinde gölgelenmesi gibi yaşayın’ tavsiyesinde bulunnuştur.
İnsanın önüne açılmış ebediyet yolunda sadece bir istasyon olan dünya hayatı ancak ağaç altında gölgelenmek kadar bir zaman değil mi dir ?
Dünya hayatını hac ya da umreye gitmiş bir Müslüman formatında yaşamak gerekiyor.
Süremiz sınırlı, yapılacak ibadet ve vazife çok, her anımız kıymetli.
Bu gün yaşanan ve birçok insana yakıştıramadığımız günahların, cinayetlerin, zinanın, hırsızlığın altında boş zaman ve daha rahat bir dünya arzusu yatıyor dostlar.
Buradan haykırıyor ve diyorum ki !
Boşuna çırpınıyoruz, dünya öyle bir yer değil.
Burası imtihan salonu.
Şu dünya çok gaddardır, mekkârdır.
Bir lezzet verse, bin elem takar, çektirir. Bir üzüm yedirse, yüz tokat vurur.
Dünyayı bu imtihan salonu bilinciyle programlı, ahirete yönelik dolu dolu yaşamak,uzun süreli boş zamanlar bırakmadan yaşamak gerekiyor.
Boş zaman demek sıkıntı demek.
Sıkıntı ise sefahatin muallimidir.
‘Ey kardeşlerim, dikkat ediniz !
Vazifeniz kudsiyedir , hizmetiniz ulvîdir.
Her bir saatiniz, bir gün ibadet hükmüne geçebilecek bir kıymettedir.
Biliniz ki, elinizden kaçmasın.’ B.S.Nursi, Mektubat
Mevlana, Hoca Efendi ve Diğerleri…
Okyanus mu, Kuyu mu?
Acı mı, Tatlı mı?
Kötü Koku Kimden Geliyor?
Evde Oturan ERKEN Ölür!
Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
Dinin Geleceği
Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Doğa’dan Allah’a…
Hiçbir Başarının Bedeli “Şerefimiz” Olmamalı!