BİR KONYA ÇOCUĞU ŞAİR CEMAL OĞUZ ÖCAL
AKŞENER NEYİ BAŞARDI?
GÜNÜMÜZ SORUNLARINDAN İLETİŞİMSİZLİK
GENÇLİĞİN GELECEĞİ-GELECEĞİN GENÇLİĞİ (TÜRKİYE YÜZYILI MAARİF MODELİ)
Dezenformasyonla mücadele ediliyor mu?
Evlilikte Güven
Hardal Tanesi
DİL KÜLTÜR İLİŞKİSİ
ULU CAMİİ
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
Şiir
Gerçekten ‘fahiş fiyat’ var mı?
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -2-
Yaz lastiği zamanı geldi
ÇANAKKALE GEÇİLDİ Mİ?
RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME
Toplumun genelinin talebi aslında tarihte hep belirleyici olmuştur.
Bu toplumun çekirdeği ailede,işyerlerinde,tüm küçük ve büyük topluluklarda geçerli bir esastır.
Halkının,tabanının nabzını tutabilen , halkıyla sağlıklı iletişim kurabilen liderler hep başarılı olmuştur.
‘Nasılsanız öyle yönetilirsiniz’ sözü bunu anlatır.
Bu aşağıdan yukarıya daha etkilidir.
Yukarıdan aşağıya etki de vardır.
‘İnsanlar emirlerinin yolu üzerinedir’ sözü de bunu anlatır.
Demek ki küçük ve büyük gruplarda başarılı bir yönetim için sağlıklı ve sürekli iletişim şarttır.
Peygamberimiz bunun en güzel örneklerini gösterdi.
Muhatabına tam anlamıyla yönelmek bunu anlatır.
Halkından kim ona ‘lebbeyk’ dese hem fiziki hem de psikolojik olarak ona yönelirdi.
Muhatabını dikkatle dinler ve talebini gerçekleştirirdi.
Sürekli halkının arasındaydı.
Onlar gibiydi,onlarlaydı.
Halifeleri ve onu sevenler bu geleneği devam ettirdi.
Hz. Ömer geceleri şehrin kenar mahallelerini gezerdi.
İhtiyaç sahiplerini bizzat tespit ederdi.
3 kıtaya yayılan 3 milyon orduya sahip güçlü Osmanlı Padişahları tebdili kıyafetle halkın arasında dolaşmak ve onlarla sıcak temas kurmaktan vazgeçmedi.
Aile reisliğinden devlet başkanlığına kadar her kademedeki idareciler bu kurala uymak zorunda.
Bu konuyu ‘’Bazılarımız, adil bir yönetim için başkasının ayakkabısıyla 3 gün yürümek zorunda.’’ Başlıklı yazımda geniş bir şeklide değerlendirmiştim.
Konuyu ayrıntılı okumak isteyenleri linkteki yazıyı okumayı tavsiye ediyor ve idarecilik konusunda Mehmet Akif merhumun uyarılarıyla bitiriyorum.
(...) Kadın ne söyledi, Abbas, işitmedin mi demin?
Yarın huzûr-i İlâhide, kimseler, Ömer'in
Şerîk-i haybeti olmaz, bugünlük olsa bile;
Evet, hilâfeti yüklenmeyeydi vaktiyle.
Bir ihtiyar kan bî-kes kalır, Ömer mes'ûl!
Yetîmin, girye-i hüsrân alır, Ömer mes'ûl!
Bir âşiyân-ı sefâlet bakılmayıp göçse:
Ömer kalır yine altında, hiç değil kimse!
Zemîne gadr ile bir damla kan dökünce biri:
O damla bir koca girdâb olur boğar Ömer'i!
Ömer duyulmada her kalbin inkisârından;
Ömer koğulmada her mâtemin civârından!
Ömer halife iken başka kim çıkar mes'ûl?
Ömer ne yapsın, İlâhî, beşer zalûm ü cehûl!
Ömer'den isteniyor beklenen Muhammed'den...
Ömer! Ömer! Nasıl aldın bu bârı sırtına sen?(...)'
Hardal Tanesi
Özeleştiri mi/Savunma mı?
Siyasette Adalet mi Fayda mı?
Yapamadığımız Şeyi Allah’tan İstemek!
Buen Vivir
ORUÇ BİZİ TUTTU MU ACABA?
Başrol de mi Oynuyorsunuz, Yoksa Figüran mısınız?
Nehir Akmalı!
Saygı Duymam Gereken Bu(!) mu?
Dünya ve Ahirette Uyuyabilmek ve Uyanabilmek