Konya'nın köklü çınarı Yeni Konya Gazetesi, 75 yılı aşan yayın hayatıyla yalnızca bir haber kaynağı değil, aynı zamanda şehrin hafızası ve basın tarihinin canlı bir tanığı. Mustafa Naci Gücüyener'in 1 Haziran 1949'da temellerini attığı bu gazete, Demokrat Parti'ye verdiği ilk dönem desteğinden başlayarak, çeşitli evrelerden geçip bugün Anadolu Medya Grubu (ANMEG) çatısı altında yayın hayatına devam ediyor. Türkiye'nin siyasi ve toplumsal çalkantılarının ortasında, kimi zaman baskı dönemlerinin ağırlığını, kimi zaman mali zorlukları ve sahiplik değişimlerini yaşayarak dimdik ayakta kalmayı başardı. Bugün hem basılı hem de dijital ortamda Konyalılara ulaşmayı sürdürüyor. Bu uzun soluklu serüven, yerel basının direncini ve bir şehrin kimliğindeki yerini açıkça ortaya koyuyor.
Uzun bir aradan sonra bu köklü çatının altında yeniden okurlarımla buluşmanın heyecanını yaşıyorum. Meslek hayatıma 1992 yılında Gençliğin Sesi Radyosu'nda başladım. 1994'te ANMEG çatısı altındaki KONTV'de muhabirlik ve haber merkezi istihbarat sorumluluğu görevlerini üstlendim. 1994-2001 yılları arasında KONTV'nin yanı sıra Yurt Haber Ajansı, Kanal 7, Merhaba Gazetesi, Milli Gazete ve Beklenen Vakit Gazeteleri'nde muhabirlik ve köşe yazarlığı yaptım. Şimdi, yıllar sonra, Yeni Konya Gazetesi aracılığıyla sizlerle yeniden bir aradayım.
"Kendime Notlar" başlığı altında, haftada bir gün hayata ve siyasete dair birikimlerimi, gözlemlerimi ve düşüncelerimi paylaşacağım. Türkiye'nin yeniden şaha kalktığı, bölgesinde etkin bir güç haline geldiği bu tarihi süreçte, pozitif bir bakış açısıyla toplumsal hayatımıza katkı sunmaya; yazılarımla umut ve yapıcı bir enerji yaymaya çalışacağım. Temel hedefim, kaleme aldığım her satırda topluma olumlu bir iz bırakmak.
Bu yeniden buluşma imkânını bana sağlayan, Konya'nın en köklü ve saygın yayın kuruluşu Yeni Konya Gazetesi'ne müteşekkirim. Böyle tarihi bir kurumda yer almak, benim için büyük bir onur ve mutluluk.
Gazeteciliğin sosyal medya etkisiyle büyük bir dönüşüm geçirdiği, bilgi kirliliğinin zirveye ulaştığı, insanların yoğun bir algı bombardımanına maruz kaldığı bir çağda köşe yazarlığı yapmak, adeta çift taraflı keskin bir bıçak taşımaya benziyor. Elbette yazdıklarımızın herkes tarafından kabul görmesini beklemek gerçekçi değil. Ancak gördüklerimizi samimiyetle aktarmanın, önce kendimize sonra siz kıymetli okuyuculara bir yol gösterici olacağına inanıyorum. Nihai amacım; yazılarımla fayda sağlamak, düşündürmek, belki de küçük bir ilham kıvılcımı yakmaktır.
Bir haberci olarak edindiğim tecrübe ve bakış açısıyla kaleme alacağım yazıların güncel olaylara temas etmesi kaçınılmaz. Artık "yerel" dediğimiz olgu eski sınırlarını aşmış durumda. Yerelde yaşanan bir sorunun, küresel düzlemde karşılık bulduğunu hep birlikte görüyoruz. Eskiden bize uzak görünen Keşmir'de yaşanan bir dramı bugün evimizin içinde hissedebiliyoruz. Gazze'de İsrail tarafından sürdürülen, uluslararası vicdanı kanatan soykırımı anlık olarak takip ediyor; okulda, evlerinde yakılan çocukların acılarına çaresizce tanıklık ediyoruz.
İnsanlığın, evrensel değerler etrafında birleşmesi, yaşam hakkının korunması gibi temel ilkelerde buluşması gerektiğine inanıyorum. Sosyal medyanın, organize troller eliyle bir manipülasyon aracına dönüştüğünü; devletlerin bu sinsi saldırılar karşısında yetersiz kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Bu sebeple, doğrulanmış bilgiye ulaşmanın yolu olan yaygın basının güçlendirilmesi, güvenilir mesajların bu kanallardan kamuoyuna ulaştırılması her zamankinden daha önemlidir.
Bu sorumluluk bilinciyle, "Kendime Notlar" başlığı altında gördüklerimi, hissettiklerimi ve düşündüklerimi sizlerle paylaşacağım. Bu kıymetli alanı bana yeniden açan, ANMEG Vakfı Başkanı Ahmet Özer ve tüm mütevelli heyetine içten teşekkürlerimi sunuyorum.
Selametle…
