CHP Yine Kuru Sıkı Attı
DEPREMLER KARŞISINDA DURUŞUMUZ NASIL OLMALI?
BU ŞEHRE VEFA BORCUM VAR
Kendi eliyle küçülen muhalefet
E-MUHTIRA VE OSMANLI TOKADI
Küresel ekonomi durgunlukla yüksek enflasyon arsında bir bilinmezliğe sürükleniyor
PAMUK
Galibiyete Ciddiyetsizlik Yakışmadı
Ya 3 T’li (Tespit-Tenkit-Teklif) Konuşun, Ya da Ebediyen Susun!
Hüyük’te Turizm Bayramı
NAMAZIM, HER TÜRLÜ İBADETİM, HAYATIM VE ÖLÜMÜM ALLAH İÇİNDİR
REZİLLİK DİZ BOYU
Mart Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
İRAN – ABD İLİŞKİLERİ
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
ÇUMRA KARKIN’DA TANDIR EKMEĞİNİN SICAK YOLCULUĞU
KIZILDERELİ KATLİAMI
Acı nedir bilir misiniz?
Bu günkü yazımda
Yüz beş sene evvel yaşanmış olan bir hatıradan bahsedeceğim
Bir çarık için öküze neler yapıldığının hikâyesini size ileteceğim
Bundan 25 yıl kadar önce idi sanırım Ermenekli dünürüm olan zamana göre çok kültürlü ve bilge insan (iki yıl önce merhum oldu Allah rahmet eylesin) (1340) 1924 doğumlu Kerim Yıldız amca ile yakın komşu olduğumuz mahallede koyu bir sohbete dalmıştık.
Benim eskiden beri büyüklerle sohbet etmeye karşı bir sevdam var. Bunu yazılarımın çoğunda da belirtirim. Çünkü bu bilge insanlarla sohbette çok güzel hatıralar çok değerli bilgiler dökülür eskilerin dudaklarından yine öyle oldu.
Artık Karaman iline bağlı Ermenek in Balkusan köyünden dünürüm merhum Kerim Yıldız. Dedim ki Kerim amca senin bana anlattığın bir öküz hikâyesi vardı. Ben onu çok merak ediyorum belki de o zaman can kulağı ile dinlememişim bir daha nakleder misin dedim olur dedi? Beni kırmadı ve başladı anlatmaya. İsmail bu asil millet çok cefalar çekti bu ülkenin payidar olması için ne şehitler verdi ne gaziler oldu çünkü bizim düşmanımız başkalarından daha fazla idi hem dini hem arazi hem de adil olmamızdan dolayı dedi.
Balkan harbinin hemen sonraları imiş, aniden patlak veren 1. dünya harbi ile yıllarca askerlik yapan Anadolu gençlerinden bazıları da bizim Ermenek Karaman yöresinin çocuklarıdır. Bu sonu gelmeyen yıllarca süren harpler bazılarına açlıktan bazılarına ana baba ve yar hasretliğinden dolayı kaçak olarak memleketine gelme lüzumunu hissettirmiş. Ve yöremize yakın köylerin kaçak askerleri Çetmi Bolay Bucakkışla Akın İhsaniye Balkusan Güneyyurt (Gargara) gibi köylerin civarında aylarca aç ve susuz kalmışlar.(bu köyler genelde birbirine yakındır) Ayaklarında ayakkabı yok sırtlarında elbise yok Osmanlı hasta adam bunlara sahip olan yok azıklarında ekmek yok olunca yokluk açlık adama fırın damı deldirir hesabı olmuş açlık sofuluğu bozmuş. Ben bu Balkusan köyünden biraz bahsedeceğim müsaadenizle. Burada Karaman oğlu Mehmet beyin türbesi var bu köyde her yıl burada dil Karaman bayramı kutlamaları yapılır ufak ama çok tarihi özelliği olan bir yerleşim birimi. Bu köyümüzde zamanla ayni diğer köylerin akıbetine uğramış gençleri köyü terk edince köyde sadece ihtiyarlar kalmış sevecen ve cana yakın Anadolu insanın yaşadığı emekli olan köylülerinde son yıllar da ilgi gösterdiği tipik bir Anadolu köyü buranın değerini bilen bilir.
Biz yine hikâyemize dönelim, Torosların dik yamaçlarında güney ve doğuya bakan köyün dağları vadileri bol arıcılığa elverişli bir yerleşim yeri ( zaten ondan adı Balkusan) olmuş Ermenek'e 28 km uzaklıkta meyveciliğe çok elverişli bir yer. Güzelliği adeta insanı büyülüyor her yerler sulu vadiler dik yamaçlar gezmeye değer deke çatı denilen yerdeki konuşan çeşmenin özelliği de dillere destan. (konuşan çeşme suyu çok yüksek dağlardan geldiği için çeşmenin akışına ayrı bir hava veriyor çeşme adeta insanlarla konuşur gibi ses çıkarır) İşte bu dağlarda geze geze açlıktan ve sefillikten bunalan asker kaçaklarının en büyük derdi ayaklarında ayakkabı olmayışı. Bunlar bir gün sanırım yaz ortaları Balkusan köyünün karşı sırtlarında bir öküz bulurlar bunu kova kova yakalarlar. Aşağıdaki bir düzlüğe indirirler öküzü keserler. Derisini alırlar. Tekrar öküzü yüksekçe bir taşın başına çıkarıp yabani hayvanlardan zarar görmesin diye bırakırlar ve bir destansı kağıt name yazıp öküzün ayak tırnağının arasına kıstırırlar. Bakalım ne yazarlar o kâğıda okuyalım.
Sakın mundar demeyin ha bu öküze
Dağda tuttuk hayli zor indirdik düze
Çok zahmetler verdi bizim hepimize
Et istemeyiz sadece derisi lazım bize
İmkânımız olsa öküzün parasını da öderdik size
Öküzü dağda gıvradarak zor tuttuk
Öküzün boğazına hemen bıçağı attık
Derisi ile ayağımıza birer çarık yaptık
Etinden bir lokma inmedi vallahi midemize
Askeriz vücutlarımız yorulmuştu
Ayak tabanlarımız sıcaktan yarılmıştı
Sırtımızda kaputlar lime lime olmuştu
Sakın haa ne olur beddua etmeyin bize
Selam olsun bizden tüm köylülere
Çağırın halkı gelsin hepsi imeceye
Ağır gelmesin bir başına bu iş sahibine
Hepiniz birleşip ödeyin öküzün parasını
Bizleri sakın ha öyle eşkıya sanmayın
Söylediklerimize de pek inanmayın
Öküzü kestik diye bizlere darılmayın
Gidiyoruz artık askeri birliklerimize
Yazının altına bir imza atıp Ağustos 1331 diye Osmanlıca birde tarih düşmüşler. Bu hikaye bana Osmanlı askerlerinin üzüm bağından yedikleri üzüm için çıbığa ücret bağlamalarını hatırlattı. Öküzü kesiyorlar etinden bir lokma et yemiyorlar sadece deriden çarık yapmak için çaresizce kestiklerini bahsediyorlar tek kişiye yazık olur imece ile öküzün parasının ödenmesini de öneriyorlar. Benim ilgimi çekti hikâye sizde okuyun.
Diline sağlık Kerim amca demiştim o gün şimdi ise Allah gani gani rahmet eylesin demek düşüyor bizlere. Saygılarımla
Kerim emminin dilinden aktarılan Balkusanlı bir şaire Hanım yengemizin (Kerim emminin kardeşinin eşi) köyde halen söylenen uzunca şiir ama ben üç dörtlüğünü de yazarak yazıma son vereyim.
Kayaları yüksektir çoktur arılık
Suyunu içenlerde olmaz sarılık
Ağustosta dağlarda bulursun karlık
Balkusandır yörede nam vermiştir şöhreti
Dağları taşları sanki Pazar ve çarşı
Ortasından ırmak akar denize karşı
Üç yüz altmış pınarı var kıbleye karşı
Balkusandır yörede nam vermiştir şöhreti
Meşhur deke çatında konuşan çeşme
Darılır sonra suyunu içmeden geçme
Rahmet oku çeşmeyi yapana duasız içme
Balkusan köyüdür nam vermiştir şöhreti
HAYALİMDEKİ SAĞLIK KURUMLARI (hastaneler)
Pekmezler Kaynatılırken “Budadım Bağları” Türküsü -II-
Pekmezler Kaynatılırken “Budadım Bağları” Türküsü -I-
Postal ve Kabaralı Kundura –II-
Postal ve Kabaralı Kundura -I-
Soğansız Sağlık: II
Soğansız Sağlığı-I
“Ben de bu dağları biliktir”
Köyde Bir Evin Hayvanlarla İmtihanı
Değişen Konya, Aile Kurumu...II