Hep Şu Alhanazların Yüzünden! -II-

Bu arada bizim eve yabancı birileri geldiğini gören birkaç köylüm de geldi bize. Onlar sohbet ederken ben mutfağa geçtim, yabancı değildim hemen bir melemen yaptım. Yoğurt, pekmez, sebze, soğan ile sofrayı donatıp döndüm yanlarına. Müdür ‘yahu senin kimsen yok mu?' ‘Olmaz mı müdürüm var ama herkes tarlada bahçede çalışıyor burası köy yeri' dedim. ‘Eee bunları sen mi hazırladın?' ‘Evet' ‘Maşallah elinize yakışıyor demek ki' ‘Evet ben İstanbul'dan geldim orada on yıl bekâr hayatı yaşadım bu işleri iyi beceririm' deyince Müdür bizimle daha fazla ilgilendi ve direkleri sarmak istemelerinin nedenlerini uzun uzun anlatmaya ve köylülerimizin müteahhitlere yardımcı olmadığı için işlerin geciktiğini anlattı. Yemekler yendi orta gayfeleri yaptım. İçtiler, artık gidecekler. Ben, ‘Müdürüm hep siz konuştunuz ben dinledim bana birkaç kelime etme fırsatı verir misin' diye sordum. ‘Buyurun' dedi. Devam ettim. ‘Şimdi siz hep kendi açınızdan doğruları söylediğinizi zannediyorsunuz hiç bana fikir sormadınız, benim böyle kibar göründüğüme aldanmayın. Siz o direkleri Tırlara yüklemeye başladığınızda başınıza taş yağdıracak kadar da yabaniyim. Böyle bir şey olabilir mi yahu? Bana şunu deyin ‘biz hizmet vermek istiyoruz ama siz de bize yardımcı olur musunuz?' deyin. Köy katılım payımızın kaç para olduğunu bankadan bile öğrenemeyen sizler 35 bin lira katılım payınız var dediniz, oysa evrakları elimde. Bizim 49 bin lira katılım payı paramız var bankada' deyince yanındaki Müdür muavini zata dönerek ‘telsizle haber ver direk yüklemeyi durdursunlar bu katip çok dişli çıktı yarın muhtarın ile beraber evrakları da getirin bizim Şato formdaki müdürlük binasına bu işi detaylı görüşelim. Ancak bizim orası çok kalabalık kapıdaki görevliye Gökyurt Muhtarı geldi diye söyleyin ben sizi içeri alacağım yoksa giremezsiniz' diye de uyardı. Yine de güvenemedim. Köyün çıkışına kadar onları uğurladım direkleri sarmalarından korktuğum için.

Akşam olanları Muhtar Mehmet emmi ile görüştük ve katkı payı makbuzları ile Konya'ya geldik. Çok kalabalık olan müdüriyet kapıcısına derdimizi söyledik, sanırım oda haberliymiş bizi hemen müdürü yanına aldı. Selam kelamdan sonra Müdür Bey Muhtara dönerek ‘amca bu katibin var ya çok akıllı ve ne söylediğini bilen birisi yalnız biraz haddini aşıyor. Bize senin ve köyünüzün adına birçok sözler verdi bunları konuştunuz mu yapabilir bize yardımcı olabilir misiniz? Çünkü köyünüz tek kaldı orada zemin etüdü ile anlaşıldı ki zor bir yer. Müteahhitler burayı almaz, onun için Müteahhide taahhüt verip emanet usulü yapacağız köyünüzün tesisatını, ne dersin? Muhtar ‘Evet derim kâtibimin dediklerine' dedi. Müdür de ‘peki sizin köylüler çalışmıyor, yardımcı olmuyor bunu nasıl başaracaksınız ya?' deyince zaten sert mizaçlı bir yapıya sahip olan muhtar ‘Döve döve ya da para ile yaptıracağız artık bu elektrik nimetinden kısa zamanda faydalanmak istiyoruz' dedi. 

Hemen Müdür Bey kalktı aracına bindi bizleri de alıp bugünkü Harmancık mahallesinin Pazar yeri yanındaki bir arazide bol elektrik malzemesi olan yere getirdi. Yetkililer ile görüştük ve ertesi güne direk taşımak için deveboynu, çukur kazmak için keskin muğlu demirleri ve bir iki tane işçi ile anlaştık. Ertesi gün köyün kamyonuna malzemeleri yükledik ilgili şahısları alıp köye götürdük. Güzden direk yerleri tespit edilmiş kırmızı ile boyanmıştı. İmece usulü işe başladık baharın erken vakti idi yazın ortasında işi tamamen bitirdik. Işıkları yaktık. Yazın akşam serinliği ile köy öyle bir güzelliğe büründü ki sormayın.

Karşı çıkarak elektriğin 5-6 yıl gecikmesine sebep olan amca sokak lambasının ışığının alına uzanmış saatin geç olmasına rağmen yatmış horul horul uyuyordu. Zaten başka zaman olsa o saate kadar kalamazdı. Evine gitmesi için elinde bir idare ile önünü aydınlatacak fenere ihtiyacı vardı ama köy ışıl ışıldı. Yanına yaklaştım seslendim ‘Emmi emmi!?' doğruldu benim ne söyleyeceğimi sanki biliyordu. ‘Ne var oğlum rahatımı bozma benim, get yoluna devam et' dedi. ‘Bir şey soracağım emmi şu manzara güzel değil mi köyde?' dedim. ‘Güzel' dedi ‘Peki niye bu hizmetin 6 yıl gecikmesinin sebebi oldun?' Ses yoktu...

Memleketin dört bucağında kendini hizmete adamış, hizmet götüren adamlarla, köyüne kasabasına hizmet getirmek için çırpınan gayretkeş adamlar varsa orada çok işler başarılır.

Ayrıca hizmetin adresi de partisi de hiç önemli değil. Vatanı, memleketi, Anadolu insanını seven, hizmeti insan için yapan kim olursa olsun bu milletin başının üstünde her zaman yeri vardır. Demokrat Parti, Refah Anavatan ve AK Parti çizgisindeki belediyeler hep taş üstüne taş koydular. Bunun için de milletin gönlünde taht kurdular. Millete tepeden bakan, koltuğu makamı menfaati için kullananlar da bir seçimlik saltanat sürerler. 


Yazarın Diğer Yazıları