Bu da Bir Terör

ABD’li Sarai Sierra, geldiği Türkiye’de bıçaklanarak öldürüldü! Kim olursa olsun, hangi ülkeden gelirse gelsin, dini, ırkı, milliyeti, inancı ne olursa olsun… hiç bir insanı- inanca, hürriyete, ülke bütünlüğüne saldırı olmadıkça, teröre bulaşmadıkça- öldürmek insani değildir! Kadın olsun, erkek olsun fark etmez. Hatta hiçbir can taşıyanı öldürmek doğru değildir. Kaldı ki, yasa dışı işleme girenleri öldürmek, kişilere ait bir hak değildir. Buna mahkemeler karar verir. Eğer öyle olmuş olsaydı, her önüne gelen adam öldürür ve ortalık kaosa sürüklenirdi!  


ABD’den, Türkiye’ye geliyor. Fotoğraf çekmek için geldiği söyleniyor. Ama ortadan kayboluyor ve bir süre sonra da bıçaklanmış olarak bulunuyor! Bunun adına en azından vahşet denir. Bendeniz buna; “terör” diyorum. Yapanların bir terör örgütüne mensup olup olmamaları bir şey değiştirmez. Yol kesmek, cana kast etmek, hürriyeti kısıtlamak… terörün yaptıklarıdır!


Konu yalnızca Sierra’nın ölümüyle sınırlı değil. Sadece Sierra’lar öldürülmüyor bu ülkede! Adam hastaneye gidiyor, “hastaya zamanında müdahale etmedi” diye doktoru darp ediyor, dahası öldürüyor! “hastaya zamanında müdahale edip etmediği” ne kadar doğru? “Hastayla ilgilenmediği” ne derece inandırıcı? Olaya bir de hasta yakınları açısından bakalım, acaba doktor nasıl bir yaklaşım segiledi hastaya veya hasta yakınına? Efelik mi yaptı? Dayılıkta mı bulundu? Küfür mü etti? Bilinmez. Ama şu bir gerçek ki; ortada bir darp, bir kavga, bir cana kasıt var! yani olmaması gereken bir durum söz konusu! Yakışıksız bir davranış!


Öğrenci velisi; “çocuğuma öğretmen kırık not verdi”  diye okulu basıyor ve öğretmeni dövüyor! Öğretmene sorunca, “öğrencinin bütün derslerinin kötü olduğunu, bu derse de çalışmadığını, serkeşlik ettiğini” söylüyor! Öğrencinin disiplin cezası aldığı, okulu karıştırdığı da iddialar arasında! Öyle veya böyle bunun yolu bu değil. Meselelere böyle çözüm bulunmaz! Çözümün yolu; darp etmek, dövmek, yaralamak, öldürmek olmamalı.


Eşini, boşanmak istemediği için bıçaklayanların, öldürenlerin sayısı az değil bu ülkede! Kadınlara şiddette erkekler haddi aştı! “iyi günde kötü günde beraber olma”ya söz verip evlilik yapanlar, bir süre sonra araya kötü gün girince, bıçaklar konuğuyor! Kız veya erkek anneleri, başlangıçta; severek, canımdan bir parça diyerek aldıkları gelinleriyle veya damatlarıyla araları açlıyor!  
Trafikte; yol vermeme, birbirini geçme, kırmızı ışıkta durmama, aşırı hız,

kural ihlali… gibi sebepler yüzünden de bir çok ocaklar sönmekte, insanlarımızın hayatı sonlanmaktadır!
Meclis’te ağza alınmadık sözler, küfürler, hakaretler, yumruklaşmalar… bu manzarayı gören sıradan insanlar ve de gençler; “Milletvekilleri birbiriyle geçinmiyor, onlar yumruklaşıyor” bize örnek olmaları gerekirken, kötü örnek oluşturuyolar” diyorlar. Haklılar. Milli mesele, kavgayla mı çözülür? Şimdiye kadar hangi mesele, hangi problem yumruklaşarak çözüldü? İnsanlar, konuşarak anlaşırlar.   


Hangi birini sayalım! İnsan unsuru bu! Ne mi olması lazım? Her insanın peşine polis, jandarma dikemezsiniz. Öncelikle vicdanımıza polisi, jandarmayı yerleştirmek gerekir. Bunun yolu da; “DİN EĞİTİMİ”nden geçer. İnsanlara, “yaratılanı hoş gördük yaratandan ötürü” anlayışını yerleştirmek şarttır. Bir başka anlayış da; “EMPATİ”. Evet, empati duygusu çok önemli. Kendine yapılmasını istemediğin şeyi başkasına yapma. Bunu hangi birimiz yerine getiriyor? Şu iki günlük dünyada neyimizi paylaşamıyoruz? Hangi birimizin üstünlüğü var, insan olarak? Hepimiz topraktanız, hepimiz Âdem’deniz. Ne bu hır gür? Ne bu fesatlık? Ne bu aymazlık? Yaratılışımız bir damla su, sonumuz cife!


Yazarın Diğer Yazıları