Herkes Üslubuna Dikkat Etmeli

Büyükler çok güzel söylemiş; “dilim, etti beni dilim dilim!”, “söz esirindir, ağzından çıktıktan sonra sen onun esiri olursun”…
Yunus emre;
“ele geleni yersin,
Dile geleni dersin,
Böyle dervişlik dursun,
Sen derviş olamazsın!” der.
 Bir başka şiirinde;
“Ey hoca,
istersen git bin hacca,
Hepsinden iyice,
Bir gönüle girmektır!”
diyerek, insanlara karşı nasıl bir tavır içinde olmamızı mesaj vererek anlatır!
Hangi makamda, hangi konumda olursanız olunuz, dilinize sahip olmak zorundasınız! Şu mübarek günde, gönüllerin coştuğu, herkesin manevi iklimden nasip aradığı bir ortamda üslup ve dil bozukluğu doğrusu, haberi dinleyen ve izleyenleri üzmüştür!
Efevari hareketler, meydan okumaya yönelik tavırlar, “ben istediğimi konuşurum, kimse bana karışmaz, karışamaz…” anlayışları hiçbir “insanım” diyene yakışmaz! Kırıcı, ayrıştırıcı, yalan, iftira dolu sözlerle yola devam edilemez! Ramazan ayı; yalandan, çirkin sözlerden, iftiradan ve başkalarını karalamaktan uzak kalma ayıdır.
Şeyh Edebali, Osman Gazi’ye-ki aynı zamanda damadıdır da- bakın ne diyor?
 “İnsanlar vardır, şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler. Avun oğlum, avun... Güçlüsün, kuvvetlisin akıllısın, kelâmlısın. Amma bunları, nerede nasıl kullanacağını bilmezsen, öfken ve nefsin bir olup aklını yener. Sabah rüzgarlarında savrulup gidersin. Daima sabırlı, sebatlı ve iradene sahip olasın. Dünya, senin gözlerinin gördüğü gibi büyük değildir. Bütün fethedilmemiş sırlar; bilinmeyenler, görülmeyenler, ancak senin şecaat, fazilet ve irfanında fethedilip gün ışığına çıkacaktır.
Ananı, atanı say! Bereket büyüklerle beraberdir. Bu dünyada inancını kaybedersen, yeşilken çorak olur, çöllere dönersin. Açık sözlü ol. Her sözü üstüne alma, gördün söyleme, bildin bilme. Sevildiğin yere sık gidip gelme; kalkar itibarın, muhabbet olmaz.
Üç kişiye acı: Cahiller arasındaki alime, Zenginken fakir düşene, Hatırlı iken itibarını kaybedene. Unutma ki; yüksekte yer tutanlar, aşağıdakiler kadar emniyette değildir. Haklı olduğunda mücadeleden korkma! Bilesin ki; atın iyisine doru, yiğidin iyisine deli derler.
Ey oğul! Beysin... Bundan sonra öfke bize, uysallık sana... Güceniklik bize, gönül almak sana... Suçlamak bize, katlanmak sana... Geçimsizlikler, çatışmalar, anlaşmazlıklar bize, adalet sana... Kötü göz, şom ağız, haksız yorum bize, bağışlama sana...
Ey oğul! Bundan sonra bölmek bize, bütünlemek sana... Üşengeçlik bize, uyarmak, gayretlendirmek, şekillendirmek sana...
Ey oğul’ Sabretmesini bil, ağaç vaktinden önce çiçek açmaz... Şunu da unutma! İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın.
Ey oğul! Yükün ağır, işin çetin, gücün kıl’a bağlı. Allah (C.C.) yardımcın olsun!...”


Yazarın Diğer Yazıları