Hoş Geldin Mah-ı Gufran!

Yüce yaratana ne kadar şükretsek az! Yine bir; bağışlanma, gözyaşıyla ıslanma, tevbe etme ve Kur’an ayı ile birlikteyiz! Geçen sene aramızda olanlar bu yıl yok! Geçen sene birlikte oruç tuttuğumuz, birlikte omuz omuza teravih kıldığımız dostlar bu yıl terk-i dünya ettiler!

Bu yüce, kutsal ay’a yetişebilenlere ne mutlu! Bu günden itibaren; teravihler kılınacak, sahura kalkılacak, Kur’anlar okunacak, oruçlar tutulup bayrama tertemiz bir insan olarak girilecek! Camilerimiz tıklım tıklım dolacak! Bu ay’ın manevi feyzinden yararlanmak için, genç, ihtiyar, çocuk, büyük, kadın, erkek herkes koşarak gelecek!

Ramazan güzellikler ayı! Ramazan; bir yıl, belki de bir ömür boyu yaptığımız; hataların, işlediğimiz günahların silinip yok olması, yanıp sıfırlanması için büyük bir fırsat zamanı! Resulullah’ın; “Allah’ım! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl. Ramazan’a kavuştur.” Diye dua ettiği, Kur’an gibi insanlığın rehberi bir kitabın inmeye başladığı, içinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesi’nin bulunduğu müstesna bir ay içindeyiz.

Evet bu yıl ve birkaç yıl ramazan sıcaklara geldi ve birkaç yıl daha devam edecek. Bu, Allah’ın bir lütfu, bir imtihanı. Her mevsimde, her zaman diliminde bizlerin nasıl bir performans göstereceği, yaratana karşı nasıl bir tavır içinde olacağımız test ediliyor! Testi başarıyla geçmek, inanç okulunda sınıfta kalmamak bakımından gayret etmeli, yüzümüzün akıyla imtihanı kazanmalıyız. Kazanmalıyız ki bayramı hak edelim.

Gerçekten ramazanda Kur’an-ı Kerim hatmetmek son derece önemli ve değerli bir ibadettir. Ramazana has olsa bile teravihe devam edip, namaza başlamak da ayrı bir güzelliği olan husustur! Kimse, “ramazandan bir gün önce şu şu hataları yaptım, şu şu insanların hakkını yedim…” diyerek hayıflanmasın. Sağlıkla ramazana kavuştuk mu, Allah bize bu ayı nasip etti mi? öyleyse eskiye dönüp ah vah etmenin anlamı yok. Yalnız şunun anlamı var; bu ramazandan itibaren eskiye bir sünger çekiyor, yanlışlarımı sıfırlıyor, sıfır kilometre bir araç gibi olmak istiyorum. Revizyona tabi tutulmuş bir motor gibi rektefe olarak, hayatımı daha düzenli hale koymak, ailemi, çocuklarımı, toplumu rahatsız eden, asıl önemlisi ruhumu kemiren Şeytani işlere son vermek için azmettim, karar verdim.” Diye büyük bir gayretle temiz sayfa açabiliriz!

İslâm’da umutsuzluk yok. Zararın neresinden dönersek kârdır. Her hafta, her saat, her saniye, her salise…bize  birer fırsattır. Önemli olan; aklımızla, kalbimizi birlikte hareket ettirmek. Kimseden fayda yok. Hani deriz ya, “sağ gözün sol göze faydası yok” aynen öyle. Sevgili peygamberimizin, kızı Fatıma annemize dedikleri çok yerinde ve anlamlı; “kızım, peygamber kızıyım diye bana güvenme. Seni ben bile kurtaramam!” bu kadar hassas ve bu kadar ince bir konu bu. Şöyle der büyükler; “insan yalnız doğar, yalnız düşünür, yalnız sıkıntı çeker ve yalnız ölür.” Bunun anlamı üzerinde düşündüğümüz zaman ne kadar derin bir özellik taşıdığını görürüz. Bu sözü unutmayalım.

Bugün sağlıklıyız! Ya yarın? Evet yarın belki de daha yakın bir zamanda ne duruma düşeceğiz? Ne olacağız? Nasıl olacağız? Belli mi? Biliyor muyuz? Bu konuda elimizde garanti var mı? Şunu diyebilir miyiz? “daha gencim, önümde uzun yıllar var. yaşım 50-60’a gelince orucumu da tutarım namazımı da kılarım, daha erken, şimdiden sofuluğa gerek yok!...” fakat baktığımız zaman mezarlarda yatanların hepsinin 50- 60-70… yaşlarında olmadığını görürüz! İçinde küçük yaşta ölenler, genç iken, dünyadan kâm almalıyım” diyerek vur patlasın, çal oynasın düşüncesinde olup muradına ermeyenler de var! dikkatli olalım, ayağımı denk atalım. Son pişmanlık fayda etmez!    

Daha Kuran Ne Desin!

Ey insan! Yaşıyorken, hem de Kur'ân çağında;
Çırpınıp duruyorsun, cehâlet batağında.
Kalbin katı... Gözün kör... Başın kibir dağında
Kur'ân sana gel diyor, bak bendedir adresin,
Ey eşref-i mahlûkat! .. Daha Kur'ân ne desin! ..

Özgürce seçmen için, iki yoldan birini;
Apaçık bildiriyor, bütün ayetlerini.
Ya Peygamber, ya şeytan... Seç diyor rehberini;
Öyle seç ki; sırattan rüzgar gibi geçesin,
İlle şeytan diyorsan.. Daha Kur'ân ne desin! ..

Ya Cennet bahçesidir, ya ateştir o mezar,
Mekân var mı dünyada, öyle derin, öyle dar?
Hiçbir şey yakın değil, insana ölüm kadar.
Diyor ki; hesabı var, aldığın her nefesin;
Mezarlar konuşurken... Daha Kur'ân ne desin! .. Cengiz Numanoğlu

…………………………………………..

Tüm kardeşlerimin Ramazan’ını tebrik eder hayırlara vesile olmasını dilerim.


Yazarın Diğer Yazıları