İnanmak İçin Sebep Çok

Ayetler açıkça; “ben buradayım, heran yanınızdayım, size şah damarınızdan daha yakınım”… diye haykırıyor! Durum böyle olunca ve aşağıdaki ayetler de gözümüzün önünde durunca, inanmamaya sebep var mı? Her şey bu kadar ayan beyan olduktan sonra; “inanmıyorum, Kabul etmiyorum, gözümle görmediğime inanmam!….” Demek kadar akılsızlık olabilir mi? Sonra, gözümüzle görmediğimiz sadece Allah mı? Elektrik akımını görüyor muyuz? Sevgiyi, acıyı, hüznü, mutluluğu… görmemiz mümkün mü? Bunları görmüyoruz diye inkâr ediyor muyuz? Böyle bir yanlışa düşülüyor mu?
Birisi;
- “Gelirken yolda gelirken ayağım kaydı, düştüm, çok acıyor.”dese,
biz de ona;
-“acıyı bana göstermezsen sana inanmam” demiş olsa ne deriz? Acıyı gösteremediğimiz için, acı yok mu olacak?
Veya;
-“Bugün çok mutluyum, havalarda uçacak gibiyim sanki!” diye sevincini belirtse, biz de buna karşılık;
-“Haydi bana mutluluğu göster” şeklinde bir sözle karşılık versek! Mutluluk yok mu olacak? Gözümüzle gösteremediğimiz mutluluk o zaman yok mu Kabul edilecek?


Havayı görebiliyor muyuz? Hangi renk? Şekli nasıl? Neye benziyor? Havayı görmüyoruz diye;
-Yok canım hava diye bir şey!” deme lüksüne sahip miyiz? Havanın varlığını anlayabilmek için; ağzımızı, burnumuzu kapatalım, hava alacak hiçbir yer bırakmayalım… bakalım ne kadar durabileceğiz bu şekilde?            
Allah da; bunlar gibi soyuttur, yani elle tutulmaz, gözle görülmez, şekli yoktur! Ama belirtileri, varlığının alametleri vardır.            
“O, sizi rahimlerde dilediği gibi şekillendirir. O’ndan başka ilah yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”
“Şüphesiz Allah katında (Yaratılışları bakımından) İsa’nın durumu, Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona “Ol” dedi. O da hemen oluverdi.”
“O öyle bir Rab’dır ki, size çamurdan yaratmış, sonra (Her birinize) bir ecel tayin etmiştir. (Kıyametin kopması için) belirlenmiş bir ecel de O’nun katındadır. Siz ise şüphe içindesiniz.”
“O, size bir tek candan yaratmıştır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. biz, anlayan bir toplum için ayetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.”
“Andolsun size yarattık. Sonra size şekil verdik. Sonra da meleklere; “Âdem için saygıyla eğilin” dedik. İblis’ten başka hepsi saygıyla eğildiler. O, saygıyla eğilenlerden olmadı.”
“Allah, size bir tek nefisten yaratan ve kendisiyle huzur bulsun diye eşini de ondan (Onun türünden) var edendir. (İnsan) eşiyle birleşince eşi hafif bir yük yüklenir (Gebe kalır) ve (Bir müddet) onu taşır. Gebeliği ağırlaşınca her ikisi de Rab’leri Allah’a; “eğer bize iyilik ve sağlıklı bir çocuk verirsen, elbette şükredenlerden olacağız” diye dua ederler.”
“Andolsun, biz insanı kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş bir balçıktan yarattık.” (Kazım ÖZTÜRK, AŞKA ADANAN ÖMÜRLER”, basılmamış eser.)


Yazarın Diğer Yazıları