İNSAN DÜZELİRSE, DÜNYA DÜZELİR!

Bugün dünyada; kan ve gözyaşı sel gibi akıyor. Katliam, savaş, terör… kol geziyor. Zalimler acımadan çocuk, kadın, yaşlı, hasta… demeden katlediyor. Taş taşın üstünde bırakmamaya yemin etmişler. Nereye baksak dert, nereye gitsek ıstırap, nereye el atsak sineleri yakan acılar var!

Dinliyoruz tarafları, sözlerine kulak veriyoruz muhatapların hepsinden yükselen söz aynı; "o yapmasaydı ben de yapmazdım, ben haklıyım” naraları ve kendini savunma tutumları. Kimse, "yoğurdum kara” demiyor. Kimseden kendisini otokontrole yönelme görmüyor ve duymuyorsunuz. Varsa yoksa mahalle kavgası gibi birbiriyle cedelleşme, sürtüşme, çekişme…

Havalar sıcak gider: "öf be, ne kötü hava. Nasıl bir iş” diyerek neredeyse Allah'ı suçlayacak duruma gireriz. Bir insan ölür: "Yahu bu adam ölmemeliydi, ölemez böyle bir insan. Sen ölmedin, ölemezsin” naraları atarız.

Ticari ilişkiye giriyorsunuz; müşteri kazıklamaktan, hileli mal satmaktan, aldatarak çok para kazanmaktan uzak kalmıyoruz. Yaptığımız doğru imiş gibi bir de üstüne üstlük yeminler ediyoruz.

Dükkânımızı, evimizi kiraya veriyoruz. En önce: "Kirayı düşük gösterelim de az vergi verelim. Hatta hiç vergi vermemenin yollarını arayalım” diyerek işi başından bağlamaya çalışıyor ve yaptığımız iyi bir şeymiş gibi böbürleniyoruz.

Nereye baksak, nereye el uzatsak elimizde kalıyor. Devleti kandırmak, devlete olan vergimizi vermemek için her türlü dalavereyi çeviriyoruz. Devletten isteklerimiz bitmiyor, ama kendimiz asla elimizi kıpırdatmayız. Taleplerimiz çok, görevlerimiz, sorumluluklarımız yok! Şikayet çok, itiraz çok, hakaret çok… fakat bir gün olsun; "ben de şu devletime, milletime, insanlarımıza destek olayım, hizmet edeyim…” deme güzelliği yok.

Böyle bir aymazlık içinde Gazze'nin esaret altında olması, Filistin'i, İsrail'in işgal etmesi gayet normal. "İslam ülkesi” dediğimiz ülkeler nerede? Neden kenetlenmiyorlar? Niçin kıyama kalkıp; "Hey ne yapıyorsun? Sen Gazze'yi yalnız mı sandın? Çek kirli ellerini üstümüzden” diyerek kükreyip üstüne gitmiyor? İsrail, bir avuş toprak parçası. Müslümanlar, zalimleri bir kaşık suda boğacak kadar çok ve güçlü. Ama gelin görün ki hepsinin üstünde meskenet külleri birikmiş!

  1. aymazlık içinde olunduğu sürece sırtımızdan hançer eksik olmaz. Allah uyanış versin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kirlettik!


Pınarları bozduk göle saldırdık,

Denizi ırmağı suyu kirlettik,

Ormanı çevreyi çöle kaldırdık,

Sahili doğayı koyu kirlettik!

 

"Dengeyi bozma” der yüce Rabbimiz,

Kimler kulak verir buna hangimiz?

Doğayı bozmaya var mı hakkımız?

Elleri ayağı boyu kirlettik!

 

Evlat isyan eder atayı takmaz,

Aile bozuldu anaya bakmaz,

Muhabbet azaldı öğütler akmaz,

Akraba bağını soyu kirlettik!

 

Sözümüz hedefsiz hakka varmıyor,

Gözlerimiz fersiz canı görmüyor,

Özümüz değersiz canan girmiyor,

Ziyafet şöleni toyu kirlettik!

 

Biz böyle değildik ne oldu şimdi?

Geçmişe baktım da gözyaşım indi,

Nice değerlerin hepsi de sindi,

Tefekkür terk ettik huyu kirlettik!

 

 

 

Samimiyet!

 

Tertemiz bembeyaz tortusuz hayat,

Dostların geçtiği yol samimiyet,

Amasız fakatsız korkusuz hayat,

Yıkmayan dökmeyen yel samimiyet!

 

Alnı açık gezer dümdüz saflarda,

Hiç hilafı olmaz asla laflarda,

Her zaman her vakit gözü aflarda,

İnsanca uzanan el samimiyet!

 

Göründüğü gibi gezer dolaşır,

Gönüller fetheder cana ulaşır,

Muhabbetlerle her yana ulaşır,

Sevgiyle sarılan kol samimiyet!

 

Kafanın içinde art niyet yoktur,

Aslından süzülen berraklık çoktur,

İçilen süt gibi bembeyaz aktır,

Riyaları silen sel samimiyet!

 

Kalpleri fetheyle Yunus misali,

Ahlakta irfanda Yusuf emsali,

Canlara canlar kat Leyla timsali,

Düpedüz dosdoğru kal samimiyet!

 

Elinle dilinle kimseyi kırma,

Şefkat kanadı ger bîgane durma,

Günahı setreyle yüzüne vurma,

Elif gibi dimdik ol samimiyet!

Yazarın Diğer Yazıları