KERBELA’YI HATIRLAMAK!

Bağdat'ın yaklaşık 100 km. güneybatısında yer alan Kerbelâ'nın İslâm tarihindeki şöhreti, Hz. Hüseyin ile ailesi fertlerinin 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680) tarihinde Emevîler'ce şehid edildikleri yer olması ve kabirlerinin burada bulunmasından kaynaklanmaktadır. Hz. Ali'nin medfun olduğuna inanılan Necef'ten sonra ikinci atebedir. Kerbelâ isminin Akkadca "sivri külâh” anlamındaki karballatu kelimesinin Orta İbrânîce ve Ârâmîce'de aldığı karbalâ şeklinden (v. Soden, I, 449), Arapça "Bâbil çevresi” mânasına gelen Küver Bâbil'den (Hibetüddin eş-Şehristânî, s. 6) ve yine Arapça "ayakların yumuşak zemine batması” anlamındaki kerbele kökünden (Yâkūt, IV, 445) geldiği yolunda bazı görüşler ileri sürülmüşse de kesin bir sonuca varılamamıştır (diğer teklifler için bk. Anistâs el-Kermelî, s. 187; The Oxford Encyclopedia of the Modern Islamic World, II, 399). 12 (634) yılında Hâlid b. Velîd'in Hîre'nin fethinden sonra ordusuyla Kerbelâ'ya indiği ve burada birkaç gün konakladığı bilinmektedir (Yâkūt, IV, 445). Hz. Ali'nin de Enbâr yahut Sıffîn'den Kûfe'ye dönüşünde buraya uğradığı ve beraberinde bulunanların susuzluktan endişe ettikleri, ancak bir kuyu bulup su içtikleri rivayet edilir (Hatîb, XII, 305-306). Bu bilgiler Kerbelâ'nın İslâm öncesinde kurulmuş bir belde olduğunu göstermektedir. (TDV İslam Ansiklopedisi)

Hazreti Muhammed'in torunu Hazreti Hüseyin ve 72 yakınının şehit düştüğü "Kerbela olayı", İslam tarihinin siyasi anlamda en önemli kırılma noktalarından birini oluşturuyor.

Irak'ın Kufe kenti yakınlarındaki Kerbela Çölü'nde 10 Ekim 680'de Emevi Devleti'nin 2'nci halifesi Yezid bin Muaviye tarafından Hazreti Hüseyin ve ehlibeytin şehit edilmesi, İslam tarihinde asırlardır dinmeyen bir acı olarak yer aldı.

Kerbela'nın, hala Müslümanların içini acıtan bir olay olmaması, birbirimizin boynunu vurmamak, fitne tohumları ekmemek, savaşa, katliama, zulme yol açmamak için Kur'an tefekkürüne kapı aralamamız şarttır.

Her yazımda, her konuşmamda, her şiirimde neden Kur'an'dan dem vuruyorum? Çünkü Kur'an, şaşmayan rehber. Kur'an; pörsümez gerçek. Hayata yön veren, insanları huzura kavuşturan dosdoğru yol, sıratı müstakimdir. Yeryüzünde bulunan bütün canlılar mutlaka ama mutlaka Allah'ın merhametine, affına, rahmetine muhtaçtır. İnananın da inanmayanın da yolu Allah'a gidiyor. "Eyne'l mefer” (Kaçış nereye?) derken bu anlatılmak istenir.

Bugün insanlıkta sıkıntı varsa bunun çözümü; Kur'anî hayattadır. Kur'an'la iletişimi sağlamlaştırmak zorundayız. O zaman ne kerbelalar olur, ne zulümler, ne de katliamlar…

 

Kerbela!

Durmadan kanıyor, kapanmaz ara,

Her an tatlı olsun, acı Kerbela,

Yürekler yanıyor, onulmaz yara,

Tatlarla dolsun hep, acı Kerbela!

 

 

Seyrediliyoruz, aymazcasına,

Allah'la aldandık, saymazcasına,

Canımız yanıyor, kıymazcasına,

Neşeyle gülsün hep, acı Kerbela!

 

Yaşlar içindeyiz ne bu âhımız?

Lime lime olduk, çok günahımız,

Bunun için kahrediyor helakımız,

Dostlukla gelsin hep, acı Kerbela!

 

Nebi hanesine, silah çekildi,

Hasan ve Hüseyin, içten yıkıldı,

İnsanlar dertlendi, kalpten yakıldı,

Huzurla kalsın hep, acı Kerbela!

 

Vicdanlar ölüyor, imanlar rafta,

Yezitler ruhlularla, mümin bir safta,

Kur'anî bakışlar, hepsi de lafta,

Birliği bulsun hep, acı Kerbela!

 

 

Kur'an

 

Hakkın kitabını, pasajı oku,

Kardeşlikler gelsin, yok olsun hüsran,

Resul kıssasından, mesajı oku,

Ölü kalp can bulsun, dirilsin insan!

 

Ayet nakış nakış, oya misali,

Gönüllere işli, her bir timsali,

Hicranı bitirir, Rabbe visali,

Kur'an rehber olsun, durulsun zaman!

 

Canı inşa eder, İslamî yolda,

Şerri alır gider, ihsanî elde,

Sevgiye tat katar, irfanî kulda,

Fikirlerle dolsun, sorulsun mekân!

 

Dünyaya sevgiyi, getirecek o,

Savaşları kini, bitirecek o,

Dostluğun tahtına, oturacak o,

Kur'an kapısından, girilsin her an!

 

Sadra şifa verir, okundukça hep,

Hüzün sona erer, dokundukça hep,

Sıcaklığı sarar, bakındıkça hep,

Gönüller verilsin, sarılsın canan!

Yazarın Diğer Yazıları