TOP YEKÛN TASARRUF
Hardal Tanesi
DİL KÜLTÜR İLİŞKİSİ
ULU CAMİİ
TÜRKİYE SELÇUKLULARI VE KONYA KİTABI
Psikolojik Manipülasyon Nedir?
SEN YOLA ÇIK YOL SANA GÖRÜNÜR-2
Milletimiz adil ve güçlü devleti sever II
KUL HAKKI
IRAK ZİYARETİ NASIL OKUNMALIDIR
Şiir
Gerçekten ‘fahiş fiyat’ var mı?
İSLAM DÜNYASI NEDEN DÜZELMEZ VE NASIL DÜZELİR? -2-
Yaz lastiği zamanı geldi
ÇANAKKALE GEÇİLDİ Mİ?
RAMAZAN AYINDA SAĞLIKLI BESLENME
"Doğrudan Kur'andan alarak ilhamı,
Asrın idrakine söyletmeliyiz İslâm'ı” M.Akif Ersoy
Der. Der de, bunu ne kadar gönlümüze, ruhumuza indiririz? Kur'an deyince, her birimiz; "O, yüce bir kitap, Allah'ın mesajları, Allah kelamı, Kitabullah, Mushaf. Kur'an'ı yükseklere koymalıyız, göbekten aşağı tutmamalıyız…” gibi sözler söyleriz. Hepsi doğru, hiçbir cümle yanlış değil.
Ama yanlış olan bir şey var. Şu soruyu mutlaka sormalıyız? "Biz Kur'anın neresindeyiz?”, "Kur'an bizim neremizde?” "Kur'an bize ne kadar yakın?” "Biz Kur'an okuyoruz da, Kur'an bizi okuyor mu?”
Kur'an; Müslümanların ilkeler kitabıdır. Düşünmeye, fikir üretmeye, akıl yormaya yönelik ayetler, "temiz toplum oluşturmak ve adam olma”yı öne çıkaran ilahi fermanlarla doludur.
"Niçin yapmadığınızı söylersiniz?” ayeti bile tek başına bize yön vermeli. Veriyor mu? Eğer vermiş olsaydı; dost sohbetlerinde, ticari ilişkilerde, memur amir ilişkisinde, ailevi ortamda… maskeli tavır takınmaz, riyakarca tutum sergilemezdik.
Kur'anın felsefesini yapmıyoruz. Yani Kur'anî tefekkürden uzağız. Halbuki Kur'an, sık sık, "düşünmez misiniz? Tefekkür etmez misiniz?” der. Düşünmeyenlerin üstüne pislik yağacağını belirtir.
Müslüman; düşünen, fikir üreten, beyni terleyen, dertli insandır. Toplumun derdi, Müslümanın derdidir. Toplumla ilgilenmeyen, olumsuzluklara ses çıkarmayan, olumlu olaylara ilgisiz kalan, bana neci tavırlar… müslümana yakışmaz. Kur'an, mıymıntı Müslüman istemez. İnceleyin peygamberlerin hayatını; hiçbirisi bir köşeye çekilip toplum meselelerine ilgisiz kalmamışlardır.
Kur'an; insanı inşa eder. Bu,
"Ne olursan ol gel,
İster kâfir, ister putperest,
İster yüzbin kere tövbeni bozsan da yine gel,
Bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir.” İlkesine uygun bir hayat çizgisi içinde olmayı öğütler.
Kur'an; sakınanlar ve arınanlar için bir yol göstericidir. Kur'anın gönderiliş amacı; insanların inançlarını düzeltmek, ahlakını güzelleştirmek, dünya hayatlarını düzene koymak, ilahi irade, rıza ve düzene uygun bir dünya hayatından sonra ve bu sayede onlara ebedi mutluluklarını kazandırmaktır.
Akif'in de belirttiği gibi, Kur'an bize hayat vermeli, hayatımızın her anını işgal etmeli. Kur'ansız bir hayatın hayat olmadığı, Kur'andan uzak yaşantının yaşantı olmadığı şuurunda olmalıdır. Kur'anın; "belhum adal” dediği; "hayvanlardan daha aşağı” duruma düşmemek, Kur'anla iletişimle mümkün olur. Huzur kapısını aralayıp, huzur kentine, huzur şehrine girmenin yolu Kur'anı okumak, anlamak, hayatımıza uygulamaktan geçer.
Mümin şahsiyet; Kur'anla iletişim içine girer. Bu, her Ramazan ayında "hatim yarışı”na girerek, el alem; "ne çok hatim yapmış, ne kadar iyi okuyor” diye iftihar vesilesi yapmakla olmaz. Kur'anı, yükseklere koyarak, gelin ve damatların odalarında süs olsun diye nakışlı kaplarda saklamakla şahsiyet elde edemeyiz.
Kur'an
Kur'an; kurtuluşa vesile,
Kur'an; inanana reçete!
Kur'an; insanlığa pencere!
Kur'ana kapı aç her gece,
Ne Oldu Sana?
Sen donmadın yiğidim, biz donduk;TOP YEKÛN TASARRUF
SELÇUKYA OKULLARDA
HASAN UKDEM’İ GÖZYAŞIYLA DİNLEDİM
NEDEN KAYBEDİYORUZ?
TEMİZ TOPLUM, İNSANCA YAŞAMAKLA MÜMKÜN
SÜNNETULLAH’TAN BİR GÖRÜNTÜ; BAHAR
ACI HAYATLAR
YARIN BAYRAM!
DÜNYANIN EN KISA VE HÜZÜNLÜ CUMA HUTBESİ
RAMAZAN İKLİMİ BİR ÖMRE BEDEL