MESNEVİ’DEN CANA ŞİFA ÖĞÜTLER

 

 

 

Mesnevi

 

Dünya zindanındaki zincirler kırılıyor,

Hür oluyor tüm canlar maddeden sıyrılıyor,

Hayallerin üstünde bir sofra kuruluyor,

Huzurlu yuvaların çatısıdır Mesnevi!

 

Karanlıklar içinden çıkıverir insanlar,

Umutsuzluk ipini çekiverir insanlar,

Sevgi meşalesini yakıverir insanlar,

Sevdalı gönüllerin kapısıdır Mesnevi!

 

Semazenler bu aşkla dönüyorlar her zaman,

Hakkı hakikatleri anıyorlar her zaman,

Sema muhabbetiyle yanıyorlar her zaman,

Pir-i Mevlana'mızın tapusudur Mesnevi!

 

Cümle cümle hikmetler her beytinde hayat var,

Yaralı gönüllere sadra şifalar sunar,

Okudukça ruh verir gönle vefalar sunar,

Pervane-i civanın yapısıdır Mesnevi!

 

Zaman zaman Meram'da Çelebi'nin bağında,

Sema törenlerinde Mevlana dergâhında,

Okunuyor aşk ile canların divanında,

Hakka gönül verenin kapısıdır Mesnevi!

 

 

Arapça bir kelime olan, ancak Arapçada kullanılmayan ve sözcük olarak "ikişerli, ikişer ikişer olana ait” anlamına gelen mesnevî, bütün beyitleri kendi aralarında kafiyeli ve tüm beyitleri aynı ölçü ile yazılan manzum şekildir. Edebiyatın şiir türlerinden olan mesnevî türünde kaleme alındığı için bu isimle anılan ve altı cilt, 26660 beyitten ibaret olup, "Fa'ilatun Failun” vezniyle yazılmış olan Mesnevî, birçok dile (Farsça, Arapça, İngilizce, İtalyanca, Almanca, Urduca, Fransızca, Türkmence, İspanyolca, İsveççe, Arnavutça, Japonca, Özbekçe, Tacikçe, Kazakça, Flemenkçe, Boşnakça vb.) tercüme edilmiş, hakkında şerhler yazılmış, derlemelere temel oluşturmuştur Mevlâna, Mesnevî'nin ilk on sekiz beytini kendisi yazmış, diğer kısımlarını ise söylemek suretiyle Hüsameddin Çelebi'ye yazdırmıştır.

 

İslam edebiyatında önemli bir yeri olan ve şark kültürünü manzum bir şekilde aktaran Mesnevî, Müslümanlar arasında kutsal bir kitap saygısıyla tanınmıştır. Esinlendiği esas menşe Kur'an olan Mesnevî, müritlere tasavvufu öğretme amacı güden bir eser olmasına rağmen, zaman zaman duygu ve düşünce lirizmini de barındırmıştır. Mevlâna, Mesnevîde işlediği hususları, ayet ve hadislerle, bütün muhatapların kolaylıkla anlayabilecekleri şekilde açıklar. Bu nedenle Mesnevîde yer alan hususların, değinilen konuların ve verilen öğütlerin Kur'an'a ve sünnetle paralellik gösterdiği söylenebilir.

 

Mesnevi 13. yüzyılda Konya'da yaşayıp yine orada vefat eden Türk dünyasının en büyük düşünürlerinden Mevlânâ Celâleddin tarafından yazılmıştır.

Mesnevinin her bahsinde Kur'an kıssaları geçer. Bir çok beytinde ayet ve hadislerden iktibas ve tazminler vardır. Bu bakımdan Mesneviye "Magz-ı Kur'an” Kur'an'ın iç yüzü denir.

Mesnevide yer yer realiteye de önem verilmiştir. Mevlana, gezdiği yerleri, gördüğü şeyleri anlatırken de realiteye kıymet vermiştir. Bütün bir devrin adetleri, görenekleri, düşünce ve sezişleri elle tutulur, gözle görülür halde canlanır. Bazen de Mevlana, kendi maceralarını kapalı yahut açık bir şekilde anlatır, fikirlerini izah eder.

  1. yazıldığı tarihten itibaren büyük bir önem kazanmış, başta Mevleviler olmak üzere bütün Tasavvuf ve edebiyat aşıkları tarafından sevilmiş, hatta Vahdet-i Vücudu kabul etmeyen yahut tereddüt eden alimler bile bu kitaba dil uzatamamışlardır.

 

Mevlânâ'nın insan merkezli bakışı bu eserinde de görülmektedir. İnsan akıl ve nefisten yaratılmış; ancak aklıyla tanımlanmıştır. İnsanın gerçeğe ulaşması için sadece aklın varlığı da yeterli değildir. Zira insan; akıl, gönül, aşk, nefis, sabır v.b. unsurlardan oluşan bir değerler manzumesidir. Eğitim ipek böceğinin ördüğü koza gibi, bu değerlerin insan üzerindeki iç içe ve barışık örüntüsünün adıdır. (MESNEVİ'DEN CANA ŞİFA ÖĞÜTLER/ KAZIM ÖZTÜRK) (22 Ekim 2022)

 


Yazarın Diğer Yazıları